

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev 12 Temmuz’da Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara’yı Bakü’de karşılarken. PKK’nın silah bırakmasından Türkiye-Hamas görüşmelerine, Azerbaycan’ın Suriye-İsrail, BAE’nin Azerbaycan-Armenistan görüşmelerine ev sahipliğine dek hızlı gelişmeler yaşabıyor. (Foto:X/IlhamAliyev)
ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve aynı zamanda ABD Başkanı Donald Trump’ın Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack dün, 14 Temmuz’da bir grup gazeteciye Ermenistan’ın Zengezur koridorunu bir ABD şirketine 100 yıllığına kiralaması halinde Azerbaycan’la aradaki sorunun da çözüleceğini söylemiş. Gazeteci Ragıp Soylu’nun The Middle East Eye haberine göre, Barrack, “Koridoru iki taraftan biri değil biz işleteceğiz, her iki ülke de kazanacak” demiş.
Zengezur, Azerbaycan’ın Türkiye’yle sınırdaş Nahcivan bölgesiyle arasındaki 32 kilometrelik bölümün adı. Ermenistan’ın İran ile sınır bölgesi. Bu gerçekleşirse İran’ın Ermenistan sınırını da ABD kontrol etmiş olacak. Olağanüstü durumlarda Rusya’nın Ermenistan üzerinden İran’a erişimi de ABD denetimindeki bir “koridor” ile barikatlanmış olacak.
Barrack daha yeni PKK’nın silah bırakmasından, Suriye-SDG’ sorunlarından bahsediyordu, hem Kafkaslardan ona ne diye soracak olursanız, yeni Ortadoğu’ya hoş geldiniz.
Hızla değişen siyasi coğrafya
Yeni Ortadoğu birbiriyle doğrudan bağlantılı eşzamanlı siyasi operasyonlar ile kuruluyor. Bu yeni Ortadoğu artık Müslümanlık ortak paydasında değil, enerji kaynakları ve ulaştırma koridorları ortak paydasında şekilleniyor. Dolayısıyla örneğin Fas ya da Cezayir’i Ortadoğu tanımı içine dahil etmek mümkün görünmezken Azerbaycan veya Ermenistan’ı Ortadoğu aktörleri arasında saymak mümkün; Kuzey Afrika “out”, Güney Kafkaslar “in”.
Ortadoğu yerine “Beş Deniz Bölgesi” de denebilir: Doğu Akdeniz, Karadeniz, Hazar, Basra Körfezi ve Kızıldeniz.
Beş deniz Bölgesi de diyebileceğimiz yeni Ortadoğu’nun şekillenmesinde son aylar, özellikle de Temmuz başından beri tanık olduğumuz gelişmeler etkili oldu:
• PKK’nın silah bırakmaya başlaması,
• ABD ve Fransa gözetiminde Suriye-SDG görüşmeleri,
• Türkiye’nin Hamas’la İsrail ateşkesi görüşmeleri,
• BAE arabuluculuğunda Azerbaycan-Ermenistan liderlerinin buluşması,
• Azerbaycan’ın arabuluculuğunda Suriye -İsrail teması,
• ABD’nin SDG’yi Türkiye’yle tehdidi
Eşzamanlı operasyonlar
Şimdi ayrıntılara girelim:
– 29 Haziran: MİT Başkanı İbrahim Kalın, Hamas Şura Meclisi Başkanı Muhammed İsmail Derviş ve ekibiyle görüştü; bu, Hamas’la aylardır devam eden ateşkes üzerine görüşmelerin son halkasıydı ama devamı gelecekti. Türkiye, Gazze’de İsrail saldırıları altındaki Filistin halkının yanındaydı ve bir an önce ateşkesin sağlanmasını istiyordu.
– 29 Haziran: Anadolu Ajansına konuşan ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve ABD Başkanı Donald Trump’ın Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, İran’la çatışmaların ardından “İsrail’in yeniden tanımlanması” gerektiği, bunun “anahtarının Türkiye’de” olduğunu ve yakında “Gazze’de ateşkes beklediğini” söyledi.
– 1 Temmuz: MİT Başkanı Kalın Erbil’de Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKYB) yetkilileriyle yaklaşan PKK’nın silah bırakma töreni ayrıntılarını konuştu.
– 4 Temmuz: Azerbaycan’ın Hankendi şehrinde yapılan (Kafkas ve Orta Asya bölgesi) Ekonomik İşbirliği Konseyi toplantısına, gözlemci olarak Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) de katıldı.
PKK trafiği
– 7 Temmuz: Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, bir gün önce İmralı’da PKK lideri Abdullah Öcalan ile görüşen DEM Partili Pervin Buldan ve Mithat Sancar’la Beştepe’de görüştü. Görüşmede Kalın ve AK Parti Başkanvekili Efkan Ala da bulundu.
– 9 Temmuz: Tom Barrack, Şam’daydı. Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, SDG lideri, Mazlum Abdi örgüt adlı Ferhat Abdi Şahin ve Fransa’nın Suriye Özel Temsilcisi Jean-Baptiste Faivre ile dörtlü toplantıya katıldı. Barrack toplantı sonrasında Şam ile SDG arasındaki görüş ayrılığının sürdüğünü söyledi; Mazlum Abdi, Şara ile 10 Mart’ta imzaladığı anlaşmanın koşullarını değiştirmek istiyordu.
– 9 Temmuz: MİT Başkanı Kalın Bağdat’a giderek Ankara açısından son durumu Irak Başbakanı Şiya el Sudani ve diğer yetkililere sundu.
