Bitirmekte olduğumuz 2021 yılı Türkiye-ABD ilişkileri açısından çukur ve tümseklerle dolu bir yolda araç kullanmak gibiydi. Yılın başından bu yana neler olduğunu hatırlayacak olursak, şu an neler olduğunu ve önümüzdeki 2022 yılında Türkiye-ABD ilişkilerinde neler olabileceğini de daha iyi okumak mümkün olacak.
2021’de neler oldu?
– ABD Başkanı Joe Biden 24 Nisan’ı Ermeni soykırımı anma günü olarak tanıdı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Başkan sıfatıyla ilk telefonu da bir gün önce bunu söylemek için açtı. Telefonu Erdoğan’ın kamuoyuyla paylaştığı yüz yüze görüşme talebinin gerçekleşeceği vaadiyle açması, Türkiye’nin yıllardır inanılmaz enerji ve para harcadığı bu konuya protesto etmek dışında tepki vermemesinin nedenlerinden biriydi.
– Erdoğan, Biden ile ilk yüz yüze görüşmeyi 14 Haziran’da Brüksel’deki NATO zirvesi sırasında yaptı. Biden, ABD’nin Türkiye ile ortak çıkarları olduğunu ama Rusya’dan alınan S-400 füzelerinin Kongre’de adım atılmasını engellediğini söyledi. Biden, Erdoğan’ın Suriye’de PKK/YPG’ye desteği kesmesi talebini de geri çevirdi; IŞİD’e karşı kullanmaya devam edeceklerdi.
– ABD’nin apar topar Afganistan’dan çekilme kararıyla Türkiye-ABD ilişkileri yaz aylarında canlanır gibi oldu. Ancak bu canlanma Erdoğan’ın BM Genel Kurulu için gittiği ABD’de Biden ile görüşme talebinin karşılanmasına yetmedi. Erdoğan’ın Güvenlik ve Dış Politikalar Danışmanı İbrahim Kalın, Biden’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan ile görüştü.
F-35, F-16, Kavala olayı
– ABD, 23 Eylül’de S-400 alımı ve Rusya’ya karşı CAATSA yaptırımları gerekçesiyle Türkiye’yi üretim ortağı olduğu F-35 projesinden resmen çıkardı. Türkiye 30 Eylül’de ABD’ye NATO savunmasını da gerekçe göstererek 40 yeni F-16 uçağı ve 80 modernizasyon takımı almak için başvurdu.
– Erdoğan ve Biden ikinci görüşmelerini G-20 Zirvesi için gittikleri Roma’da 31 Ekim günü yaptılar. Erdoğan’ın yüz yüze görüşme talebine rağmen dışişleri bakanları Mevlüt Çavuşoğlu ve Antony Blinken ile güvenlik yetkililerinin katıldığı heyetler arası bir görüşme oldu. Biden yönetimi devletler arası ilişkilerde Trump ve Erdoğan gibi şahıstan şahsa değil kurumdan kuruma ilişkiler kurma yanlısı olduğunu vurguluyordu.
– 2021’in son krizi ABD Ankara Büyükelçisi David Satterfield dahil 10 Batılı Ankara Büyükelçisinin Osman Kavala’nın serbest bırakılması için açıklama yapması oldu. Erdoğan önce büyükelçilerin “istenmeyen kişi – persona non grata” sayılarak sınır dışı edilmelerini istedi. Ancak Çavuşoğlu ve Kalın’ın özel çabaları ve karşılıklı geri adımlarla kriz soğutuldu.
Neler oluyor?
Gelinen noktada Türkiye-ABD ilişkilerinde neler olduğunu şöyle sıralayabiliriz:
1- Anlaşmazlık konuları: S-400 konusu ABD açısından en önemli ve Türkiye’den geri adım atmasının beklendiği konu. Türkiye açısından bu söz konusu dahi değil; Erdoğan Rusya’yla ikinci parti alımı görüşmelerinin sürdüğünü açıkladı. F-35 programına dönüş yolunun ise kapandığı anlaşılıyor.
