Ukrayna Krizi ile Avrupa Parlamentosu da yıllardır konuşmadığı Türkiye ile konuşmaya karar verdi. AB–Türkiye Karma Parlamento Komisyonu 2018’den bu yana ilk toplantısını 17 Mart’ta Brüksel’de yaptı. Avrupa Birliği Türkiye’yi kendi rahatı bozulduğu zaman hatırlıyor, sonra arkasını dönüyor; bu durumda hak ve özgürlükler alanındaki haklı eleştirileri de zayıflatıyor. Dört yıl aradan sonra yapılan bu toplantıda da söz dönüp dolaşıp “Türkiye’de muhalefetten neden ses çıkmıyor?” sorusuna gelinci muhalefetten iyi bir yanıt almış AB parlamenterleri.
Soruyu soran, AK Partili İsmail Hakkı Karayel ile Komisyon toplantısının eş başkanlığını yapan Alman Yeşiller vekili Sergey Lagodinsky. Yanıtını veren ise İYİ Parti Isparta Milletvekili Aylin Cesur.
Cesur’un yanıtına geçmeden önce bu toplantının Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü, İspanyol Parlamenter Nacho Sanchez Amor’un 21-24 Şubat’taki Türkiye ziyareti ardından yapıldığına dikkat çekelim. Rusya Ukrayna’yı istila harekâtına Amor Türkiye’deyken başladı. Amor bu ziyaretten ekonomik krizin en ciddi sorun olduğu, hükümetin daha uzlaşmacı diplomasiye başladığı ve muhalefetin yükselmekte olduğu izlenimiyle ayrılmıştı.
“Dinlemiyorsunuz herhalde”
Cesur söz kendisine geldiğinde şunları söylemiş:
• “Türkiye’nin Kopenhag Kriterleri’nin gerisine düştüğü malum. Ben sormak istiyorum: bu durumu aşmak için neler yapılabilir? Biz kendi Meclisimizde de tartıştığımız bu sorunları yakın gelecekte çözeceğiz.
• “Türkiye çok güçlü bir ülke ve demokrasi ile halledilebilir bu sorunlar yakın gelecekte. Biz bunları çözeceğiz, peki sormak istiyorum ben, çözdüğünde Türkiye ve kriterleri sağladığında Avrupa bizi almaya hazır olacak mı?”
“Mevcut durum kamuoyumuzda ciddi hayal kırıklığı yaratıyor” demiş Cesur; “AB’nin 2025’e kadar birliğe dahil etme hedefinin olduğu iki ülkeden biri Türkiye olmalı idi hiç değilse. Her iki tarafa da görevler düşüyor.”
Komisyon eş başkanı bu sözlerden sonra Lagodinsky “Muhalefetten ses çıkmıyor” deyince muhalefetten ses çıkmış, Cesur yeniden söz istemiş.
“Sayın Eş Başkan, “Muhalefet neden konuşmuyor?” dedi. Ben az evvel de söylemiştim bunları, dinlememiş olabilir, belki kaçırmıştır” diyerek sıralamış.
Lideri kadın olan bir kadın milletvekili olarak…
İYİ Partili Cesur’un söyledikleri belki AB vekillerinin Türkiye’deki muhalefetten duymak istedikleri değil ama muhalefetten AB’ye, AK Parti iktidarına alternatif bir çıkış olmuş. Sözleri şöyle:
• “İlk konuşmamda Türkiye Cumhuriyeti’nin AB yolunda uzun süredir yol aldığını, Büyük Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyetin kendisinin laik, anayasal bir hukuk devleti olarak kurulduğunun altını çizmiş idim.
• “Bir Türk halkı vardır AB üyesi olmak isteyen ve yüzünü batıya ve uygarlığa dönen. Genel Başkanı kadın olan bir muhalefet partisinin, bir kadın milletvekili olarak söylüyorum bunu.
• “Burada Ukrayna’daki sıcak gelişmeler ve güvenlik konusunu konuşuyoruz. Türkiye’nin üstlendiği görev ve pozisyonu takdirle karşılayan meslektaşlarımız da oldu konuşmalarında. Ancak yine Avrupalı dostlarımız bilmeliler ki, Avrupa’nın güvenliği Türkiye’nin Kuzey Sınırından başlamıyor, Türkiye’nin güney sınırından başlıyor.”
Muhalefetten AB’ye: siz ne kadar hazırsınız?
Cesur, yargı bağımsızlığından basın özgürlüğüne, Kadına şiddete karşı İstanbul Sözleşmesinden çıkışa kadar getirilen eleştirilere de değinmiş:
• “Biz muhalefet olarak bunları kendi Meclisimizde dile getiriyoruz. Bazı yapısal reformları yapmalıyız diye de belirtiyoruz. Bunları yakında çözeceğiz. Peki siz ne kadar içinizde görmek istiyorsunuz bizi gerçekten?”
Cesur “yakında çözeceğiz” derken, ilk seçimde CHP-İYİ Millet ittifakının AK Parti-MHP Cumhur İttifakını seçimlerde alt edeceği inancını kastediyor.
İktidarının ilk yıllarında AK Parti iktidarını destekleyen ancak iş ciddiye binince Kıbrıs konusunu öne sürüp yan çizen AB yıllarca Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı “Rakipsiz” olarak varsaydı, muhalefeti de yok saydı. Bu önyargı Erdoğan’ın ısrarıyla yapılan 2019 İstanbul Belediyesi seçim tekrarında CHP’li Ekrem İmamoğlu’nun seçimi farklı kazanmasıyla kırıldı. AB vekilleri şimdi de “Muhalefetten ses çıkmıyor” söyleminde. Cesur bu söylemin samimiyetini güçlü bir şekilde sorgulamış. Türkiye’deki hak ve özgürlüklerin durumunda AB tarafından dışlanmasının da payı olduğunu vurgulamış.
Türkiye’de laik, sosyal hukuk devleti ve çoğulcu demokrasiye AB zemininde sahip çıkışların artmasında yarar var.