Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 8 Ekim’de Balıkesir’de “Bu kardeşiniz bu görevde olduğu sürece faiz her geçen gün, her geçen hafta, her geçen ay inmeye devam edecektir” dedi.
Alkışladılar.
Beş yıl kadar önceydi. 19 Haziran 2018 tarihinde, 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı seçimlerine giderken Adana’da şunları söylemişti: “24’ünde siz bu kardeşinize yetkiyi verin, ha ondan sonra bu faizle, şunla, bunla nasıl uğraşılır göreceksiniz.”
Alkışlamışlardı.
Erdoğan 24 Hzirn 2018’e ikinci defa cumhurbaşkanı seçildi.
Erdoğan’ın yetki istediği Türkiye
25 Haziran 2018 günü 1 ABD doları 4,65 liraydı. TÜİK Temmuz başında yıllık enflasyon oranını yüzde 11,49 olarak açıklamıştı. Merkez Bankasının açıkladığı faiz yüzde 17,75 idi. Hazine’nin Temmuz 2018’deki 10 yıllık tahvil satışında bileşik faiz oranı yüzde 12,32 idi.
Bir litre benzin 6,24; bir litre mazot 5,64; mutfak gazı (LPG) 3,38; elektriğin kilovatsaati 55 kuruş, bir litre süt, 1,70 liraydı. Dana kıyma kilosu 41 liraya, ekmeğin kilosu 5 lira 80 kuruşa, yumurtanın tanesi 60 kuruşa yükseldi diye toplum şikayetçiydi.
Erdoğan bütün bu “şunla bunla nasıl uğraşılacağının” formülünü bulmuştu, sorun yüksek faiz idi. Yetkiyi alınca faizi düşürecek, sorunları çözecekti. Zaten faizden kazanç İslam’da faiz yasaktı, “Naslar var” dedi; “Bir Müslüman olarak benden başkasını beklemeyin”.
“Uğraşmaya” faiz ve kurla başladı
Hazine ve Maliye’yi birleştirdi, başına daha önce Enerji Bakanı yapmış olduğu damadı Berat Albayrak’ı getirdi. Albayrak 2019’da aksan taklidi yaparak “Alalım 6 liradan 7 liradan dolarları, 10 lira olacak, 15 lira olacak ya, o zaman satarız” diye karşısına topladığı sanayi ve ticaretin anlı şanlı isimleriyle dalga geçtikten sonra 8 Kasım 2020’de “At izi it izine karıştı” diyerek görevi bıraktı.
AK Partili olsa da Erdoğan’ın kapatmış olduğu Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) kökenli olduğu için devlet ve ekonomi bilgisi olan Lütfi Elvan’ı Albayrak’ın yerine, Maliye’den yetişmiş Naci Ağbal’ı da Merkez Bankası başına getirdi Cumhurbaşkanı. İstediklerini tam olarak onlara da yaptıramadı.
Nihayet Albayrak’ın Bakan Yardımcısı Nureddin Nebati bulundu. Merkez Bankası başına da “Evet efendim” deyip istekleri “kitabına uydurma” konusunda elinden geleni yapan Şahap Kavcıoğlu’nu buldu Erdoğan.
Ve nihayet “şunla bunla” yani vatandaşın canını yakan hayat pahalılığı ve enflasyonla uğraşmaya, ağırlığı faiz indirimine vererek uğraşmaya başlayabildi.
Peki, başarılı oldu mu? Gelin bakalım…
Yeniden yetki istediği Türkiye
Erdoğan’ın yeniden Cumhurbaşkanlığı yetkisi istediği 8 Ekim 2022 Türkiye’sinde görünüm ise beş yıl önce yetki istediği Türkiye’den çok daha kötüdür.
Bugün benzinin litresi 20,60 lira, mazot 27,14 ve LPG 10,24 lira.
En ucuz ekmeğin kilosu 19 lira. Elektriğin en düşük tarifeden kilovatsaati 1,73 lira. Bir litre süt 21, 1 kilo dana kıyma 110, 1 yumurta 2,25 lira.
Erdoğan beş yıl önce yetki istediğinde asgari ücret 2029 liraydı; 436 dolar ediyordu.
Bugün yeniden ve sanki bozan bir başkasıymış gibi “düzelteceğim” diye yetki isterken asgari ücret 5500 lira; 297 ABD doları ediyor.
Beş yıl önce yetki istediği gün 4,65 lira olan 1 ABD doları bugün 18,55 liradır.
TÜİK’e göre enflasyon yüzde 83,4. Şimdi bir başka hesapla “düşürdük” söylemine hazırlanıyorlar.
Merkez Bankası faizinin yüzde 14 düzeyinde olduğu Haziran 2022’de yapılan 5 yıllık Hazine tahvili ihalesinde bileşik faiz yüzde 19,45 idi. Yani bankalar, yatırımcılar yüzde 14 ile devletten borç alıp yüzde 19, 45 ile devleti borçlandırabiliyordu.
Faiz, para ve din işleri
Bugün Türkiye’de en kârlı sektör bankacılık; bankaların kârı 2022’nin ilk yarısında yüzde 400 artmış.
Bunda Erdoğan’ın 2021 sonunda dolar ilk kez 18 lirayı görünce devreye aldığı “kur korumalı mevduat” uygulamasının da payı var. AK Parti hükümeti dolar kurunun daha da artmaması için piyasaya döviz sürebilsin diye icat edilen bu mali aygıt nedeniyle 2022’nin ilk yarısında Hazine’ye 60 milyar lira ek yük binmiş. Biraz parası olan faiz delisine dönmüş durumda bankalara hücum ediyor. 24 bini kuruluş ve şirketler olmak üzere 757 binden fazla müşterisi varmış.
Hem de Diyanet İşleri’nin “caiz değildir” demesine rağmen…
Erdoğan Türkiye’nin en İslamcı Cumhurbaşkanı ve en çok onun karşı olduğunu söylemesine rağmen faiz kazancının başka her kazancın önüne geçtiği dönemi yaşıyoruz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın beş yıl sonra yine “düzelteceğim” vaadiyle yetki istediği Türkiye’nin görünümü budur.