Hükümet yanlısı medya 12 Nisan kabine toplantısından ekonomik krize dair müjdeler bekliyordu. En çok emekli maaş ve bayram ikramiyelerinin artışı beklentisi yükseltiliyordu. Ayrıca temel ihtiyaç maddesi fiyatlarındaki artış durdurularak dar gelirli vatandaş hayat pahalılığı ve fırsatçılara ezdirilmeyecek, kamuya iş yapan müteahhitler enflasyon zararları desteklenerek projelerin devamı sağlanacak gibi müjdeler de bekleniyordu.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan kabine toplantısı sonrasındaki uzun toplantısında doğrusu müjdeler verdi. Ama bunların hiçbiri bugünkü sıkıntılara merhem olacak türden değildi. Haberciler satırları kazıya kazıya, alınacak her işçinin -işine göre 3 veya 6 ay boyunca ücret ve destek primlerinin Çalışma Bakanlığınca karşılanacağını buldular müjde niyetine.
Ama bunu duymak için bile Erdoğan’ın iftar saatini de geçiren konuşmasında uzun uzun gelecekten müjdeler vermesini izledi sabırla, bugünden müjdeler bekleyenler.
Bugün “dengesiz fiyat artışlarından” kaynaklanan bir parça sıkıtı olabilirdi Erdoğan’a göre. “Maalesef sonuç almakta zorluk” çekiyordu hükümet fiyatları dizginlemekte “Ama ardından gelecek güzel günler bu sıkıntılara değecektir” dedi. Evet, aynen böyle dedi.
Gelecekten müjdeler mi ne?
“İnşallah” dedi Cumhurbaşkanı, AK Parti hükümeti döviz kurunu nasıl kontrol altına aldıysa enflasyonun da öyle üstesinden gelecek ve öyle düzlüğe çıkınca gelecek nesilleri müjdeler bekliyordu.
Gelecek nesiller derken de şaka yapmıyordu. Bugün geçim sıkıntısı ve hayat pahalılığı gerçekten can yakmaya başlamışken ve Cumhurbaşkanının kendisi “maalesef sonuç alamadığını” söylüyorken diğer yandan 2053 ve 2071 planlarından söz ediyordu.
Erdoğan’ın duyurmak için kendisinden emekli maaşları ve bayram ikramiyesinde artış beklendiği böyle bir günü seçtiği 2053 Ulaştırma ve Lojistik Planı gerçekten önemli bir plan. Ayrıntılarını daha sonra YetkinReport’ta tahlil edeceğiz. Avrupa-Asya-Afrika üçgeninin ortasında bir ulaşım üssü Türkiye, (Turgut Özal’ın “komünistliktir” dediği) demiryollarına ağırlık veren bir ulaştırma altyapısı, şu kadar milyon yolcu, bu kadar milyar dolar gelir. Bunlar güzel de sadede gelelim: bugüne dair müjdeler nerede? Cumhurbaşkanı kusura bakmasın ama bu yaptığı 1970’lerin karanlık sonlarında Başbakan Süleyman Demirel’in bir yandan “Hazine 70 sente muhtaç” derken diğer yandan “Nurlu ufuklar” vadetmesine benzemiyor mu?
“Biz kurtaracağız” demek seçimi kurtarır mı?
Unutmadan: Erdoğan’ın “Çılgın Projesi” Kanal istanbul’a sadece “kritik ehemmiyete sahip” diyerek bir kuru cümle ayırdığı dikkatlerden kaçmadı. Kanal İstanbul en azından 2023 ufkundan çıkmış görünüyor; 2053’e Allah kerim.
Dönelim bugüne.
Erdoğan “Bugünkü sıkıntıları da biz aşacağız” diyor vatandaşa, 2053’ün “Nurlu ufuklarını” göstererek.
Bu vaadin altında 2023 seçimlerinde de kendisine oy verilmesi, çünkü muhalefetin gelip düzeltemeyeceği mesajı yatıyor. Hatırlanacağı gibi Erdoğan 2018 seçimleri öncesinde de “Bu kardeşinize oy verin” demişti, bakın dövizi, faizi, enflasyonu nasıl düzeltecekti. Gördük.
Gerçi Erdoğan, Demirel’in sözüyle “yoğurdum ekşi” demiyor. Bu durumun sorumlusu belli. Covid-19 salgını ve Ukrayna Krizi herkesin başında. Tabii herkes o krizlere 2018’den itibaren izlenen saplantılı faiz-enflasyon tezleriyle yakalanmadı. Erdoğan’a göreyse onun suçu dış güçlerin döviz ve faiz oyunlarında, kendisinin yanlış kararlarında değil.
Gelecekten müjdeler vermek Erdoğan’a seçim kazandırır mı? Bugün MHP lideri Devlet Bahçeli ilk kez muhalefet kazanırsa yandık gibilerinden konuştu.
Hiçbir şey olmasa da bir şeyler oluyor sanki.