Yerel yönetimler, vatandaşa en yakın kamu yönetim organı olarak demokrasinin beşiği. Çeşitli çalışmalar kurumlarına güven duyulan toplumlarda yaşam kalitesinin de daha yüksek olduğunu vurguluyor. Demokrasiye ve kamu yönetimine duyulan güvenin azaldığı bir dünyada, vatandaş güvenini ve demokrasiyi güçlendirerek yaşam kalitesini geliştirmenin yolu yerel yönetimlerden geçiyor. Güveni geliştirmenin yolu ise iyi yönetişim. “Ölçmediğini geliştiremezsin”, kalite anlayışının
Dünya, demokrasinin korunması ve gelişimi için kritik bir dönemden geçiyor, siyaset ve kamu kurumlarına duyulan güven azalıyor. Oysa, kurumlarına güven duyulan toplumların yaşam kalitesi daha yüksek oluyor. İnsanların kamu otoritesi ile en yakın ilişki içerisinde olduğu kurumlar ise belediyeler. Bu nedenle, vatandaş odaklı yerel yönetişim anlayışının yaygınlaşması aslında demokrasinin ve ortak kaynakları paylaştığımız insanlarla birlikte
İnsanların bir toplum olarak yaşamlarını bir arada sürdürebilmeleri ve refah düzeylerini geliştirecek fırsatlara sahip olabilmeleri için etkin bir kamu otoritesine gerek var. Kamuda karar kalitesi bunun bir parçası.Vatandaşlar kamu otoritesini şu 7 temel amaç için görevlendiriyorlar:1. Hukuk devleti kavramının geçerli kılınması,2. Piyasa ekonomisinde rekabeti engelleyerek herhangi bir oyuncuya haksız çıkar sağlamasının önlenmesi ve makroekonomik istikrarın
Koronavirüs Covid-19 nedeniyle herhalde aklını körü körüne inançlarına teslim etmemiş herkes bilim ve teknolojinin hayatımızdaki önemini anladı. Tıpçılar, istatistikçiler bir anda hayatımıza yön verir oldu. Mühendislerinin üretim hattında yaptığı küçük değişikliklerle buzdolabı, otomobil ve insansız hava aracı fabrikalarında solunum cihazı ve tıbbi siperlik üretmeye başladığını gördük. Dijital teknoloji sayesinde video-toplantılar, küresel çapta siyaset, idare ve