Afganistan hükümeti, Taliban güçlerinin başkent Kabil’e girdiğini açıklamasıyla Türkiye’nin Kabil’deki vatandaşlarının, sivil, diplomatik ve askeri personel dahil güvenlik sorunu gündeme geldi. Çoğu ülke Kabil’deki büyükelçilikleri ve diğer şehirlerdeki diplomatik temsilcilikleri yanı sıra Afganistan’daki vatandaşlarını tahliye kararı aldı ancak henüz Cumhurbaşkanlığı, ya da Dışişleri Bakanlığından bu yönde bir karar açıklaması gelmedi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Türkiye Büyükelçiliğiyle ilgili her türlü önlemin alındığını, gelmek isteyen vatandaşların tariflei THY seferleriyle gelmekte olduğunu söyledi. (*) Bir de daha önce Dışişleri Bakanlığından gelen, Afganistan’dan ayrılmak isteyen vatandaşların Kabil Büyükelçilik ve konsolosluklara bilgi vermesi gerektiği açıklaması var.
İsminin açıklanmasını istemeyen yetkililer, Türk vatandaşlarının Afganistan’dan gerekirse askeri imkânlarla tahliyesi için her türlü planlamanın yapıldığını, siyasi karara göre her an harekete geçilebileceğini vurguluyorlar. Halen Kabil’deki Hamid Karzai havaalanının iç güvenlik ve işletmesini Türk Silahlı Kuvvetleri sağlıyor. Taliban son açıklamasında Türk askerinin de 1 Eylül’e kadar ülkeden ayrılmaması durumunda saldırı hedefi sayılacağını ilan etmişti.
Birkaç gün önce Taliban’ın Kabil dahil ülkeyi 90 gün, yani üç ay içinde tamamen ele geçireceği tahmininde bulunan ABD askeri istihbaratının bu tahmini 72 saat, yani üç güne indirdiği basına yansıdı. Bunun en büyük nedeni olarak Afgan ordusunun Taliban karşısında tamamen çözülmesi. Kabil’in dış mahallelerine ulaştıktan bir kaç saat sonra hükümet merkezi, Başkanlık sarayına ekibiyle birlikte giren Taliban liderlerinden Molla Abdül Gani Baradar dahi “bu kadar kolay bir zafer beklemediklerini” söyledi. Cumhurbaşkanı Eşref Gani’nin ise komşu Tacişkistan’a kaçtığı bildirdi.
İkinci Musul olmasın
ABD’nin Türkiye’den Afgan hükümetiyle Taliban arasındaki barış görüşmelerine aracı olması talebi ve devamında Türk askerinin Kabil havaalanının korunması ve işletilmesini üstlenmesi projesi son gelişmelerin gerisinde kalmış gibi görünüyor. Ancak bu konuda da henüz açıklama yok. Diğer yandan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 11 Ağustos’ta Taliban ile görüşmelerin [iddialara göre istihbarat kanallarıyla Dubai’de] sürdüğünü söylemiş, gerekirse kendisinin de “Taliban üst düzeyiyle” görüşebileceğini söylemişti.
Ankara, Kabil’deki gelişmeleri, gelişmelerin hızına ayak uydurmaya çalışarak izliyor. Afganistan’daki Türk vatandaşları ve diplomatik personelinin durumuna Taliban’ın şiddet kullanması ihtimaline göre karar verilecek. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan Türk asker, polis ve diplomatlarıyla Türk vatandaşlarının vakit kaybetmeden tahliye edilip Türkiye’ye getirilmesini, kaçak Afgan mülteci akınına ise istedi. (*)
Türk hükümeti 2014 yılında IŞİD saldırısına uğrayan Irak’ın Musul şehrindeki başkonsolosluğunu tahliyede gecikince Başkonsolos Öztürk Yılmaz dahil 49 kişi IŞİD tarafından esir alınmış ve zorlu pazarlık ve çabalar sonucu sağ kurtarılabilmişti.
Erdoğan: Afgan göçmen dalgasıyla karşı karşıyayız
Bu arada, Taliban’ın Kabil’e girdiği haberleri gelirken Cumhurbaşkanı Erdoğan, MİLGEM Korvet Projesi 1. Gemi Denize İnişi – Açık Deniz Karakol Gemisi Sac Kesim Töreni’nde konuya değindi. Erdoğan, “Son dönemde çatışmaların yoğunlaştığı Afganistan’a barış ve istikrarın gelmesi konusunda da Pakistan’a hayati görevler düşüyor. Türkiye olarak İran üzerinden gerçekleşen ve giderek yoğunlaşan bir Afgan göçmen dalgasıyla karşı karşıyayız, bölgenin ve en başta da Afganistan’ın bir an önce istikrara kavuşturulması için her türlü çabayı göstermeye devam edeceğiz. Pakistan ile işbirliğini artırarak sürdürmemiz gerekiyor. Elimizdeki tüm imkânları seferber etmekte kararlıyız” dedi.
Erdoğan, gün içinde İran sınırını güçlendirme çalışmalarını izleyen Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’dan bilgi almış, seslendiği sınır birliklerine “Bir taraftan sel afetleri bir taraftan yangınlar. Bütün bunlar devam ederken bir de dedikoduya dayalı bir sıkıntı. Bu dedikoduya dayalı sıkıntıları da inanıyorum ki sizler bertaraf edeceksiniz. Bunları da aşmamız gerekiyor çünkü bir yalan terörü Türkiye’de estiriliyor. Bu yalan terörünü biz sizinle beraber aşacağız. Özellikle de bu sınırlarda ördüğümüz duvarlarla giriş-çıkışları da tamamen engellemiş olacağız” demişti.
Akar da Akar, ülkeye izinsiz giriş yapan Afgan sayısında artış yaşandığı yönündeki eleştirilerle ilgili olarak “Ortaya atılan görüntülerin hiçbirinin gerçeği yansıtmadığını çok açık bir şekilde bir kez daha burada müşahede ettik” demişti.
(*) Güncelleme: 16 Ağustos 2021, 07.48