Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias’ın 15 Nisan Ankara temasları skandal denebilecek bir şekilde son buldu. Dendias ortak basın toplantısında Türkiye aleyhine ağır suçlamalarda bulununca Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu altında kalmadı ve canlı yayında eşine az rastlanır bir söz düellosuna tanık olduk. Bu basın toplantısının videosunu ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, AB Güvenlik ve Dış Politikalar Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ve AB’nin diğer dışişleri bakanlarının izlemesi Doğu Akdeniz’deki sorunların altında başka nelerin yattığını anlamaları bakımından yararlı olacaktır.
Otuz beş dakika süren basın toplantısının üçte biri “olumlu gündem” mesajları ve diyalogun sürdürülüp gerilimin azaltılması mesajlarıyla geçti.
Dendias, on altıncı dakika civarında “Yoksa AB yaptırımı geliyor” demeye başlayınca Çavuşoğlu’nun yüzündeki “ev sahibi gülümsemesi” dondu. Bir sonraki dakika Dendias Türkiye’den gelen savaş tehdidiyle Yunanistan’ın egemenliğini ihlal ettiğini söyleyince Çavuşoğlu’nun yüzü asılmaya başladı. Libya ile deniz sınırları anlaşmasının hukuk-dışı olduğunu söylediğinde kaşlarını çatıp not almaya başladı. Nihayet Dendias, Türkiye’nin Ayasofya’nın cami olarak yeniden ibadete açılması kararını geri almasını istediğinde Çavuşoğlu sinirinden dudağını kemirmeye başlamıştı.
“Basının önünde suçlarsanız cevabını alırsınız”
Çavuşoğlu, daha birkaç dakika önce “dostum Niko” diye hitap ettiği Dendias’a “Ben konuşmamda Yunanistan’ı itham edici ifadede bulunmadım. Basının önünde ülkemi ve milletimi itham ederseniz bunun cevabını vermek durumundayız” diye bir giriş yaptı.
Öncelikle Yunanistan’ın egemenlik hakkını ihlal iddiasını yalanlıyordu. Libya ile deniz yetki alanları anlaşması BM kayıtlarına geçmişti ve bu konuda yetkisi olmayan AB organlarının ne dediği “umurunda değildi”. Çavuşoğlu da içeride, toplantı sırasında Dendias’a Yunanistan’ın 4 yılda 80 bin mülteciyi anlaşmalara aykırı şekilde “geriye ittiğini”, bazılarının teknelerini batırdığını yüzüne söylemiş ama bunu basın toplantısında tekrarlamış mıydı?
Basın toplantısı bu buz gibi havada bitti sanılırken Dendias yeniden konuşmak istediğini söyledi ve söze Çavuşoğlu ve ekibini “kraldan çok kralcı olmakla” suçlayarak başladı. Herhalde Dendias, Dışişleri Bakanının Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan farklı bir çizgide olacağı gibi bir beklenti içindeydi. Türkiye madem AB üyesi olmak istiyordu, Yunanistan’ın AB’nin bir parçası olarak AB ilkelerini temsil ettiğini kabul etmeliydi.
Gerginliği sürdürmek istiyorsanız, sürdürürüz
Çavuşoğlu, basın toplantısı boyunca vücut diliyle tepeden bakan bir duruş sergileyen Dendias’ın bu sözleriyle daha da kızdı. Artık tepkisini gizlemeye gerek de duymuyordu. Yunanistan’ın 1923 Lozan Antlaşmasına aykırı olarak silahlandırdığı adalardan, kıta sahanlığı ve hava sahası ihtilaflarından söz etti. Bunları AB üzerinden değil, ikili planda çözebileceklerini, zaten istikşâfi görüşmelere bu nedenle yeniden başladıklarını hatırlattı. Yunanistan AB’nin etkili ülkelerinin kendisini ancak bir yere kadar destekleyip ortada bıraktığını, dertlerinin silah satmak olduğunu görmüyor muydu?
“Gerginliği, tartışmayı sürdürmek istiyorsanız, sürdürürüz” dedi.
Ama Dendias belli ki Yunanistan seçmenine, Türkleri kendi evlerinde nasıl zorladığını göstermek istiyordu. Belki de Türkiye’ye karşı pasif bulduğu Başbakan Kriyakos Miçotakis’i Ankara üzerinden vurmak, böylece kendisini ABD’deki Biden yönetimine göstermek istiyordu. Yeniden söz aldı ve yine AB adına konuştuğu imasıyla Türkiye’nin bu durumu kabul etmesi gerektiğini iddia etti.
Söz düellosu, Çavuşoğlu’nun “Tek taraflı dayatmaya gelmeyiz” sözüyle sona erdi.
Dendias’ın asıl sorunu Miçotakis mi?
Bu düello ardından görüştüğüm bir diplomatik kaynak, aslında içeride yapıcı geçen görüşmenin basın toplantısındaki izlenimin fena halde gölgesinde kaldığını yorumunu yaptı.
Dendias adeta gerginliği azaltıcı bir diyalogu değil yeni bir gerginliği ateşlemeye gelmiş gibiydi.
Bunda belki 14 Nisan için planlanan Ankara görüşmelerinin, Çavuşoğlu’nun olağanüstü toplanan NATO Konseyi için Brüksel’e gitmesi nedeniyle bir gün sonraya bırakılmasının da payı vardı. Çavuşoğlu Brüksel’de NATO Genel sekreteri ve ABD, İngiltere, Almanya, Fransa, İtalya dışişleri bakanlarıyla Rusya-Ukrayna gerilimi ve Afganistan’ı konuşurken Dendias İstanbul’da Rum Ortodoks Patriği Bartolomeo’yla görüşüyordu. Belki de Yunanistan kamuoyu gözünde Partikhane ziyareti ardından Ankara’ya geçip Türklere haddini bildirme fırsatını kaçırmasını bu basın toplantısıyla telafi etmek istemişti.
Belki de amacına ulaştı. Dendias’ın çıkışlarının Doğu Akdeniz’deki gerilimin giderilmesine olumlu katkıda bulunduğunu söylemek zor ancak Yunanistan seçmeni gözünde puan kazandırma ihtimali yüksek. Çavuşoğlu da altta kalmayıp cevabını vererek Türk seçmenine gereğince hitap edebildiği için neticede en zorda kalan kişi belki de ABD ve AB’deki ortaklarına gerilimi giderme sözü veren Miçotakis oldu.