Sosyal medyada yayılan bilgilere karşı dikkatli olunması gerektiğini bir önceki yazımda belirtmiştim. Yanıltıcı, yalan, eksik bilgi içeren haberlerin kölesi olmak bizi onulmaz toplumsal yaralar açabilecek kitlesel infiallere doğru sürükleyebilir demiştim. Bugün ise çok daha bireysel bir konuya, teknoloji ve sosyal medyanın gücünü kullanarak sizi dolandırmak isteyenlere dikkatinizi çekmek istiyorum. Dolandırıcılık cenneti Türkiye Ülkemiz maalesef dolandırıcılar
Teknoloji, 19. yüzyıldan beri kurduğumuz toplumsal düzenin her alanına giderek daha çok sirayet ediyor. Teknoloji sektörü ise kendi içindeki dikeylerde çok hızlı devinim içindeyken, yatayda da tüm hayatımızı etkileyen bir noktaya çoktan gelmiş durumda. Günlük hayatımızın lojistik ihtiyaçlarından, eğitim öğrenime, oyun oynamaktan satış yapmaya, flört etmekten haberleri takip etmeye kadar her şey teknolojinin sağladığı imkanlarla
Cümlenin uzun hali şöyle: “Büyümenin herkese açık olmadığını hissederse halkta öfke birikiyor”. Sahibi dünyaca tanınan iktisatçı, Prof. Dr. Daron Acemoğlu. Geçen hafta, 13 Ağustos’ta Toplumcu Düşünce Enstitüsü Başkanı Nebil İlseven’in düzenlediği bir seminer öncesinde bir grup gazeteciyle yaptığı sohbette söyledi. Hem Türkiye’de hem dünyada Covid-19 sonrası verimlik, büyüme ve eşitsizlik konuları tartışıldı. Ve büyümenin tek
Ben 1980 doğumluyum, nice seçimlere tanık oldum. Seçim vaatlerinde sağ partilerin bireyden çok altyapı yatırımlarını öne çıkardığına defalarca tanık oldum. Yol yaptık, baraj yaptık, santral yaptık, havalimanı yaptık ve benzeri sözler kulaklarımda defalarca çınladı. Hatta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın her yerde söylediği “yol medeniyettir”, dolayısı ile biz yol yaparak medeniyet ulaştırıyoruz söylemlerini çok net hatırlıyorum. Son
Dijitalleşme ile birlikte kişisel veri kavramı da hayatımızın önemli bir parçası haline geldi. Daha önce de bir kimlik numaramız, banka hesaplarımız, adresimiz, işimiz, sevdiğimiz şarkıların listesi, en sevdiğimiz yemekler, alışveriş yapmaktan en çok hoşlandığımız marketler vs. vardı. Fakat bunların hepsi birbirinden bağımsız işletmelerin bilgisi dahilindeydi. Sürekli gittiğiniz lokanta belki en sevdiğiniz yemeği bilebilirdi ama en
Türkiye’de hukuk son dönemde en çok konuşulan konulardan biri. Sonuçlanmayı bekleyen davaların çokluğu, sosyal medyanın nabzına göre adalet dağıtan mahkemeler, tarafsızlık ilkesinin çöpe atıldığı kararlar, çevre felaketlerine yol açacak kararlar, çoklu baro sistemine geçiş, yargılama sürecinin cezanın kendisi haline dönüştürülmesi gibi birçok başlık altında hem televizyonlarda hem de sosyal medyada hukuk sistemimiz tartışılıyor. Yapay Zekâ
Türkiye startup ekosistemi son dönemdeki yatırımlar ve satın almalar ile geniş kesimlerin ilgisini çekti. Getir’in, Insider’in aldığı yatırımlar, Foriba, İyzico, Gram Games ve Paraşüt satışları derken Peak Games’in Zynga’ya 1,8 milyar dolarlık satışının ardından belki de ilk defa ekonomi ve teknoloji bakanları bu büyük satışı kutlayan açıklamalarda bulundular. Pek çok köşe yazarı da startup eşittir
Koronavirüs Covid-19 nedeniyle herhalde aklını körü körüne inançlarına teslim etmemiş herkes bilim ve teknolojinin hayatımızdaki önemini anladı. Tıpçılar, istatistikçiler bir anda hayatımıza yön verir oldu. Mühendislerinin üretim hattında yaptığı küçük değişikliklerle buzdolabı, otomobil ve insansız hava aracı fabrikalarında solunum cihazı ve tıbbi siperlik üretmeye başladığını gördük. Dijital teknoloji sayesinde video-toplantılar, küresel çapta siyaset, idare ve
Murat Yetkin benden teknoloji üzerine yazı rica ettiğinde, bu ortamdaki ilk yazım üzerine çok düşünmek zorunda kaldım. İlk olarak 2020 yılında fark yaratacak teknolojiler konusunu işlemeyi planladım ancak bu konu korona virüs (Covid-19) sebebiyle şu an için anlamını yitirdi. Bu sebeple güncel konu ile teknolojinin birleştiği nokta üzerine bir yazı dizisi ile görüşlerimi aktarmak istedim.