Amerikan basını 16 Ekim akşamı ABD Başkanı Donald Trump’ın 9 Ekim’de, yani Türkiye’nin Suriye’de Barış Pınarı harekâtına başladığı gün yazdığı bir mektubu yayınladı. Trump, Erdoğan’a Suriye’de PKK’lılarla anlaşmayı tavsiye ettiği mektubunu, “Sert adam olma. Aptal olma!” cümleleriyle bitirmiş; henüz kimse tarafından yalanlanmayan bu mektup utanç verici bir skandaldır. Ne diplomatik, ne kişisel nezaket kurallarına uyan
U.S. President Donald Trump’s letter to Turkish President Tayyip Erdoğan as covered by the American media is possibly the worst scandal and the worst humiliation that the Republic of Turkey has been subject to face so far. Still not denied by the White House, in his letter dated October 9, the day that Turkey has
ABD Başkanı Donald Trump, 14 Ekim gecesi imzaladığı yaptırım kararnamesiyle Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Enerji Bakanı Fatih Dönmez ile Savunma ve Enerji Bakanlıklarını yaptırım listesine aldı. Ayrıca Türkiye’den çelik alımı üzerindeki gümrük tarifesini yeniden yüzde 50’ye çıkardı ve zaten kimsenin nasıl olacağına pek akıl erdiremediği ticaret hacmini 20’den 100
In a rare example of arrogance, U.S. Treasury Secretary Steven Mnuchin said on October 11 that the U.S. “can shut down the Turkish economy” if it “needed to”. He used this populist expression after announcing that U.S. President Donald Trump has authorized the Administration to “punish” Turkish individuals and entities if the “Kurdish allies” of
On October 13, as Turkish President Tayyip Erdoğan recounted all of the common doubts regarding Turkey’s military campaign in Syria, he put the fight against ISIS on the top of the list. Whether the “Peace Spring” operation targeted the Kurdish population or the militant groups linked to the outlawed Kurdistan Workers’ Party (PKK) came second.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 13 Ekim’de Türkiye’nin Suriye harekâtı konusundaki tereddütleri sayarken birinci sıraya IŞİD’le mücadeleyi koydu. İkinci sırada Barış Pınarı harekâtının PKK’yı mı, yoksa Kürtleri mi hedef aldığı, üçüncü sırada ise Türkiye’nin YPG/PKK kontrolünden çıkardığı Suriye topraklarına ilişkin hesaplarına dair tartışmalar vardı. Bu sıralama doğruydu: gerçekten de Türkiye’ye yönelik eleştirilerin en çok yoğunlaştığı konu, Suriye’deki
Türkiye’nin 9 Ekim’de başlattığı Suriye harekâtı 10 Ekim’de Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyinin olağanüstü toplantıya çağrılmasına neden oldu: sert bir kınama, hatta yaptırım beklentisi vardı. Öyle olmadı, kınama çıkmadı. Üstelik ABD ve Rusya nadir görülen bir örnek sergileyerek kınama kararını veto etmekte birleşti. Nedenlerine birazdan geleceğiz. Oylama sonrasında Türkiye’nin BM Daimi temsilcisi Feridun Sinirlioğlu, Suriye’deki
Kod adı Barış Pınarı olan askeri harekâtın 9 Ekim saat 16.00’da başladığını Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Twitter hesabından duyurdu. Barış Pınarı, 2016 Cerablus (Fırat kalkanı) ve 2018 Afrin (Zeytin Dalı) operasyonlarından sonra son üç yılda Suriye topraklarındaki üçüncü büyük askeri operasyon oldu. Önce Diyarbakır’dan kalkan F-16 uçaklarının Akçakale’nin karşısındaki Tel Abyad ve Ceylanpınar’ın karşısındaki Resulayn civarındaki
Meclis’in hükümete yurt dışına asker gönderme onayını uzatmasıyla Suriye topraklarının Fırat ve Dicle nehirleri arasında kalan sınır boyundaki PKK kontrolündeki bölgeye yönelik askeri harekâtın önünde engel kalmadı. Barış Pınarı adı verilen harekât yıllardır sözü edilen Güvenli Bölge kurulmasını amaçlıyor. Şakası yok, bu bir savaş: PKK’ya karşı ama Suriye topraklarında yürütülecek. PKK’nın elinde tuttuğu IŞİD militanlarını
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ABD Başkanı Donald Trump’la 6 Ekim’deki telefon görüşmesi sonrasında Beyaz Saray Türkiye’nin “çok yakında” Suriye’nin kuzeyine gireceğini Pazar gecesi olmasına rağmen acilen duyurdu. O saatlerde “Barış Pınarı” harekatının eli kulağında olduğu haberleri Suriye sınırına artan askeri sevkiyat fotoğrafları eşliğinde sosyal medyada en çok anılan “trend topic” konu olmuştu. Harekatın, Erdoğan’ın 1 Ekim