Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, seçimin ardından merakla beklenen Orta Vadeli Programın (OVP) Eylül ayında açıklanacağını duyurdu. Ekonomideki “rasyonel adımların” devam edeceğini, OVP ile ihracata yönelik büyüme stratejisine uygun yapısal reformların da duyurulacağını belirten Şimşek, bir kulis bilgisine göre enflasyon ile ilgili tarih de verdi: 2026.
11 Ağustos’ta Batman Organize Sanayi Bölgesi’nde bir açılışa katılan Şimşek, burada yaptığı konuşmada AK Parti hükümetinin ekonomideki önceliğinin “makro finansal istikrarın pekiştirilmesi” olduğunu belirtti.
Şimşek, “Onun için bildiğiniz gibi para politikasında bir rasyonelleşmeye doğru gidiyoruz,” dedi.
Mali disiplini tekrar tesis ettiklerini belirten Şimşek, “bir taraftan para politikasında enflasyonu tek haneye düşürecek bir çaba içine girmiş bulunmaktayız. Bunları destekleyecek bir de yapısal reform gündemimiz var. Eylülün başında Orta Vadeli Programı açıklayacağız,” dedi.
Yapısal reformların içeriğinin OVP ile açıklanacağını belirten Şimşek, enflasyon politikasının Merkez Bankası’nın politikası çerçevesinde şekillendirileceğini “enflasyonu tekrar tek hanelere düşürmek için tüm politika araçlarının kullanılacağını” belirtti.
Yapısal reformlar, öncelik ihracat
Ekonomi politikasında “en büyük önceliklerinin ihracat” olduğunu belirten Şimşek, İhracat reeskont kredilerini günlük 5 katına çıkarma kararı aldıklarını açıkladı.
Şimşek, “Günlük 350 milyon lira civarında bir kaynak tahsis edilmişti, şimdi biz onu günlük 1.5 milyara çıkartma kararı aldık. Dolayısıyla ihracatçının finansmana erişim sorununu önemli ölçüde çözeceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Körfez ülkelerine yaptığı ziyaretleri de hatırlatan Şimşek, buradan gelecek kaynakların “ihracatçının finansmana erişim sorunu” için kullanılacağını.
Şimşek, “Körfez’e yaptığımız ziyaretlerde biz özellikle ihracatın finansmanını ön planda tuttuk. İnanıyorum ki Körfez merkezli finans kuruluşlarından da ihracatın finansmanına yönelik Körfez’den çok önemli imkanlar Türkiye’ye tahsis edilecek. Dolayısıyla ihracatçımızın finansmana erişim sorununu büyük ölçüde çözmüş olacağız. Tabii ihracat yapmak için üretim lazım, üretim için de yatırım lazım. Dolayısıyla bizim esas önceliğimiz yatırım. Üreten kapasiteye biz imkanları oraya kanalize edeceğiz. Teşviki oraya vereceğiz, kredi imkanlarını, sınırlı imkanları yatırımlara yönlendireceğiz” dedi.
İç talebi yavaşlatacak
Ekonomi politikasının ihracat öncelikli kurgulanacağını vurgulayan Şimşek, “Önümüzdeki dönemde iç talebi yeniden dengelememiz gerekiyor. Sadece krediyle, sadece iç taleple büyüyen bir ekonomi sürdürülebilir bir yüksek büyümeyi yakalayamaz. Sürdürülebilir yüksek büyüme için yatırım, istihdam, üretim ve ihracat döngüsünün öncelikle dirilmesi lazım,” dedi.
Şimşek, vergii kredi ve teşvik politikalarının bu noktalarla şekillendirileceğini belirtti.
Tarih verdi: 2026
Gazete Pencere’den Nuray Babacan, Şimşek’in yabancı sermaye temsilcileri, iş dünyası ve parti yönetimiyle yaptığı toplantıların içeriği ile ilgili kulis bilgileri paylaştı.
Babacan’ın aktardığı bilgilere göre Şimşek, Ağustos ayının hazine ödemeleri sebebiyle daha zor geçeceğini, Türkiye’ye yabancı sermaye akışının zaman alacağını belirtti.
