Madem artık Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemindeyiz, madem artık Cumhurbaşkanlığı tek yetkili ve dolayısıyla tek sorumlu makam, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, özellikle de şu zor günlerde ülkenin her köşesinden, toplumun her kesiminden gelen seslere kulak vermek zorunda. Artık çok geç olmadan… Hangi seslere mi? Hoşuna gitmese de ülkenin, halkın, hepimizin iyiliği için konuşan seslere. Belki Tarabya’da, ya da
Korona salgınına karşı Türkiye’nin kurduğu baraj, iki yerde ciddi şekilde çatladı. Diyanet İşleri Başkanlığı 13 Mart günü, Cuma namazının camilerde kılınmasını engellemeye bir türlü yanaşmadı. Başkan, mimbere çıkıp, karşısındaki kalabalığa baka baka “kalabalıklardan uzak durun” dedi. Umreye gidenlerin durumu yönetilemedi. Suudi Arabistan’ın alarm vermesine, hatta Kabe’yi ziyarete kapatmasına rağmen, umreciler 20–25 günlük programlarını bozmadı. Diyanet
Konu bir süredir pek öne çıkarılmıyordu. Belki Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, AK Parti tabanında görünür hale gelen mevzi ve taban kaybını partililerin kendilerini dünya işlerine fazla kaptırıp din işlerini boşlamasına bağladı; tabanı toparlamak için bu yola başvurdu. Belki bu yüzden “İslam bize göre değil, biz İslam’a göre hareket edeceğiz” çıkışını yaptı. Belki o nedenle ilk defa