Bu yazıyı yazmak için bilgi toplamaya başladığımda 1 ABD doları 7,24 lira ediyordu. Bu satırları yazarken dolar 7,25 lira olmuştu. Hazine ve Berat Albayrak 24 Haziran 2018 seçimleri ardından, aynı zamanda kayınpederi olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından iki bakanlığın birleştirilmesiyle kurulan Hazine ve Maliye Bakanlığına getirildiği 10 Temmuz 2018’de 1 dolar 4,70 lira idi.
Türk lirasının tarihte düştüğü en kötü durum olan 7,25 düzeyinden önce ABD dolarının tarihimizde aldığı en yüksek değer Bakan Albayrak görevinin ikinci ayına girerken, 13 Ağustos 2018’de görülen 7,21 idi. Hatırlayacaksınız ABD’li rahip Andrew Brunson tutukluydu. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump’a, Fethullah Gülen’e atfen “Ver papazı, al papazı” çağrısı yapmıştı. Bunun üzerine Trump önce iki senatörü Türkiye’ye göndermişti. 18 Temmuz’da Brunson’un tahliye talebi reddedilince, 2018’e 3,79’la başlayan dolar 4,79’a çıkmış, Trump’ın Türk ekonomisini tehdit etmesiyle üç hafta içinde 7,21 düzeyine tırmanmıştı. Yine hatırlayacaksınız, bağımsız Türk yargısının siyasi etki altında kalmadan Brunson’u tahliye etmesiyle doların değeri 5 küsura doğru inişe geçmişti.
“Kara kara düşünüyorlar”
İşte o günlerden birinde, dolar 5,20 lira iken Albayrak memleketi Trabzon’da yaptığı bir konuşmada, Konya-Kayseri arası bir şiveyi taklit ederek şöyle demişti: “Dolar 10 lira olacak, 15 lira olacak ya… 6 liradan, 7 liradan yığalım dolarları, sonra satarız. Şimdi bunlar kara kara düşünüyor”. Bakan, artık ekonominin ehil ellerde olduğunu ve doların bir daha o düzeylere çıkmayacağın teminatını vermek istiyordu.
Belki de o nedenle Erdoğan hükümeti doların önce 6 lira psikolojik sınırını, sonra 7 lira sınırını aşmaması için her çabayı harcadı. Temmuz 2019’da sadece Merkez Bankası başkanı değiştirilmedi, aynı zamanda Erdoğan değişikliğin eski başkanın hükümetin faiz indirimi talebine uymadığı için değiştirildiğini söyledi. Merkez Bankası bağımsızlığı artık sadece kâğıt üzerinde kalmıştı. Kamu bankaları ellerindeki döviz kaynaklarını satmaya başladı.
Bankalardan döviz satarak liranın değer kaybını önleme çabasının Ocak 2019 ila Şubat 2020 sonu maliyeti 52 milyar dolara yakın tahmin ediliyor iktisatçıların hesabıyla. İktisatçılar doları 7 liranın altında tutmak için sadece geçtiğimiz Şubat (2020) ayında 13 Milyar dolardan fazla harcandığını tahmin ediyor. Son olarak Merkez Bankasının bankalarla swap limitini yüzde 30’dan yüzde 40’a yükseltti.
Covid-19 salgını Türkiye’de Mart’ta başladı, yani az önce verdiğimiz tabloda henüz koronavirüs etkisi henüz yoktu. Yalnızca Türkiye’yi vurmadı koronavirüs Covid-19, bütün dünyayı vurdu. Hükümetin 18 Mart kararları, daha çok ekonomiye yönelikti ama çoğu ülke vatandaşına doğrudan yardım yaparken, Türkiye’de daha çok borçlandırma anlamına gelen daha çok kredi yoluna gidildi. Hükümetin çıkış için karşılıksız para basmayı düşündüğü anlaşıldı. Bu ise enflasyonu doğal olarak artıracaktı. İşsizlik ise daha önce görülmemiş düzeylere çıkıyordu.
Bakanın toparlama gayretleri
Dolar bütün çabalara rağmen 30 Nisan günü 6,96’ya dayandı. 1 Mayıs tatil, 2 ve 3 Mayıs hafta sonuydu. 4 Mayıs günü dolar 7,01 lira oldu. 5 Mayıs’ta, dolar 7,05 olduğu gün, iktisatçı Mahfi Eğilmez, Twitter hesabında Merkez Bankası döviz rezervlerinin eksiye düştüğünü, resmî rakamlarla gösterdi. 6 Mayıs’ta dolar 7,12 olmuşken Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK), bankaların yurtdışı TL hesaplarını sınırladı. İktisatçı Zümrüt İmamoğlu, Twitter hesabında bu kararın “sermaye kontrolü” anlamına geldiğini söyledi ve Covid-19 mücadelesini kast ederek “sağlıkta kazandığımızı ekonomide kaybetmeyelim” dedi. Bankaların yurt dışındaki TL hesaplarının toplanı 15 milyar lira, yani o günkü kurla 2 milyar dolardan az tutuyordu; Türkiye’nin Turgut Özal’dan bu yana izlediği piyasa ekonomisinden sapmakla suçlanacağı operasyon 2 milyar dolar için yapılıyordu.
Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak müdahale ederek dış yatırımcıya güven verme zamanı geldiğini düşündü. Çoğu New York’ta olan uluslararası yatırımcıların karşısına çıkacak kendisi ve hükümeti adına teminat verecekti. Gerekli bağlantılar yapıldı, 7 Mayıs sabaha karşı Albayrak video-konferans yöntemiyle uluslararası yatırımcıların karşısına çıktı. Türkiye’nin Covid-19 salgını nedeniyle ABD ve İngiltere dahil ülkelere tıbbi yardım yaptığını anlattı. Kur seviyelerini politika aracı olarak kullanmadığını, sermaye kontrolünü ve piyasaya müdahaleyi aklından beri geçirmediğini söyledi. Bu sözlerin yatırımcıları tatmin edip etmediğini bilemiyoruz. Ama gelen sorular ABD ile swap (takas) anlaşmasının ne durumda olduğu yolundaydı.
Burası çok önemli
Bakan, adeta BBDK operasyonunu anımsatacak şekilde Türkiye’nin birkaç ülkeyle swap, takas anlaşması yapmaya çalıştığını söyledi. Bu muhtemelen Türkiye’nin ABD ile swap anlaşmasından pek umutlu olmadığı, o nedenle hangi ülkeden ne kadar alırsa ona razı olacağı şeklinde anlaşıldı ki, 7 Mayıs sabah açılan piyasalar önce 7,21, birkaç saat sonra 7,24, ardından 7,25 gerçeğiyle karşılaştı.
Bu gelişmeler yaşanırken Resmî Gazetede BDDK’nın Finansal Piyasalarda Manipülasyon ve Yanıltıcı İşlemler Hakkında Yönetmeliği yayınlandı. Öğleden sonra da BDDK, Türkiye’deki üç uluslararası bankaya, Citibank, PNB Paribas ve UBS’e lira-döviz işlemi yasağı getirdi. Bunun üzerine dolar yeniden 7,15 düzeyine “indi”. Belki bunu da bir rahatlama, bir başarı olarak göstermek isteyenler çıkar.
Belki bu arada Bakan Albayrak da bizlere neler olup bittiğini, bu durumdan nasıl çıkılacağını “Merak etmeyin, her şey çok iyi” demenin dışında anlatır. Artık psikolojik eşik aşıldığına, düşme rekoru kırıldığına göre muhtemelen o stres de kalkmıştır artık üzerinden.