Bir başka anlaşmazlık konusu ABD’nin YPG’yi desteklemekten vaz geçmemesi.
Fethullah Gülen’in iadesi konusunda anlaşmazlıklar arasında. Ankara, Gülen’in 15 Temmuz 2016 darbe girişiminin düzenleyicisi olduğu gerekçesiyle iadesini isterken Washington, gönderilen belgelerin standartlara uygun ve yeterli olmadığı gerekçesiyle iadeye ya da yargılamaya yanaşmıyor.
Türk kaynaklar bu üç konuda da görüşüldüğünü söylüyor ama Amerikalı kaynaklar doğrulamıyor.
İlerlenen ve anlaşılan konular
2- İlerleme sağlanan konular: İki konuda Türkiye-ABD ilişkilerinin bundan bir yıl öncesi kadar gergin olmadığı söylenebilir.
Bunlar Kuzey Doğu Suriye ve Doğu Akdeniz.
ABD, PKK’nın Suriye kolu YPG ile IŞİD’e karşı desteğe devam etmesine rağmen, artık Türkiye’nin Suriye (ve Irak) topraklarında PKK ve bağlantılı grupları vurmasına, kendi personel ve araç gerecine zarar gelmedikçe ses çıkarmıyor.
Doğu Akdeniz’de Türkiye ve Yunanistan’ın yeniden görüşmeye başlaması gerilimi düşürmüş bulunuyor. Türkiye ve Yunanistan’ın anlaşmaya varacağına ne ABD ne Avrupa ne Rusya inanıyor ama görüştükleri sürece gerilim kontrol altında yaklaşımı var.
3- Benzer düşünülen konular: Türkiye ve ABD’nin dört konuda benzer düşünüyor.
Bunlar Ukrayna, Kuzey Batı Suriye, Güney Kafkasya ve Libya.
ABD’nin Libya konusunda Türkiye’yle benzer çizgiye gelmesinde Çin ve Rusya’nın Afrika’daki varlığını dengeleme kaygısının payı var.
Diğer üç konuda da ABD’nin asıl kaygısının Rusya’ya karşı tutum almak olduğu görülebiliyor.
Azerbaycan’in Ermeni işgaline son vermesi ardından Türkiye-Ermenistan arasında başlayan yakınlaşmayı ABD’nin desteklemesi de önemli.
Neler olacak?
Öncelikle yeni bir ABD Büyükelçisi olacak Ankara’da. Biden’ın Temmuz’da atadığı Jeff Flake, Ocağın ilk haftasında görevi Satterfield’dan devralacak. Erdoğan’ın Washington’a siyasi büyükelçi ataması ve Murat Mercan’ın göreve başlaması ardından Biden da Ankara’ya diplomasi değil siyaset kökenli büyükelçi atamıştı.
Flake Kongre’den gelen bir isim. Türkiye’nin asıl derdi de Kongreyle.
Örneğin Erdoğan’ın yaz aylarından itibaren ekonomideki gerilemeyle eş zamanlı olarak dış politikada keskinliği törpülenmiş bir söyleme geçti. Yunanistan, Mısır, BAE, İsrail ve Ermenistan’la yumuşama işaretleri ABD ve Avrupa’da olumlu karşılanıyor. Ancak işaretler Kongre’yi Türkiye’ye karşı yumuşatacak mı?
Şu anda bu yönde bir işaret bulunmuyor.
Hatta CAATSA yaptırımlarının dışında olmasına ve Biden yönetimi tarafından desteklenmesine rağmen F-16 alımının Kongre’ye sunulduğunda Temsilciler Meclisi ve Senato üyeleri hala koyu Rusya karşıtlığıyla ve kafalarındaki Erdoğan imajıyla S-400 konusuna saplanmış vaziyette oy kullanabilir. Kaldı ki F-16 konusunda teknik görüşmelerin 2022 yaz aylarından önce bir aşamaya gelmesi beklenmiyor. Onay konusu ise muhtemelen 2023 seçimleri sürecine kalacak gibi.