Bu gidişle 500’lük 1000’lik banknotlar, kâğıt paralar yeniden hayatımıza girecek gibi. Konu geçen yıl bu zamanlar, gelmiş geçmiş en gözleri ışıldayan siyasetçi olan Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati’ye sorulmuş, o da “Böyle bir çalışma da yok, ihtiyaç da yok” yanıtını vermişti. Nasıl olsa Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla -devlet kasasından döviz satarak- faizi düşük tuttukları için enflasyon da düşecek, tedavüldeki para azalacaktı.
Öyle olmadı. Enflasyon arttı, hayat pahalılığı arttı, seçim öncesi kesenin ağzı daha da açıldı, Merkez Bankası (TCMB) matbaasından basılmış gıcır gıcır, daha mürekkep kokan banknotlar tedavüle saçıldı. Çalışma Bakanlığıyla göstermelik bir pazarlık içindeki Memur-Sen, en düşük memur maaşı 31 bin lira olması gerektiğini hesaplamış. Asgari ücret 11 bin 402 lira oldu da ne oldu? Ne alınabiliyor o parayla?
Bunu YouTube yayınında söylediğimde bir izleyicim “İki gözleme, iki ayrana 360 lira hesap geldi, iki tane 200’lük verdim” diye yazmış. Bir kilo kıyma aldığınızda da iki tane 200’lük veriyorsunuz.
Banknotlar kabardıkça değeri sönüyor
Halen en büyük kâğıt paramız 200 lira. 2009 yılında o zamanki Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz’ın imzasıyla yayınlandı. Hazine’yi de kapsayan Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Şimşek idi. AK Parti’nin 2002 yılında iktidara gelmesi ardından Kemal Derviş’ten devraldığı ekonomi programını kendi yöntemince sürdüren Ali Babacan’ın yönetiminde enflasyon kontrol altına alınmaya başlamış, 2005 yılında paradan altı sıfır atılmıştı.
Ondan önce nasıl mıydı?
İlk 500’lük banknotlar ben çocukken, enflasyonun vurmaya başladığı 1971 yılında basılmaya başlamış. Gençtim ama hatırlıyorum, 1000 liralık banknotlar çıktığında, hali vakti yerinde olanlar “İyi oldu” diyordu; “cebimizde bir tomarla gezmeyeceğiz” Sonra 5 binlik, 10 binlik, 100 binlik, 1 milyonluk, 20 milyonluk banknotlar çıktı. Bizim de cebimiz hiçbir anlamı olmayan kâğıt tomarlarıyla doldu; çarşıda belediye tuvaletine 1 milyon liraya giriyordunuz.
Liradan atılan sıfırlar durdurulamayan fiyat artışları ve alım gücündeki azalmayla fiilen geri geliyor.
İçeride faiz kavgası sürüyor
“Enflasyonun nedeni faizdir” tezine uymadığı için 2018’de Mehmet Şimşek’i görevden alıp yerine damadı Berat Albayrak’ı getiren Erdoğan, 2023’de dönmeye ikna etmek zorunda kaldı. Şimşek’e bütün ekonomi yönetimini değil, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile, Merkez Bankasında fiili etki yetkisi verdi. Şimşek’ten sonra Hafize Gaye Erkan TCMB başına geldi. Onların başına da -şimdilik- en güvendiği AK Partili iktisatçı olan Cevdet Yılmaz’ı Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak atadı.
Erkan’ın ilk Para Politikası Kurulu (PPK) ardından politika faizinin (8,5’tan 15’e) yükseltildiğini ilanı, frene basılan ikinci toplantı (15’ten 17,5’e) ardından PPK üyelerinin değiştirilmesi, yeni PPK’nın Kur Korumalı Mevduatın (KKM) kademeli olarak söndürüleceği işaretini vermesi mevcut önlemlerin yeterli olmadığının, yeni adımların gerekli olduğunun işareti.
Aynı zamanda içeride faiz-enflasyon mücadelesinin devam ettiği de anlaşılıyor. Son KKM kararı aslında “politika faizini malum nedenle çok artıramıyoruz, bankalar arttırmış olsun” anlamına geliyor. Erdoğan’ın 21 Ağustos kabine toplantısı ardından “Türkiye ekonomisine sadece faiz ve kur penceresinden bakan mandacı dayatmanın kodlarından” söz etti.
500’lük üstündeki imza
Dış politikada son haftalardaki “tatsızlık çıkmasın” sessizliğiyle dış kaynak bulma sıkıntılarının bir alakası apaçık görülmeye başladı.
Erdoğan kabine toplantısı öncesi Macaristan dönüşünde, sanki yönetimde kendisi yokmuşçasına bir muhalefet lideri gibi “Memurlarımıza zamlar gelirken emeklilerimize hiçbir şey gelmemesi olacak bir şey değil” dedi. Ancak iktidar yanlısı medyanın bu sözlerle manşete çektiği “Emekliye ara zam” müjdesi kabine toplantısından çıkmadı. Erdoğan toplantı ardından yine (Erkan’ın 2026 sonu tahmininde bulunduğu) enflasyonun tek haneye ineceği vaadiyle vatandaştan biraz daha sabır istedi.
Ufukta 31 Mart 2024 seçimleri olması nedeniyle muhtemelen maaş artışları gelecek ve artık karşılığı olup olmadığına bakılmadan para basılacak.
Yüksek enflasyonun nişanesi sayılan 500’lük, 1000’lik banknotlar dönemine dönüş de muhtemeldir; belki yerel seçimden de önce.
500’lük banknotlar çıkarsa muhtemelen üstünde TCMB Başkanı Erkan’ın imzası olacak. Muhtemelen diyorum, çünkü “Bakın faizi arttırdık, enflasyon düşmüyor” gerekçesiyle Erdoğan’ın “isabet buyurdunuz efendim” ekibine dönüşü ihtimali hâlâ geçerli.
Bakarsınız 500’lük banknotlar da milli ekonomi bayramı olarak kutlanır.