

Fotoğrafın kendisi mesaj: MSB Sözcüsü Tuğamiral Aktürk, İsrail-Yunanistan-Güney Kıbrıs ittifakının Türkiye’ye askeri tehdit oluşturmayacağını söylediği basın toplantısını, Türkiye’nin askeri üretim üslerinden ASELSAN’da yerli malı silahlar arasında düzenledi. (Foto: MSB)
Ankara, İsrail, Yunanistan ve Güney Kıbrıs’ın Türkiye’ye karşı ittifak kurma girişimini ciddiye almadı; tehdit dahi saymadı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 24 Aralık’ta üç ülke liderinin 22 Aralık’ta Kudüs’te yaptıkları açıklamaları “teneke tıngırtısı” ve Türkiye’nin gelmeyeceği bir “kışkırtma” olarak nitelemişti. Ertesi gün de Milli Savunma Bakanlığı bu üçlü ittifak girişiminin Türkiye’ye “askeri tehdit olmasının söz konusu olmadığını açıkladı.
Birazdan ayrıntısıyla tahlil etmeye çalışacağım bu açıklamaların satır aralarında iki stratejik soru gizli:
1- Bir asır kadar önce “Batı”nın mali ve askeri desteğinin dolduruşuyla İngiltere’nin peşine takılıp Türkiye’ye sefere çıkan Yunanistan, şimdi de İsrail’in mi peşine takılıyor? Bir asır önce Anadolu topraklarındaki maceralarını Türkiye, bağımsızlığının temeli saydığı Kurtuluş Savaşı diye anıyor ama Yunanistan tarihinde buna “Büyük Felaket” deniyor.
2- Yunanistan NATO anlaşmasıyla bağlı bulunduğu Türkiye ile mi yoksa Türkiye’ye karşı askeri alan dahil işbirliğini açıkladığı İsrail ile mi müttefik? Atina için Yunanistan’ın güvenlik ve refahı İsrail’in -yarın rahatlıkla değişebilecek çıkarlarıyla ortaklıktan daha mı önemli?
Erdoğan: Teneke Tıngırtısı
Erdoğan AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları toplantısında bölgedeki gerilimden İsrail’i sorumlu tutarak şunları söylemişti:
• “Şunu açık ve net söylüyorum: ister Doğu Akdeniz’de ister Ege’de isterse başka bir yerde olsun biz ne hak yeriz ne de hakkımızı yediririz. Kıbrıs Türkünün hak ve çıkarlarının gasp edilmesine de müsaade etmeyiz.
• “Anlaşmalar yapılabilir, imzalar atılabilir, sipariş sorularla çeşitli mesajlar da verilebilir. Bunların hiçbiri bizi bağlamaz. Bizim politikamızı değiştirmez.
• “Elinde 70 binden fazla Filistinli kardeşimizin kanı olanların hadsizliklerinin bizim nazarımızda teneke tıngırtısından farkı yoktur ve olamaz. Oyuna gelmedik, gelmeyeceğiz. Tahriklere kapılmadık, kapılmayacağız.”
Erdoğan’ın “anlaşmalar yapılabilir, sipariş sorularla mesajlar verilebilir” sözü ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ve Kıbrıs Rum Cumhurbaşkanı Nikos Hristodudilis’in 22 Aralık’ta Kudüs’teki ortak basın toplantısında Netanyahu’nun söylediklerini hedef alıyordu.
Ankara’da İsrail Tepkisi
Netanyahu o basın toplantısında, ittifakın Türkiye’ye karşı mı olduğu sorusuna, “Kimseye karşı değil” dedikten sonra, diğerlerinin de hislerine tercüman olduğunu söyleyerek, üç ülkenin de geçmişte imparatorlukların işgalinde olduğunu, ki Osmanlı İmparatorluğunu ima ediyordu, ancak hala niyeti olanların bunu “unutmaları” gerektiğini söylemişti.
Sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan değil, örneğin TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş da Türkiye’nin, Gazze’de Filistinlileri yok etmek üzere soykırım siyaseti güden İsrail’den işgalcilik dersi almayacağını söyledi.
Şunu eklemek lazım. TBMM’de başka hiçbir konuda oy birliği sağlayamayan siyasi partilerin oy birliğiyle karşı olduğu tek konu, İsrail’in Filistin’de ve Filistinlilere yaptıklarıdır.
İsrail, Yunanistan ve Kıbrıs Rum Hükümetindeki Türkiye korkusunu ajite edip, orada kocaman Mısır LNG terminali duruyorken Avrupa’ya gaz boru hattı hayali kurduruyor. Diğer yandan da Türkiye’nin arka bahçesi gördüğü Suriye’deki PKK bağlantılı SDG’yi Şam ile anlaşmamaya, Ankara’nın Kürt sorununa siyasi çözüm odaklı “Terörsüz Türkiye” sürecini sabote etmeye çalışıyor.
O nedenle Milli Savunma Bakanlığının açıklamasındaki “askeri tehdit” ayrıntısı önem taşıyor.
MSB: Askeri Tehdit Oluşturmaz
MSB de İsrail, Yunanistan, üçlü ittifakın Türkiye açısından “askeri bir tehdit oluşturmasının söz konusu olmadığını” açıkladı. Bakanlık sözcüsü Tuğamiral Zeki Aktürk, 25 Aralık’taki basın toplantısında, Yunanistan’ın da Türkiye gibi üye olduğu NATO ittifakına dikkat çekerek, Ankara’nın Ege ve Akdeniz’de diyalogdan yana olduğunu ancak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin güvenlik ve hakları konusunda uluslararası garantörlük yetkilerinden geri adım atmayacağını söyledi
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler de daha önce Yunanistan’ın silahlanması 1923 Lozan Antlaşmasıyla yasaklanmış Ege Adalarına, muhtemelen İsrail’den alınacak füze ve topçu sistemleri yerleştireceği haberleri üzerine “Fazla heveslenmesinler” demişti; “Bize tehdit oluşturmaz. Biz bu konuda gerekli çalışmaları yapıyoruz.”
MSB belki de bakışını vurgulamak için bu dafe basın toplantısını bakanlıkta değil, Türkiye’nin önemli askeri sanayii kuruluşu Askeri Elektronik Sanayi (ASELSAN) tesislerinde, tasarım ve üretimi Türkiye’ye ait silahları sergileyerek yaptı.
ASELAN, Türkiye’nin 1974’te Kıbrıs’ta Yunanistan’la birlik yanlısı darbeye tepki olarak giriştiği askeri harekat sonrası, ABD’nin silah ambargosu uygulaması nedeniyle 1975’te kurulmuştu.


