Doktor, halk sağlığı uzmanı
Yeni bir bölücü unsur: Pandemi Ekim ayının sonuna geldik. On ayda dünya ortadan ikiye çatladı. Bu çatlak önceden bildiğimiz çatlaklara, kutuplara falan benzemiyor. Mesela komünizm ile kapitalizm arasında değil. Yoksul ve zengin ülkeler arasında değil. Gelişmiş demokrasilerle, az gelişmişler arasında değil. Ülkeler politik liderliklerine bağlı olarak çatlağın bu tarafında ya da diğer tarafında yer alabiliyor.
Deneysel yaklaşım Bir önceki yazımda Sağlık Bakan Yardımcısı Şuayip Birinci’nin, verilerinden sorumlu olduğu Bakanlığın verilerini yalanlayan makalelerinden ve bu çalışmalara imzasını koyan tuhaf araştırma ekibinden bahsetmiştim. Maşallah Sayın Bakan Yardımcısının, bir yandan pandemi ortasında veri toplama, analiz, rapor etmek gibi zor bir işin en üst düzey sorumlusuyken, bir yandan da spektrumu lösemili Covid hastalarına uzanan
Yalan söylemeye bir kez başlarsanız, devam etmek zorunda kalırsınız, biri diğerini kovalar ve bir gün mutlaka yakalanırsınız. Çoğumuz, çocukken büyüklerimizden bu yolda tavsiyeler duymuşuzdur. Ben, pek de kısa sayılmayan ömrümde bunun birçok örneğine tanık da oldum. Ama bu salgın sırasında içine düştüğümüz tablo, ancak bir TV dizisine göndermeyle açıklanabilir durumda: “Yalan Rüzgarı”. CHP Ankara milletvekili
Çocukken birçoğumuz yapmışızdır. Bebeklerimizi konuşturmuş ya da kafamızı çarptığımız kapının bize bir kastı olduğunu düşünmüş ve onu tekmelemişizdir. Bu yalnızca çocukların yaptığı bir şey değil, erişkinler, erişkin toplulukları da cansız eşyalara, yerlere vb özellikler atfederler. Yalnızca “ilkel” dediğimiz topluluklar değil, modern zamanlarda da. Sık bildiğimiz bir örnek Türkiye’de bir kazanın, tatsız bir olayın geçtiği bir
CHP milletvekili Murat Emir, 29 Eylül günü Twitter hesabından Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı rakamların vaka sayılarını gizlediğini, Sağlık Bakanlığı Bilgi İşleme ait 10 Eylül 2020 tarihli bir belgenin vaka sayısını 29.377 olarak gösterdiğini, Sağlık Bakanlığı’nın ise aynı gün 1.512 yeni hasta ilan ettiğini açıkladı. Milletvekilinin iddiasına göre günlük vaka sayısı 30 binlerde, yani bakanlığın açıkladığı hasta
Her sabah uykudan uyanıklığa geçtiğim bulanık anlarda, bugün ne kötü haber alacağım endişesini yaşıyorum. Sonra, gün içinde mesajlar -bazen çok uzun zamandır iletişimim olmamış bir tanıdıktan- telefonlar gelmeye başlıyor. Doktor gruplarında kimi benden genç, kimi benden yaşlı kaybettiğimiz hekimlerin hikayeleri paylaşılıyor. Birçok bebeğin sağlıkla dünyaya gelmesine yardım etmiş benden çok genç bir kadın doğum hekimi,
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca Hürriyet’ten Ahmet Hakan’la görüşmesinde Türkiye’deki filyasyonun dünyada eşi benzeri olmadığını söylemiş. Salgının başından beri hemen her alanda tekrar tekrar duyduğumuz bir nokta bu. Yalnızca Türkiye’de uygulanan ilaç tedavileri, yalnızca Türkiye’nin ulaştığı tedavi başarı oranları, yalnızca Türkiye’de uygulanan haftasonu sokağa çıkma yasakları. Sağlık Bakanlığı salgın yönetiminde orijinalliği önemsiyor.Her ne kadar yeni Koronavirüs,
Sağlık Bakanı salgında “birinci dalganın ikinci pikini yaşıyoruz” dedi. Doğru; üstelik bu pik, yani tepe noktası, bakanlığın ilan ettiği sayıların gösterdiğinin ve birinci tepe noktasının çok daha üzerinde gibi görünüyor. Geçtiğimiz haftalarda Rize, Malatya, Erzurum valilerinin ve Ankara Tabip Odası’nın kendi şehirleri için basına açıkladıkları rakamlar bu illerin dahil edildiği bölgeler için ilan edilen resmi
Dün Ankara’da bir doktor arkadaşım, Covid tanısı konup ilaç verilerek evine gönderilen, ama evde durumu ağırlaşan bir yakınına yoğun bakım yatağı bulmak için nasıl endişe içinde hastane hastane boş yer araştırdıklarını anlattı. Sonunda neyse ki küçük bir hastanede, tanıdığı bir başhemşirenin de yardımıyla bir yer bulunabilmiş. Telefonda bunları dinlerken, şehrin merkezi yerlerinden birinde sokaktaydım. Duyduklarımla
11 Ağustos günü dünyadaki bütün haber ajansları Putin’in bir basın toplantısını verdiler. Yok, konu Ortadoğu’daki çatışmalar, ya da dünya ticareti üzerine restleşmeler değildi. Karşımızda o alışkın olduğumuz kendine güvenen ve zengin, akıcı bir dille konuşan Putin de yoktu. Yerine oldukça gergin, kelimeleri ve alışkın olmadığı terimleri birbirine bağlamaya çalışan ve sık sık elindeki notlara bakan