Selçuk Bayraktar, Türkiye’nin insansız hava üreticilerinden Baykar’ın dinamosu. Bayraktar TB-2 modeli sadece kendisini değişik savaş alanlarında, son olarak Ukrayna’da kanıtlamakla kalmadı, Türkiye’yi dünya silah sanayiinin radar ekranında görünür kıldı. TUSAŞ’ın ürettiği ANKA ve Aksungur ile birlikte Bayraktar TB-2 ve Akıncı dünyanın en etkili pilotsuz savaş uçakları arasında sayılıyor. Bunlar önemli başarılar.
Habertürk’ten Kübra Par’a verdiği mülakatta Kızılelma isimli yeni bir silah sisteminden de bahsetti. Par mülakatı Bayraktar’ın öncülüğünü yaptığı Teknoloji Festivali, Teknoıfest’in bu yıl düzenlendiği Samsun’da yapmıştı. Bayraktar’ın “İyi ki ambargo koymuşlar” sözü bir gerçeği ifade ediyor; Türkiye yıllarca ABD’den silahlı ve silahsız İHA’lar almaya çalıştı ama Kongre vermedi; özetle PKK’ya karşı kullanılmasını önlemek isteyen etnik lobiler baskın geliyordu. Ambargolar Türkiye’yi kendi işini kendi görmeye zorladı.
Damat olmadan kendisini kanıtlamıştı
Özdemir Bayraktar ve iki oğlu Haluk ve Selçuk 1986’da İkitelli’de bir imalathanede kurdukları Baykar’ı 2000 yılından itibaren pilotsuz uçak tasarım ve imalatına yöneltmişlerdi. Türk Silahlı Kuvvetlerine ilk pilotsuz mini-helikopterleri 2009, ilk TB serisi İHA’ları ise 2012’de teslim ettiler.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kızı Sümeyye Bayraktar ile evlenme tarihi 2016. Belki de bu yüzden vatandaş Selçuk Bayraktar’ı Erdoğan’ın diğer damadı Berat Albayrak’la bir tutmadı: damat olmadan da kendisini bilgi ve üretimiyle kanıtlamış bir mühendisti.
Haklarında kamuoyuna yansıyan en ciddi sorun, CHP’li Ekrem İmamoğlu’nun 2019’da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmesi ardından Selçuk Bayraktar’ın Mütevelli Heyeti Başkanı olduğu ve Teknofest’leri düzenleyen T3 Vakfının AK Parti döneminde İBB’den destek aldığı iddiası oldu. Bayraktar bu iddiayı reddetti. Kaldı ki İBB’nin bilim, teknoloji, sanat, kültür faaliyetlerine destek vermesi, birtakım gerici cemaat vakıflarını desteklemesinden kesinlikle daha iyidir; tabii ortada usulsüzlük olmadığı sürece.
Bayraktar’ın Kübra Par ile söyleşisindeki bir cümle medyada tartışma konusu oldu.
Bayraktar siyasi çıkış yapınca
Ola ki Erdoğan 2023 seçimlerini kaybederse yeni iktidarın Baykar’dan intikam alıp almayacağı da merak konusuydu. Geçtiğimiz günlerde CHP’li Sezgin Tanrıkulu’nun Bayraktar TB-2 hakkında yasaklama-yargılama tehditli sosyal medya mesajları tartışmaya yol açmıştı.
Bayraktar şunları söyledi:
• “Bu projelerle alakalı mevcut siyasi iktidarın da bir gevşemesi olacak olursa ciddi akamete uğrama riski, dünyadaki liderliğini kaybetme riski olmakla birlikte en ufak değişiklik, farklı ajandalarla yapılmış eylemlerin her biri bu projeleri yok etmeye yeter. “
Devamında da aksi halde terörle mücadelenin de kesintiye uğrayacağını söylüyordu.
Bayraktar, ifadesindeki “mevcut” sözcüğünü kullanmış olmasa siyasi bir tartışmaya yol açmayacaktı. Yani başa hangi iktidar gelirse gelsin bu projelerde bir “gevşeme” olmamasının önemini vurgulasa durum farklı olurdu. Ancak Bayraktar, Türkiye’nin stratejik değerlerinden biri olan bu projeleri -ilk defa bu kadar açık bir şekilde- “mevcut siyasi iktidarın gevşemesine” bağlıyordu; bunu Erdoğan iktidarının güç kaybı, ya da iktidardan düşmesi olarak okumak da mümkün.
Acaba bu sözler siyasete giriş için ısınma hareketlerine başlama anlamına mı geliyordu?
Kılıçdaroğlu’dan düzeltme hamlesi
Acaba Bayraktar kendisini ve Türkiye açısından stratejik projelerini kayınpederinin siyasi istikbaline bağlı kılıyor, “Erdoğan giderse engelleniriz” mi demek istiyordu?
Aynı gün CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu partisinin TBMM Grubunu Samsun’un Bafra ilçesinde toplamıştı.
Bayraktar’ın bu sözleri üzerine toplantı sonrası Teknofest alanına gitti. Kılıçdaroğlu daha önce, yine Kübra Par’ın programında benzeri bir soruya, “Cumhurbaşkanı’nın damadı olsa da Bayraktar’ın büyümesini ve gelişmesini isterim” yanıtı vermişti; “Her ortamda destek vermeye hazırım.”
Kılıçdaroğlu, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır tarafından karşılanıp gezdirildiği Teknofest’te, bir gazetecinin “Partinizin İHA ve SİHA konusunda görüşü nedir?” sorusuna kızgınlığını da gizlemeden şunları söyledi:
• “Bunları bırakın arkadaşlar. Türkiye teknoloji alanında, özellikle savunma sanayi alanında güzel yatırımlar yapıyor. Hepimizin de bu yatırımlara destek vermesi lazım. Yani bu yatırımlara kalkıp da A partisi, B partisi ayrımı yapmak da yanlış.”
Bayraktar: “Şaşırdım”
Kılıçdaroğlu’nun programda olmayan Teknofest ziyareti üzerine Bayraktar’ın ilk tepkisi ise “şaşırdım” oldu.
TVNET’e konuşan Bayraktar şunları söyledi:
• Elbette Kılıçdaroğlu’nun kendisinin gelmesi, desteklemesi bizi mutlu eder. Ama kafamızda şöyle bir soru işareti var. Biz sistematik şekilde CHP’li bazı vekillerin hem vakfımıza hem Baykar’a hem İHA’larımıza, SİHA’larımıza iftira attığını görüyoruz. Ve bunlarla alakalı sessiz kalınıyor.”
Bayraktar’ın Kılıçdaroğlu’nun bu nedenle “samimiyetsiz” bulduğunu da ekleyerek, bu düzeltme hamlesini kabul etmek durumunda kaldığını söylemek gerekiyor.
Bence Kılıçdaroğlu’nunki sadece bir düzeltme ve hasar kontrolü hamlesi olmakla kalmıyor. Orası doğru; halkın büyük kesiminin sadece TB-2 değil, Türkiye’nin savunma sanayiindeki ilerlemelerle “A partisi, B partisi” dışında takdir duyduğunu görüyordur mutlaka. Bu hamle aynı zamanda iktidar değişikliğinin stratejik alanlarda “devamlılığı” bozmayacağı vaadi gibi de duruyor sanki.
Gelişmeleri izleyelim, görelim.