“Kılıçdaroğlu aday gösterilince rahatladık” diyor AK Parti’nin önemli bir yetkilisi; Meclis kulisinde sohbet ediyoruz, “En azından bizim tabandan seçmen cezbedemez diye düşündük; başka adaylar cezbedebilirdi. Ancak bu durum bizim arkadaşların “Nasıl olsa kazandık” rehavetine kapılmasına yol açıyor.”
“Çünkü diyor” AK Partili kaynağım; “Seçimin aslında Tayyip Bey ile Kemal Bey arasında geçmeyeceğini, Cumhurbaşkanımızı isteyenlerle istemeyenler arasında geçeceğini göz ardı ediyoruz.”
AK Partili yetkilinin bunu dert etmesi bana çelişkili geliyor. Çünkü Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın beğeni düzeyi, partisinin üzerinde. Deprem felaketi ardından çıkan yönetim hataları dahi Erdoğan’ın beğenilme oranını düşürmemiş, hatta biraz artırmış durumda. Muhalefet yetkilileri bunu gösteren anketlere kızıyor ama, hatırlayın, benzeri durumu Covid-19 salgının ortaya çıktığı ilk aylarda da gözlemiştik. Türkiye’ye özgü bir durum da değildi: insanlar kriz ve felaket anlarında iktidarda kim varsa ondan yardım bekliyor, ona güvenmek istiyor. Beğeni düzeyleri sonra eski durumuna dönüyor.
Erdoğan işte o geri dönüşü engellemeye çalışıyor.
Yarış başa baş
Çünkü Erdoğan 58 gün kalmışken seçim yarışının AK Parti kadrolarında görüldüğü gibi “Kazandık, bitti” kolaylığında olmadığının farkında.
Başa baş bir yarış var.
Aynı durum CHP lideri ve Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu ve Millet İttifakı için de geçerli. Erdoğan karşıtı cephede de “Kazandık, bitti” duygusuyla rehavete kapılma, işin ucunu bırakma eğilimi var. Kılıçdaroğlu o yüzden ekibini motive etmek için sürekli sahada. İYİ Parti’nin içinde artçı sarsıntılar devam ediyor, o nedenle bir aksama var ama örneğin Deva Partisi lideri Ali Babacan son günlerde sahada ve ekranlarda öne çıkıyor.
O nedenle Erdoğan hem kendi tabanından hem MHP’den gelen itirazlara rağmen Kürt-İslamcı Hüda-Par’ın, olanca kadın düşmanı tutumuyla Yeniden Refah Partisi’nin desteğine ihtiyaç duyuyor. O kadar rahat olsa neden duysun?
Kılıçdaroğlu da son düzlükte soldan sağa her kapıyı çalıyor; bir gün “Mücahit Kemal”, ertesi gün “Bozkurt Kemal” diye hitap ediliyor. Sosyal medya yüklemesiyle özellikle genç kesimde ilgi toplayan Muharrem İnce’ye davet çıkarılırsa şaşmamak lazım.
Rehavete kapılmanın faturası
Hem Cumhur İttifakı hem Millet ittifakı yüzde 40 civarında tıkanmış görünüyor.
Burada Kılıçdaroğlu’nun, Millet İttifakının akılcı kullanırsa -belki de birinci turda seçimi alabileceği bir senaryo mevcut.
O da HDP’nin öncülüğündeki Emek ve Özgürlük İttifakının desteğini almak. Kılıçdaroğlu’nun 18 Mart’ta HDP Genel Merkezine yapmayı düşündüğü ziyaret ertelendi ama bu daha çok aynı gün Çanakkale Şehitlerini Anma Günü programına bağlı olabilir. HDP’nin (TİP’in önemli katkısıyla) Kılıçdaroğlu’nu desteklemesi, bir ihtimal İYİ Parti’den bazı istifalara yol açabilir. Ancak iki gün önce parti sözcüsü Kürşad Zorlu’nun “Görüşmede sıkıntı yok, içeriğine bakacağız” deyip Anayasa’nın ilk dört maddesini öne çıkarması, bu tür istifaların sonucu fazla değiştirmeyebileceğini gösteriyor. Zaten ortada ne Anayasa’nın ilk dört maddesinin değiştirilmesi talebi var ne de Kılıçdaroğlu’ndan bunu müzakere etmesi beklenmeli.
Yine de rehavete kapılmanın faturası ağır olacaktır. Yarış hala başa baş, seçime de çok az bir süre kaldı.