Gazeteci Asuman Aranca’nın T24’te yayınladığı bir haber, Sinan Ateş cinayeti davasında iddianamesindeki önemli bir eksiği daha ortaya çıkardı. Bu eksiklik iddianamede, hakkında ömür boyu hapis cezası istenen tetikçi Eray Özyağcı’yı Ankara’dan İstanbul’a kaçıran aracın polis tarafından saptanan ama iddianamede yazılmayan 06 AT 5021 numaralı plakasıydı.
Bu siyah “Audi” marka bir araçtan tam 52 defa söz ediliyordu. Polis, kamera kayıtları incelemesiyle bu aracın Ankara’dan İstanbul’a dek bütün hareketlerini saptamış. Özyağcı’yı kaçıran araçta Ateş cinayetini tasarlamak suçlamasıyla ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istemiyle yargılanan Tolgahan Demirbaş ve cinayete katılmak suçlamasıyla 18 ila 20 yıl hapsi istenen Emre Yüksel’in de seyahat ettiğine iddianamede yer verilmişti. İddianamede hangi benzincide, çorbacıda durduklarına dek her ayrıntı var, ama İçişleri Bakanlığı kayıtlarında “koruma tahsisli”, yani polis koruması verilmiş polis “çakarı” taşıyan bu aracın plakası yazılmamıştı.
Ayşe Ateş’in ifadesi de yok
Soruşturmayı yürüten Başsavcı vekili Ahmet Altun’un imzalamadığı, savcı Mehmet Aykut Cihangir’in imzaladığı iddianamedeki eksiklik sadece bu değildi.
Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş iddianamenin ortaya çıktığı 5 Mayıs gününün ertesinde CHP lideri Özgür Özel ile görüştü. Özel, Ateş ile baş başa görüşmesi ardından MHP lideri Devlet Bahçeli’yi arayıp randevu istedi. (*)
MHP Genel Merkezinden hemen yanıt geldi. Özel-Bahçeli görüşmesi Bahçeli’nin TBMM’deki makamında yapıldı; zaten her iki liderin de peşi sıra Meclis Grup toplantıları vardı. Ancak Erdoğan görüşmesinden farklı olarak Özel ve Bahçeli baş başa görüştüler. Özel görüşmede Sinan Ateş cinayeti konusunu da açtığını 8 Mayıs’ta Habertürk yayınında söyledi.
Aynı gün Ayşe Ateş’in savcılığa verdiği 17 sayfalık ifade de medyaya yansıdı. Ateş, Olcay Kılavuz ve Ahmet Yiğit Yıldırım’ın da “suikasta dahil olduğunu” savcıya söylemiş ancak savcılık Sinan Ateş’in iki çocukla dul bırakılan eşinin bu ifadesini de 06 AT 5021 plaka numarası gibi iddianameye dahil etmeye değer bulmamıştı.
06 AT plakası neden önemli
06 AT 5021 plakalı araçta bulunan Tolgahan Demirbaş, Çukurambar’daki Sinan Ateş cinayetinden kısa süre sonra Bağlıca semtinde bir evde tespit edilmişti. Ancak polis, evin üzerine kayıtlı olduğu, o dönem MHP Mersin Milletvekili, Olcay Kılavuz tarafından engellenmeye çalışılmıştı. Olcay Kılavuz, Sinan Ateş’ten önceki Ülkü Ocakları Genel başkanıydı. 2023 seçimlerinde aday gösterildiği halde yeniden seçilemeyen, ama halen MHP TBMM grubunda danışman olan Kılavuz’un adı da iddianamede geçmiyordu.
Sinan Ateş’ten sonraki -ve halen görevdeki- Ülkü Ocakları Başkanı ise Ayşe Ateş’in iddianamede yer verilmeyen ifadesinde kuşku belirttiği Ahmet Yiğit Yıldırım idi. Araçtaki kişilerden, halen yargılanan Emre Yüksel’in Yıldırım’ın Özel Kalem Müdürü olduğu kendi çevrelerinde biliniyordu.
Peki, tetikçi Özyağcı’yı cinayet sonrasında kaçıran ve cinayete karışmaktan yargılanan Demirbaş ve Yüksel’in polis kayıtlarıyla saptanan aracının plakasına iddianamede önemsiz görüldüğü için mi, iddianame çalakalem yazıldığı için mi, yoksa Ayşe Ateş’in iddia ettiği gibi cinayetin arkasındaki siyasi bağlantıları korumak için mi yer verilmemişti?
