Türkiye, sıkça dillendirdiği “Dünya beşten büyüktür” iddiasını enerji sahasında da hayata geçirebilecek potansiyele sahip bir ülke. Geniş yenilenebilir kaynakları, güçlü mühendislik geleneği, stratejik jeopolitik konumu ve dünya çapında deniz taşımacılığı kabiliyetiyle aslında küresel enerji oyununda ön saflarda yer alabilecek niteliklere sahip. Ancak ne yazık ki, Türk enerji şirketlerinin küresel enerji arenasındaki varlığı hâlâ silik. Ne
Enerji, artık sadece evlerimizi ısıtan, sanayiyi döndüren ya da arabalarımızı çalıştıran bir girdi olmaktan çok daha fazlası. Bugün enerji; diplomasiyi şekillendiren, savaşlara yön veren, teknolojik dönüşümleri hızlandıran jeostratejik bir güç. Türkiye bu satranç tahtasında uzun süredir yalnızca hamle bekleyen bir piyon gibi durmakta. Oysa artık zamanı geldi: Megavat hesaplarının ötesine geçmeli, “megastratejiler” üretmeliyiz. Tabii ki