Şimşek, “Körfez sermayesi geliyor ama Avrupa ülkeleri bizim ne yapacağımızı biraz daha gözlemlemek istiyor,” dedi.
Şimşek’in geleceğe ilişkin tahminlerini paylaşan Babacan, Bakan’ın “Ekonomideki olumlu gelişmeleri 2026’dan itibaren göreceğiz. İki buçuk üç yıl içinde bugünden daha iyi durumda olacağız. Enflasyon yılbaşına kadar artacak. Yılbaşında yüzde 60’larla pik noktayı görmeyi bekliyoruz. Sonrasında düşüş eğilimine girecek” ifadelerini aktardı.
Reuters haber ajansı da analizinde Türkiye için Ağustos ayında tüketici fiyatlarının yüzde 5 ila 8,5 seviyesinde artacağı tahmininde bulundu. Faiz artırımı sebebiyle fiyatlardaki artışın devam edeceğini paylaşan ajans analistleri, Merkez Bankasının da 2024 ikinci çeyreğine kadar enflasyon artışı beklediğini ancak yaklaşan yerel seçimlerin büyümenin yavaşlaması konusunda Erdoğan üzerinde baskı yaratabileceğini belirtti.
Reuters, “konuya aşina bir Türk yetkili kademeli sıkılaştırmanın büyümeyi koruma ve istihdam ile ekonomiye yönelik şokları önleme amacı taşıdığını söylediğini” aktardı.
Yılmaz: “Yatırım kısmak değil, tasarrufu arttırmak”
Şimşek’in açıklamalarının hemen ardından İstanbul Finans Merkezi’nde iş dünyası temsilcileriyle yaptığı toplantıda bir açıklama yapan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Eylül ayında açıklanacak OVP’ye “iş dünyasının destek vermeye hazır” olduğunu söyledi. Cari açık dengesine değinen Yılmaz, “yatırımları düşürmek değil tasarrufları arttırmayı hedeflemek durumundayız,” dedi.
Yılmaz, özellikle temsilcilerin Merkez Bankası’nın düzenleyici çerçeveyi sadeleştirme konusunda attığı adımları desteklediklerini ve daha da fazlasını beklediklerini açıkladı.
Büyüme hedeflerine değinen Cumhurbaşkanı Yardımcısı, “Finans kesimi ile reel sektör arasındaki tamamlayıcılığı, birlikte çalışması gerektiğini hepimiz görüyoruz. Merkez Bankamızın yaptıığı miktar sıkılaştırmaları var. Bu yatırımı, ihracatı, üretimi kapsamıyor. Sürdürülebilir kalkınma kapsamında yatırıma dönük kredilerin daha seçici olması gerektiği konusunda tartışmalar yaptık. İstikrarlı büyüme hedefi içinde kredi çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Enflasyonla mücadele ederken resesyona düşmemek için üretimi, ihracatı devam ettirme çabamız var. Bu ikisini aynı anda yapmak zorundayız” ifadelerini kullandı.
Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: “OVP çerçevesinde en önemli beklentilerimizden bir tanesi tasarruf oranlarımızın arttırılması, cari açık dediğimiz mesele de büyük oranda bununla ilgili. Bir ülkedeki toplam yatırımları, toplam tasarrufunuzla finanse edemiyorsanız dış finansmana ihtiyacınız oluşuyor. Dış finansman dediğimiz de bir anlamda cari açığa tekabül ediyor. Dolayısıyla kalkınmakta olan bir ülke olarak yatırımları düşürmeyi değil tasarrufları artırmayı hedeflemek durumdayız. Dengeyi sağlarken esas yapmamız gereken, gelişmek, sosyal refahı artırmak zorunda olan bir ülke olarak yatırımları düşürmek değil, tasarrufları artırmak ve yatırımları sağlıklı tasarruflarla, kaynaklarla desteklemektir. Dolayısıyla OVP çerçevesinde cari açığı aşağıya düşürerek, sürdürülebilir bir büyüme perspektifini güçlendirmek bakımından finans sektöründe tasarruf oranlarını artırmak bizim için çok çok kıymetli.”