Benzine 2 lira zam geldi. Ama bir CHP’ye bakalım bugün neler olmuş.
İlaca yüzde 30 zam geldi. Gelecekti zaten, biz bir CHP’ye bakalım; Ekrem İmamoğlu, Kemal Kılıçdaroğlu’nu devirecek mi?
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Birleşik Arap Emirlikleri’yle 51 milyar dolarlık yatırım anlaşmasından söz ediyor, ama anlaşmanın ayrıntıları için Muhammed bin Zeyid’in ağzının içine bakıyoruz. Adamlar neyi kaça alacaklarını hesaplıyorlar canım, sen CHP’deki filimler bak.
Basın ve ifade özgürlüğü tehdit altında. Ama bak CHP’ye, o da AK Parti’nin yaptığını yapmış, kendi havuz medyasını kurmuş.
Tamam, CHP’ye bakmak şu ara Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın AK Parti yönetiminin arayıp da bulamadığı şey ama CHP de bakılmayacak gibi değil ki.
Her gün yeni bir skandalın patladığı yer seçimi yenilgiyle kapatmış ana muhalefet partisi ve başrolde de halkın neredeyse yarısının Erdoğan’ı devirme umuduyla oy verdiği lideri olunca ister istemez bakılıyor.
Tamam, bu kaos bir CHP geleneği ama bu defa hem uzun sürdü hem de bıktırmaya başladı.
Hangi CHP’ye bakalım?
Halihazırda iki CHP var.
Bir yandan vergilerin artırıldığı kritik bir Meclis oturumu için milletvekillerini seferber edemeyen, o sırada parti-içi iktidar mücadelesiyle meşgul bir CHP var, ama diğer yandan bu kavganın dışında kalan milletvekilleri sorunları Meclis zeminine taşıyor. Son birkaç günde enerji zamlarının arttırdığı hayat pahalılığından orman yangınlarına, deprem bölgesindeki engellilerin sorunlarına, İstanbul Boğazında bulunan mayınlardan İzmir Aliağa limanına getirilen zehirli atık yüklü gemiye ve 43 işçinin öldüğü Amasra maden kazası davasına dek pek çok konuyu gündeme taşımaya çalışmış CHP’li vekiller.
Pek başarılı olamamaları onların suçu değil, çünkü CHP’ye bakanlar sadece kim tersledi, kim kimin safında haberlerini görüyorlar doğal olarak.
Muhalefetin de kendisine iktidarı örnek alarak bir havuz medyası oluşturma gayretinde olduğu seçim ortamına girildiğinden beri görülüyordu ama CHP’nin Halk TV ile anlaşmasının feshedildiği açıklamasıyla -bu anlaşmanın varlığı dahil- pek çok yanlışlık ortaya saçılmaya başladı.
Erdoğan arayı açarken
Öncelikle Cumhurbaşkanı Erdoğan ilgileniyor. Üçüncü defa cumhurbaşkanı seçilmesini ve AK Parti’nin Meclis’te ilk sırayı almasını yeterli görmüyor, örgütünü durmadan 31 Mart 2024 yerel seçimi için kamçılıyor.
CHP’ye baktığımızda bir hareketlilik görüyor muyuz? Evet, görüyoruz ama baktığımız yerde değil, tabanda görüyoruz. Tabandaki CHP’liler bir yandan mahallelerde, ilçelerde Kurultay hazırlıkları yapıp yerel seçime hazırlanıyor ama diğer yanda onların enerjisini kendi ikballerine tüketen 5, 6, 7 dönemdir milletvekili molan siyaset profesyonelleri kendilerince “yüksek siyaset” yapıyor.
Yaptıkları sözde yüksek siyasetin hiçbir siyasi, ideolojik, kavramsal yanı yok; tamamen Kılıçdaroğlu’nun nasıl gideceği, ya da nasıl kalacağı üzerine kurulu sığ ayak oyunlarından oluşuyor.
Baştaki gitsin de kim gelirse gelsin siyasetinin faturasına “Erdoğan gitsin yeter” sadece onlar değil, aslında umutlarını Kılıçdaroğlu’nun adaylığına bağlayan, CHP’li, olsun olmasın milyonlarca seçmen ödedi.
Ama ders alıyorlar mı? Hayır.
Kendi yankı odaları dışında kendi seçmenlerinin CHP’ye nasıl baktığından haberliler mi? Hayır.
Erdoğan’ın arayı açtığını görüyorlar mı? Baktıklarından dahi emin değilim.