Araç kimin üzerine kayıtlı?
Araç kimin üzerine kayıtlıydı? MHP’nin ve Ülkücü Hareketin kurucusu Alparslan Türkeş’in adına atfen “06 AT” plakalı siyah Audi’lerin Ülkü Ocakları Genel Merkezi kullanımında olduğu, tıpkı 06 DB plakalı siyah Audi’lerin Bahçeli’nin genel başkan seçildiği 1997’den bu yana MHP Genel Merkezi başkanlık katı kullanımında olduğu gibi, Ankara’da siyasetle uğraşanlar tarafından bilinir. Bu araç o araçlardan biri miydi?
06 AT 5021 plakalı siyah Audi’nin kimin üzerine kayıtlı olduğunu, kimin kullanımında olduğu savcıların -eğer isterlerse- iki telefonla ulaşacakları bir bilgi. Bu bilgi de -adi husumet davası olarak maskelenmek istense de- son zamanların bu en ciddi siyasi cinayet davasının iddianamesinde yer almıyor.
Bu konulara aşina bir kaynağım, yine de siyasi havanın dönmesiyle bütün bu “eksikliklerin” kısa sürede giderilebileceği ve -eğer istenirse- cinayetin epey bir siyasetçinin canını epeyce sıkacak bağlantıları açığa çıkarmasına izin verecek bir cümleye dikkatimi çekti iddianamede.
Ayırma kararına dikkat
145 sayfalık iddianamenin 10’uncu sayfasında, 1’inci bölümün 3’üncü bendindeki şu kısa başlık ve altındaki kısa cümle:
“I.III. AYIRMA KARARI
Soruşturma kapsamında diğer şüpheliler hakkında ayırma kararı verilmiş olup soruşturmaya devam edilmektedir.”
“Diğer şüpheliler” ve “devam edilmektedir” ifadeleri. Adaletin bütün ayrıntılarıyla yerini bulması isteniyorsa, gerçekten buz dağının görünen uçları gibi duruyor orada.
Siyasi iklimin değişmesi halinde “ayırma kararının” önem kazanıp Sinan Ateş cinayeti savasının seyrini değiştirme ihtimali de ortada.
Bugün 06 AT 5021 plakanın araştırılmaması, geçmişte Ergenekon, Balyoz serisi siyasi dava davalarında olduğı gibi, yargılayanların yargılanmasına da yol açabilir.
Plakaların önemi ve Susurluk
Araç plakaları 3 Kasım 1996’da Susurluk kazası olayında bu kadar tartışılmıştı. DYP milletvekili Sedat Bucak’in siyah Mercedes aracı, bir benzin istasyonundan önüne çıkan 20 RC 721 plakalı kamyonun altına girip parlanamıştı. Devamında başlayan gösterilerde bu kamyon plakasının siyasi slogan gibi bir pankarta yazılıp bir süre taşınıp sonra indidilip ortadan kaldırıldığını hatırlıyorum. Susurluk’ta Bucak yaralı kurtulmuş ama içinde bulunan 1980 öncesi siyasi şiddet dönemi aktörlerinden, polisce aranmakta olan Ülkü Ocakları Başkan Yardımcısı Abdullah Çatlı, sevgilisi Gonca Us ve istanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Hüseyin Kocadağ ölmüştü. Siyah Mercedes’in plakası da o6 AC 600 idi. O dönem aracın bagajından çıkan silahlar ve ucu olaydan 5 gün sonra İçişleri Bakanlığını bırakan Mehmet Ağar’a uzanan, 28 Şubat sürecini tetikleyen ilişkiler kadar Abdullah Çatlı adının baş harflarını çağrıştıran Mercedes plakası da tartışılmıştı. Hatırlamak isteyenler Susurluk dosyasını bu bağlantıdan okuyabilir.
06 AT 5021 plakalalı aracın künyesi önemli bir ipucudur.
Not:
(*) Özellikle bu görüşme nedeniyle aradı demiyorum, Özel zaten Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile 2 Mayıs’taki görüşmesi öncesinde de diğer parti liderleriyle tek tek görüşmek istediğini söylemişti; sadece zamanlamayı kayda almak istiyorum.