ABD-SDG, Azerbaycan-Ermenistan
– 10 Temmuz: Şam’dan Vaşington’a geçen Barrack gazetecilere, “SDG’ye devlet borcumuz yok” dedi. SDG’yi YPG’nin, YPG’yi de PKK’nın türevi olarak tanımladı. Bu yıllardır Ankara’nın teziydi. Barrack ayrıca Şara’nın “Federal Suriye olamaz. Ayrı ayrı Dürzi güçleri Dürzi gibi giyinip; Alevi, Alevi gibi giyinip; Kürt, Kürt gibi giyinip Suriye’de ordu olamaz” tutumunu destekliyordu.
– 10 Temmuz: Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Ermenistan Cumhurbaşkanı Nikol Paşinyan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ev sahipliğinde Abu Dabi’de buluştular. Barış anlaşması ve Zengezur koridorunu konuştukları bilgisi var. Paşinyan 20 Haziran’da İstanbul’da Erdoğan ile görüşmüştü.
İlk silah bırakış
– 11 Temmuz: PKK yöneticilerinden Besê Hozat örgüt isimli Hülya Onur başkanlığında 30 kişilik bir grup, Irak hükümeti ve Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi gözetiminde ve uluslararası gözlemciler önünde silahlarını bir kazana atıp yaktılar.
– 12 Temmuz: Cumhurbaşkanı Erdoğan, PKK’nın silah bırakmaya başlamasıyla Türkiye’de yarım asırdır süren terör döneminin kapanmaya başladığını söyledi. Artık Türk-Kürt-Arap birlikte olacak, terörsüz Türkiye süreci, terörsüz bölge sürecine dönüşecekti. İsmini vermeden Barrack’ın sözlerinin memnuniyet verici olduğunu söyledi.
– 12 Temmuz: Barrack, Anadolu Ajansına SDG’yi Şam’la uzlaşmaması halinde Türkiye’yle baş başa kalacağı imasıyla “Aksi halde ABD’ye gelip burada kalabilirler” dedi. Barrack’ın söyleri 1996’da Saddam’a karşı ayaklanıp sonra Pasifik’teki Guam adasında iltica verilen Irak Kürtlerinin durumunu çağrıştırıyordu.
– 12 Temmuz: PKK’nın Suriye kolu PYD’nin başkanı Salih Müslim, Barrack’ı Türkiye’nin sözcüsü gibi konuşmakla suçladı. Suriye Anayasasını tanımayacaklarını söyledi. “Her şeyi silahla çözebilecek gücümüz var. Uluslararası güçler şimdilik buna izin vermiyor” dedi.
Azerbaycan-Suriye-İsrail
– 12 Temmuz: Suriye geçici Cumhurbaşkanı Ahmed el Şara, Azerbaycan’a gitti, İlham Aliyev ile görüştü. Aliyev ve Şara’nın enerji konularını da görüştükleri açıklandı. Bu da akla Suriye’nin de (en azından petrol yatakları SDG’nin kontrolünden çıkana dek) İsrail gibi Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattından petrol alma ihtimalini akla getirdi. Ziyaret sırasında Suriye ve İsrail heyetlerinin de Bakü’de kapalı kapılar ardında görüştüğü bildirildi. Uluslararası medyada BAE’nin bir süredir Suudi Arabistan’ın bilgisi altında Suriye ve İsrail’i görüştürmeye çalıştığı iddiası da yer aldı.
– 12 Temmuz: Erdoğan sırasıyla önce Aliyev, sonra da BAE Devlet Başkamı Muhammed bin Zayed El Nahyan ile telefon görüşmeleri yaptı. İletişim Başkanlığı her iki görüşmede de Terörsüz Türkiye sürecinin bölgeye yayılması ve Azerbaycan-Ermenistan görüşmelerinin konuşulduğunu duyurdu.
Yeni Ortadoğu: Beş Deniz
Bu tabloda ciddi birkaç sorun ve saptama yapabiliriz:
• İsrail-İran ihtilafı. ABD devrede. İran önünde savaşa devam ya da uzlaşma seçenekleri var. Ambargolar zorluyor.
• Türkiye-İsrail ihtilafı: Gazze Krizi ateşkesle sonuçlanmadan yumuşama zor. Ama Azerbaycan aracılığıyla Suriye’de çatışmasızlık hattı üzerinde anlaşılması bir kapı araladı.
• Ortadoğu’da Kürt sorununun silahlı boyuttan siyasi boyuta geçmesi sadece insani açıdan değil, ekonomik açıdan da büyük bir potansiyeli açığa çıkaracaktır.
• Bu sorunların Rusya, Ukrayna’yla meşgulken bir çözüm yoluna girmesi yeni Ortadoğu’yu şekillendirecektir. Bu bölge dünyanın en yoğun petrol-gaz coğrafyasıdır. Irak’ın toparlanması hem ekonomik hem de İran boyutuyla önemlidir.
• Aynı zamanda NATO üyesi Türkiye, yeni Ortadoğu’nun şekillenmesinde önemli bir oyuncudur. Ama orkestra şefi ABD’dir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, zor PKK denklemini iç kamuoyuna “ümmetin birliği” parantezinde Türk-Kürt-Arap söylemiyle sunsa da orkestra şefi Trump görünüyor.
Haklısınız bu tabloda Çin yok. Zaten belki de yeni Ortadoğu’nun bir amacı da Çin’i bölgenin dışında, Avrupa’dan uzakta tutmak. Avrupa zaten ABD ile Rusya arasında sıkışmış durumda.