Can kayıplarının 30 bin yaralıların 85 bin sınırına dayandığı Kahramanmaraş depreminden tam dört yıl önce, 6 Şubat 2019’da İstanbul, Kartal’da Yeşilyurt apartmanı durduk yerde çömüş, 21 kişi ölmüş, 14 kişi yaralanmıştı. Binanın 5 katının ruhsatlı üç katının kaçak olduğu ortaya çıkmıştı. Ancak bina 2018’de imar affından yararlandırılmış, cezasını verip kaçak statüden kurtulmuştu. Ne var ki siyasetin Kanunlarının etrafından dolanmak mümkün ancak doğanın kanunlarının etrafından dolanmak mümkün değildi.
Yeşilyurt apartmanı sakinleri Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 2018’deki imar affından yararlanan 319 bin küsur İstanbullu arasındaydı. Aynı 2019 yılında, bugün depremlerle tanınmaz hale gelen Kahramanmaraş’ta yaptığı konuşmada 144 bin küsur vatandaşa imar affıyla rahat nefes aldırdığını söylemişti. Hatay’da 205 bin, Malatya’da 88 bin kişi bu durumdaydı. 2018 affıyla bugün depremden zarar gören ve bu nedenle Olağanüstü Hal ilan edilen 10 ilde toplan 294 bin nüfusun kaçak ve oturması sakıncalı binalarına, doğanın sarsıntı de aldatabilecekleri hevesiyle paraları karşılığında ruhsat verilmişti.
İmar affı mı, imar suçu mu?
2018 İmar affı Erdoğan’ın 20 küsur yıllık AK Parti iktidarında gündeme getirdiği 6’ıncı imar affıydı. Hemen hepsinin vaadi ya da gerçekleşmesi bir seçim öncesinde denk geliyordu; oy avcılığı amacı taşıdığı açıktı. Orta çağda Katolik kilisesinin günah çıkarıp bağış yapma karşılığında cennette yer satmasından farkı bedelinin can ve mal kaybıyla ödenmesiydi. Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliğine (TMMOB) göre “gecekondulaşma ve kaçak yapılaşmayı teşvik eden” imar afları birer “cinayet” sayılırdı.
Erdoğan ilk imar affını 2003’te çıkarmıştı. Zaten kendisini iktidara taşıyan etkenler arasında o zamana dek iskan ruhsatı olmayan bir evde oturması ve milyonlarca insanla aynı kaderi paylaşmasıydı.
2023 seçimleri öncesinde de kural değişmedi. Bu defa TBMM’ye “imar barışı” teklifini sunma şerefi Cumhur İttifakı üyesi Büyük Birlik Partisi (BBP) olmuştu. Teklifin 7 milyondan fazla konut ve iş yerini ilgilendirdiği bildiriliyordu. Meclis Başkanlığı da 11 Ekim’de teklifi geri çevirmemiş, Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonuna havale etmişti.
Depreme rağmen gündeme alınır mı?
Teklif son olarak Erdoğan Kabinesinin 23 Ocak’taki toplantısında ele alındı. 6 Şubat toplantısında karara bağlanması bekleniyordu ki Türkiye o sabaha karşı 04.17’de Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesi merkezli 7,7 Richter şiddetindeki depremle sarsıldı. Ardından, tam kabinenin toplanması öncesinde saat 13.24’te bu defa Elbistan’da 7,6 şiddetinde bir başka deprem oldu.
Kabine toplantısının gündemi bir anda değişmişti. TBMM çalışmalarına da bir hafta ara verildi.
Meclisin açılacağı zaman Emeklilikte Yaşa Takılanlara (EYT) Ocak ayı başı için söz verilen yasa çıkacak mı? O bir konu. Ama bir konu da bu imar affı.
Acaba bu afet sonrasında Cumhur İttifakı seçim öncesi oy çekmek için imar barışı planında hâlâ ısrarlı olacak mı? Olacaksa Komisyondaki AK Parti ve MHP çoğunluğu buna izin veriyor. Komisyondan geçtiği takdirde Genel Kurul’da da Cumhur İttifakının yasa çıkarma yetkisi verecek kadar çoğunluğu bulunuyor. Bakalım vicdan mı, cüzdan mı baskın gelecek?
İHA’lar deprem çalışmalarında
Öncelikle şunu söylemek zorundayım: hayır, savunma kaynaklarına göre deprem kurtarma ve o amaçlı haritalandırma çalışmalarında İsrail İHA’ları kullanılmadı. Bu konuda, kendimi de katarak yanlış anlamalar Ankara’daki İsrail Büyükelçiliğinin bir Twitter mesajından kaynaklandı. Mesajda şu söyleniyordu: “İsrail Silahlı Kuvvetleri İstihbarat Yönetimi Dairesi 9900 Türkiye’deki İsrailli ekipleri deprem arama kurtarma çalışmalarını uydu görüntülerini çözümleyip anlık veri aktararak destekliyor ve sahadaki uzmanların doğru müdahale noktalarını belirlemesini sağlıyor.” Mesajda deprem bölgesinden hava fotoğrafları da vardı.
Savunma Sanayii Başkanlığı verilerine göre deprem arama-kurtarma çalışmaları çerçevesinde sadece Türkiye’de üretilen insansız hava araçları kullanılmıştı. Toplam 56 İHA 100’dan fazla uçuşla 1500 saate yakın görev yapmıştı. TUSAŞ’ın ürettiği Aksungur üzerine kurulu uçan baz istasyonları, Bayraktar’ın ürettiği Akıncı ve TB2 üzerine kurulu haritalandırma cihazları, BAHA üretimi bulut-altı görüntüleme sistemleri ilk kez Kahramanmaraş depremi sırasında kullanılmıştı.
Bunlar askeri teknolojideki gelişmelerin sivil alanda kullanımına dair önemli bilgiler. Ümit ederiz can kurtarma çalışmalarında katkısı olmuştur. Havadaki başarı yerde işe yaramıştır. Çünkü iş gelip yine elde edilen faydalı bilginin faydalı kullanımında düğümleniyor.