Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Avrupa Siyasi Topluluğunun ilk toplantısı için bulunduğu Prag’ta Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ile fotoğraf verdiği 6 Ekim günü Türkiye yeni İsrail Büyükelçisini de belirledi: daha önce Kudüs Başkonsolosluğu da yapmış olan Şakir Torunlar. Ancak Torunlar’ın Cumhurbaşkanı onayı ardından Tel Aviv Büyükelçiliğine getirileceği atama kararnamesi Dışişleri Bakanlığında son zamanların en büyük operasyonlarından birini de duyuruyordu. Üç Bakan Yardımcısı ve Bakanlığın neredeyse bütün ikinci kademe yönetimi bu operasyon ile yurtdışı tayinlere gönderiliyordu. Böylece Dışişleri Bakanlığının merkez üst yönetimini neredeyse bütünüyle değiştirme zemini ve siyasi atamaların dış temsilcilikler yanı sıra Merkez’de de ağırlık kazanmaya başlaması kapısı açılıyordu.
Dışişleri operasyonuna geleceğiz ama önce Ermenistan.
Görüşme mi, fotoğraf verme mi?
Erdoğan’ın Prag’ta Paşinyan ile görüşeceği önceden duyuruldu. Önemli konular vardı. 2020’da Azerbaycan’ın -Türkiye’nin de önemli desteğiyle- Ermenistan işgali altındaki topraklarını geri alması ardından normalleşme süreci başlamış ancak son dönemde yeniden kanlı sınır çatışmaları olmuştu. ABD Kongresindeki Ermenistan lobisi, Yunanistan lobisiyle birlikte Türkiye’nin F-16 modernizasyonu projesinin iznini engellemeye çalışıyordu. Nahcivan ve Azerbaycan arasında Zengezur koridoru bağlantısı vardı.
Erdoğan, 2008’deki futbol diplomasisi sırasında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan ile görüşmesinden bu yana Ermenistan ile en yüksek teması kuracaktı.
Bu temas, Avrupa Siyasi Topluluğu zirvesi öncesinde, lobide bir kahve sehpası etrafında dizilen sandalyeler üzerinde kuruldu. Bu sehpada Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev de vardı. Sohbete bir noktada Macaristan Başbakanı Viktor Orban da katıldı. Macaristan’daki altı partili muhalefet masasını devirdiğinden beri Orban’ı bir başka beğeniyor Erdoğan. Gerçi mahalledeki komşularla sohbet havasındaki görüşmede zaten bu konuların ele alınması mümkün olmazdı. Aslında bu buluşmayı ABD, Rusya ve Fransa bir süredir telkin ediyor, Aliyev de Paşinyan’la görüşüyordu.
Nitekim maksat hasıl olup, fotoğraf verilip ayağa kalktıklarında Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da katıldı onlara, şakalaşmalarla içeri geçtiler.
İsrail ve Ermenistan’la adımlar atılmış, geriye Suriye kalmıştı, ona da basın toplantısında kapı açtı Erdoğan.
Çavuşoğlu ve Dışişlerinde operasyon
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu halinden memnundu. Sadece hem İsrail hem Ermenistan’la tam da 8 Kasım Amerikan seçimleri öncesinde uzlaşma adımları atıldığı için değil. Aynı zamanda o gün Bakanlık’ta son yılların en büyük operasyonunu da Erdoğan’ın imzası aşamasına getirdiği için.
Üç bakan yardımcısı birden Ankara dışına çıkıyordu. Sedat Önal, Nev York’a BM Daimi Temsilciliğine (ki Feridun Sinirlioğlu dönemi -şimdilik- sona eriyordu), Faruk Kaymakçı Brüksel’e AB Daimi Temsilciliğine ve siyasi atama Yavuz Selim Kıran Zagreb Büyükelçiliğine.
Ama sadece onlar değil, onların altındaki ikinci kademedeki pek çok deneyimli isim de topluca Ankara dışına atanıyordu.
Çavuşoğlu’nun baş danışmanı Koray Ertaş emekliliğini isteyen Londra Büyükelçisi, önceki Dışişleri Müsteşarı Ümit Yalçın’ın yerine gidiyordu. ABD Genel Müdürü Levent Gümrükçü NATO Daimi Temsilciliğine, Havacılık, Denizcilik ve Hudut İşleri (Dolayısıyla Doğu Akdeniz ve Ege siyasetinden de sorumlu) Çağatay Erciyes Atina Büyükelçiliğine, Suriye sorumlusu Selçuk Ünal Lahey, Enformasyon Genel Müdürü Murat Karagöz Lizbon, Dışişleri Hukuk Müşaviri Mustafa Kapucu Nursultan Büyükelçiliğini devralacaktı.
Siyasi atamalar yine vardı. Örneğin daha geçen yıl Cakarta Büyükelçiliğine atanan AK Parti eski milletvekili ve bakan yardımcısı Aşkın Asan’ın yerini, yine eski AK Parti milletvekili, ilahiyatçı-sosyolog Talip Küçükcan alacaktı. Tahran Büyükeçiliğine ise uzmanlığı Mevlana olan Farsça profesörü Hicabi Kırlangıç uygun bulunmuştu.
Şimdi Ankara’daki sorulardan biri şu: boşalan önemli merkez kadrolarına kariyer diplomatlar mı, yoksa siyaset kökenli isimler mi atanacak?
Dünya bir altüst oluş içindeyken ve Türkiye seçimlere gidiyorken gerçekten önemli bir soru bu.