Artık gündemi halkın geçim sıkıntısından, ekonomiden saptırma hamlesi olarak dahi sayamıyoruz daha resmen açıklanmadan bıktıran yeni Anayasa tartışmalarını. Halkın umurunda değil yeni Anayasa, herkes amacın Cumhurbaşkanına dördüncü adaylık yolu açmak için yeni Anayasa istendiğine inanıyor. Ama geçim sıkıntısı milyonların umurunda. Yeni hafta başlıyorken milyonların hafta sonunda bir bardak suda koparılan Anayasa’nın üçüncü maddesi tartışmasını konuşacağını
Yeni yasama yılı başlıyor. İlk aşamada gündemde yeni vergi düzenlemeleri ve yargı paketi gibi hepimizi doğrudan ilgilendiren konular var. Türkiye’nin etrafı barut fıçısı gibi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Nev York’ta yatırımcı toplantılarından da aldığı nabızla, Türkiye’ye döner dönmez “Erken seçim yok” demesi 1 Ekim öncesi bir tutum beyanıydı. CHP lideri Özgür Özel ise bir yandan iç
“Türkiye’nin ana gündeminin Anayasa değişikliği olmadığının biz de farkındayız” diyor TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş; “Ama Türkiye’nin sivil, demokratik ve devlet değil millet odaklı bir Anayasa yapmasının koşullarının bulunduğuna inanıyoruz.” Kurtulmuş ile 30 Mayıs sabahı bir grup gazeteci arkadaşla Çankaya’daki TBMM Başkanlık Konutunun bahçesindeki kahvaltı davetinde söyleşiyoruz. Konular Anayasa, Gazze ve sokak hayvanları ama daha çok
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan kendi icraatlarından, kendi getirdiği kurallardan vazgeçme serisine devam ediyor. İlk akla gelenleri bir çırpıda sayalım. Son yargı kriziyle yeniden tartışmaya açılan Anayasa’nın 90’ıncı Maddesine göre AİHM kararlarının üstünlüğü. Kadına şiddete karşı İstanbul Sözleşmesinden çıkılması. Değiştirilmesi tartışmaya açılan Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkı. Şimdi de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin taşıyıcı sütunlarından yüzde 50+1 eşiği.