Şimdi başka kimseye ihtiyaç yok, CHP’deki iç çekişmeler zaten CHP’ye yeterince kaybettiriyor diyeceksiniz. Siz de haklısınız ama dünyada eşi benzeri görülmemiş bir durum yaşanıyor. CHP-dışı muhalefet partilerinin hemen hemen tamamının ilk hedefi iktidardaki AK Parti değil CHP gibi görünüyor.
Bu kervana hafta sonu Saadet Partisi de katıldı. Saadet Partisi’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı Birol Aydın, İstanbul’un İBB Başkanıyla kaybedecek beş senesi daha olmadığını söyledi. Bir ay önce Saadet Milletvekili, Hasan Bitmez vefat ettiğinde Saadet değil miydi CHP’ye gidip TBMM Grubunun devamı için ödünç milletvekili isteyen ve alan? Saadet ve Gelecek partilerinin Meclis’te grup kurabilecek sayılarda vekil alabilmeleri de CHP’nin kontenjan vermesiyle mümkün olmamış mıydı? Ve bu da Kılıçdaroğlu’na Kurultay kaybettiren nedenlerden biri değil miydi?
Muhalefete muhalefet
Kusura bakmasın ama Aydın’ın İBB Başkanı seçilme ihtimali pek görünmüyor. Azimli ve çalışkan bir siyasetçi olan İYİ Parti adayı Buğra Kavuncu’nun da öyle. Bir adım daha ilerleyelim, eğer DEM Parti adayı olursa Başak Demirtaş’ın da öyle.
Demirtaş ismi ortaya çıkınca, en sivri yorumu zaten bu konularda kışkırtıcı çıkışlarıyla tanınan İsmailağa Cemaatinden “Cübbeli” Ahmet Mahmut Ünlü yaptı. Bir TV yayınında “Nasıl bakıyorsunuz sorusunu “Çok iyi bakıyorum” diye yanıtladı; “Ekrem Bey kaybeder diye”.
Buradan lütfen “Kazanamayacak muhalif aday neden ortaya çıkıyor da CHP’ye kaybettiriyor” gibi sığ bir yorumda bulunduğum sonucunu çıkarmayın. Her partinin, seçilme haklarına sahip her vatandaşın aday olma hakkı elbette var. Elbette her siyasi parti kendi seçmeninin gücünü görmek ve göstermek isteyecektir; demokratik hakkıdır. Diğer muhalefet partilerinin işi CHP’ye kazandırmak da değildir. Hatta her partinin seçim dönemlerinde kendisini baskın partilere gösterip destek karşılığı taviz almasının da siyasette yeri vardır.
İmamoğlu ve Yavaş seçilmezse
Benim üzerinde durduğum CHP-dışı muhalif adayların AK Parti’den çok, hatta ilk sırada muhalefetteki CHP’ye yüklenmeleri.
İmamoğlu ve Yavaş seçilmezse, yerine AK Parti’nin İstanbul’daki adayı Murat Kurum, Ankara’daki adayı Turgut Altınok gelirse belki de CHP-dışı muhalefet partileri kendisini CHP’ye kaybettirdiği için zafer kazanmış sayacak olanlar bulunduğuna mı inanalım? Neyin kanıtlanmak istediğini anlamak güç.
Öte yandan 2023 seçimlerinde Kılıçdaroğlu’nun aday olması halinde kazanamayacağı iddiasını çok önceden ortaya koyup, İmamoğlu ya da Yavaş’ın aday olursa Cumhurbaşkanı seçileceğini söyleyen İYİ Parti lideri Meral Akşener idi. Cumhurbaşkanlığına layık gördüğü iki siyasetçiyi şimdi belediye başkanlığına uygun bulmuyor.
Adeta 2023 seçimlerini kaybetmesi nedeniyle Kemal Kılıçdaroğlu’na olan tepkilerini İstanbul’da İmamoğlu, Ankara’da Mansur Yavaş gibi simge isimlerden çıkarma yarışı var.
CHP’ye en büyük rakip kendisi
Geçen hafta “Kemal Kılıçdaroğlu’nu günah keçisi ilan edip Özgür Efendiyi başa getirenleri” kınar görünen Cumhurbaşkanı ve AK Parti lideri Tayyip Erdoğan’ın hafta sonu yeniden CHP’ye müdahale etti. Kılıçdaroğlu’nun “derdi” Özgür Özel’i devirip yeniden CHP’ye genel başkan olmaktı.
Ateş olmayan yerden duman çıkmaz. Erdoğan bütün siyasi deneyim ve sezgisiyle CHP içindeki çatlakları kaşıyıp rakibi daha da zayıflatmak istiyor. CHP’liler de bütün rakiplerine akla gelen gelmeyen bütün malzemeleri veriyor zaten.
Hala aday açıklanmayan yerler arasında CHP’nin güçlü göründüğü var. İstanbul’un Kadıköy, Bakırköy, Sarıyer gibi ilçeleri, İzmir’in tamamı, Ankara’nın her dört kişinden üçünün CHP’ye oy verdiği Çankaya ilçesi. En çok aday başvuruları da burada. Neden? Bir nedeni, adayların bu bölgelerdeki CHP seçmeninin Erdoğan karşıtlığını seçilme garantisi görmeleri. Hizipler arası didişme bu yüzden
Çankaya’yı değil belki ama bu gidişle CHP’li İmamoğlu’nun hatta Yavaş’ın kaybetme riski var. İstanbul’da Kadıköy’ü, Sarıyer’i kaybedebilir hem iktidar hem muhalefet partileri hem de kendi içinde mücadele eden CHP.