

Türk vatandaşlarının Lübnan’dan tahliyesi için gönderilen gemilerden TCG Bayraktar Beyrut limamnında görülüyor. (Foto: Houssam Shbaro/AA)
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan 10 Ekim sabah saatlerinde Lübnan’daki Türk vatandaşlarını tahliye etmek üzere gönderilen gemilerin Mersin’e doğru yola çıktığını duyurdu. Türk Silahlı Kuvvetleri çıkarma gemileri TCG Bayraktar ve TCG Sancaktar gemileri, TCG Salihresis fırkateyi eşliğinde iki gün önce 300 ton insani yardımla birlikte Beyrut limanına gönderilmişti. İki bine yakın Türk vatandaşı ve yabancı uyruklu birinci derece akrabalarının Lübnan’dan gelişinin 12 saat sürmesi bekleniyor. Dışişleri kaynaklarına göre Türkiye’nin Lübnan’da 14 bin kayıtlı vatandaşı var ama henüz 2500 kişi tahliye başvurusu yaptı. Geri kalanlar içinse özel uçak seferleri düzenleniyor.
Lübnan’dan kaçış hızlandı
İsrail’in Hizbullah kadrolarını çağrı cihazı ve telsiz patlamalarıyla saf dışı bıraktıktan sonra liderleri Hasan Nasrallah’ı öldürmesi ardından Lübnan’ı işgale başlaması üzerine Lübnan’dan kaçış başlamış durumda. Çin’den Avustralya’ya, Yunanistan’dan Kanada’ya kadar ülkeler Lübnan’daki vatandaşlarını hızla tahliye ediyor. Tahliyelerin çoğu başkent Beyrut’un kuzeyinde ve daha güvenli sayılan Trablus limanından, Kıbrıs Rum limanları yoluyla ve özel uçak seferleriyle yapılıyor.
Kara yoluyla Lübnan’dan kaçanlar ise Suriye iç savaşı nedeniyle Lübnan’a sığınan Suriyeliler. Resmi kaynaklara göre bunlardan bir kısmı da Suriye’nin Türkiye kontrolündeki kuzeybatı bölgelerine sığınıyor; kaynaklar henüz Türkiye’ye yeni bir göç dalgası riski bulunmadığını söylüyor.
İsrail Savunma Bakanı Yoav Galant’ın İran’a “ölümcül” saldırı düzenleme tehdidi ve ABD Başkanı Joe Biden ve ekibinin İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile 9 Ekim’de yaptığı telekonferans ardından savaşın Orta Doğu’da yayılma ihtimali artıyor. İsrail’in aynı gün Şam’da bir binayı uçak saldırısı düzenlemesine İran’ın tepkisiyse kendi vatandaşlarından kimsenin ölmediği oldu.
Fidan: savaşın yayılma riski
Önceki İsrail başbakanlarından Ehud Olmert, Netanyahu’nun amacının ABD’yi İran ile savaşa sürüklemek olduğunu öne sürüyor. İsrail ABD’deki 5 Kasım seçimlerini de fırsat olarak değerlendirerek bütün güç, imkân ve kabiliyetleriyle saldırıya geçmiş bulunuyor.
Gelişmelerin Türkiye’nin istese de dışında kalamayacağı noktalara tırmanma riski bulunuyor. Özellikle de İran Devrim Muhafızlarının, Lübnan’dan çekilen Hizbullahçılarla birlikte Suriye’deki güçlerini tahkim etme ihtimali ve ABD’nin PKK’nın Suriye uzantılarıyla işbirliğinin şu anda Türkiye’nin bir numaralı güvenlik sorunu olduğu dikkate alındığında.
Türkiye’nin güneyinde, Orta Doğu ve Doğu Akdeniz havzasında olduğu kadar kuzeyinde de savaşın yayılma riski artıyor.
Dışişleri Bakanı Fidan, dün Hırvatistan’ın Dubrovnik şehrinde, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı temsil ettiği Ukrayna toplantısında Rusya’nın Ukrayna savaşının yayılma ve bu savaşa nükleer ve kitle imha silahlarının kullanılma risklerinin giderek arttığını söyledi.
Türkiye, İkinci Dünya Savaşından bu yana savaşlarla en fazla çevrelendiği zaman diliminde.