Türkiye’nin ABD’den almak istediği gelişmiş 40 F-16 Viper savaş uçağı ve eldeki 245 adet F-16’dan 80’i için güncelleştirme takımının satışına Senato’da koyulmak istenen engel 11 Ekim günü kaldırıldı. Türkiye’nin bu uçakları Yunanistan üzerindeki uçuşlarda ve Suriye’de PKK bağlantılı SDG’ye karşı kullanmaması ile İsveç ile Finlandiya’nın NATO üyeliklerini onaylaması gibi iki şarta bağlanmak istenen engel, önerge sahibi senatörler Bob Menendez ve Chris van Hollen’in yeniden ısrarcı olmamaları üzerine geri çekilmiş sayıldı.
Böylece yaklaşık 10 milyar dolar tutarındaki satışı ABD Başkanı Joe Biden’ın onayına sunulmak üzere 2023 Savunma Bütçesine kondu. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Ankara’nın gelişmeyi “Olumlu” gördüğünü açıkladı. Gelişme Yunanistan’daysa hayal kırıklığı ve tepkiye yol açtı. Yunanistan Başbakanı Kriyakos Miçotakis, ABD’deki 8 Kasım Kongre yenileme seçimleri öncesinde ABD’deki Yunanistan lobisi üzerinden yürüttüğü bu hamleye kendi seçim kampanyası hesaplarıyla önem veriyordu.
Bu gelişme F-16 alımının tamamlandığı anlamına gelmiyor. Ancak Kalın, anlaşma müzakerelerinin artık Türkiye’nin arzu ettiği koşullarda yürütüleceğini vurguluyor.
F-16 engeli nasıl kalktı?
Diplomatik kaynaklardan derlenen bilgilere göre Türkiye’ye F-16 satışı önündeki engelin kalkmasında bir değil birkaç etken rol oynadı.
1- Türkiye’nin Rusya-Ukrayna krizinde oynadığı rol. Ankara krizin başından itibaren Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısıyla başlayan krizde dengeli ve dengeci bir rol oynadı. Montrö Sözleşmesi işletilerek Boğazların savaş gemilerine kapatılması, iki doğrudan siyasi temasın da Türkiye’de yapılması, tahıl anlaşması ve son olarak rehine takası gibi gelişmeler Türkiye’nin jeopolitik öneminin görünür olmasını sağladı. Amerikan kaynakları daha krizin başlarında Ukrayna siyasetinin F-16 anlaşmasını kolaylaştıracağı yolunda izlenim veriyordu.
2- Yine aynı çerçevede Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın halihazırda Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin ile yakın ve düzenli ilişki içinde olan tek NATO üyesi ülke lideri olması, Türkiye’nin NATO bakımından önemini de ortaya çıkardı. ABD Kongresindeki gelişmelere yakın bir kaynak, son yıllarda Erdoğan’a duyulan tepki nedeniyle Kongre’de katılaşan Türkiye aleyhtarı havanın Türkiye’nin Ukrayna krizindeki tutumu nedeniyle yumuşamaya başladığını söyledi.
Ankara ve Vaşington’da yoğun temaslar
3- Ekim 2021’de Roma’daki G20 toplantıları çerçevesinde Biden’dan olumlu sinyal alan Erdoğan -gecikmiş de olsa- diplomasinin ağırlığını Kongre’ye kaydırılması talimatı da sonuçta pay sahibi oldu. Burada Erdoğan ve onun adına Kalın’ın Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham ile temasları öne çıkıyor. Erdoğan BM Genel Kurulu için gittiği Nev York’ta Graham’in yanı sıra Cumhuriyetçi James Risch ve Demokrat Chris Coons ile görüşmüştü.
4- ABD’nin siyaset kökenli Ankara Büyükelçisi Jeff Flake’in Kongre bağlantılarının bu süreçte etkili olduğu anlaşılıyor. Ayrıca ABD Dışişleri ve NATO’nun güney kanadının Rusya’nın güç kazandığı şu dönemde zayıflamasını istemeyen Pentagon’un da Menendez ve Van Holen’in koşullarını geri çekmesinde pay sahibi olduğu kaynaklarca ifade ediliyor.
5- Türkiye’nin 2021 sonundan itibaren İsrail’le ilişkileri düzeltme yoluna gitmesi, ilişkilerin yeniden Büyükelçilik düzeyine yükseltilmesi, Erdoğan’ın son Nev York seyahatinde İsrail lobisinin önemli çatı kuruluşlarıyla görüşmesi de bir başka etken. Aynı şekilde Türkiye-Ermenistan ilişkilerinde Azerbaycan ve Fransa’nın da devrede olduğu yumuşama Türkiye aleyhindeki havayı kırmış görünüyor.