Yetkin Report

  • English
  • Siyaset
  • Ekonomi
  • Hafıza Kartı
  • Hayat
  • Yazarlar
  • Arşiv
  • İletişim

İlkim Zirvesi COP28 öncesi petrolcüler temiz enerjiye direnişte

Yazar: Mehmet Öğütçü / 13 Kasım 2023, Pazartesi / Oda: Siyaset

Dubai’de yapılacak COP28 zirvesinin acil bir çağrının yapılabilmesi ve hayata geçirilebilmesi için bir fırsat ya da imkân olabilecek mi? COP28’de ülkeler, küresel ısınmayı 1,5 derece ile sınırlamak için önümüzdeki on yılda ihtiyaç duyulan toplu emisyon azaltım seviyesini sağlayan tüm sera gazlarını kapsayan ekonomi çapındaki hedefleri benimsemeyi kabul edebilecek mi?

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı (COP28) 30 Kasım-12 Aralık 2023 tarihlerinde Birleşik Arap Emirlikleri’nde yapılacak. Temiz enerji, ikmal güvenliği ve jeopolitik riskler toplantının en önemli maddeleri arasında. Bir de iklim değişikliği ile mücadelenin, temiz enerji yatırımlarının finansmanında gelişmekte olan ülkelere destek için neler yapılabileceği… Enerjinin jeopolitik önemi, geleneksel unsurların ötesinde, kritik minerallerin temini de dahil olmak üzere yeni boyutlar kazanarak güçlü bir şekilde ortaya çıkıyor ve piyasalardaki belirsizliği, istikrarsızlığı daha da arttırıyor.

2023, şimdiye kadar kaydedilmiş, iklim bilimcileri son derece rahatsız eden rekor sıcaklıkta bir yıl olarak tarihi kayıtlara geçti. Yaşadığımız sel felaketi daha geçenlerde Libya’nın Derna kentinde 6.000’den fazla insanı öldürdü, muazzam hasara yol açtı, kritik altyapıyı adeta felç etti. Kanada’da çıkan yangınlarda Suriye büyüklüğünde, 18,5 milyon hektar alan yandı.

Sadece son birkaç ayda yaşanan bu ve benzeri olaylar, ülkelerin iklim değişikliğiyle mücadelede geleneksel, yavaş hız şeridindeki rotalarını düzeltmeleri yönündeki acil çağrıyı daha da önemli hale getirdi.

COP28 zirvesi: Yine havanda su dövülecek

Dubai’de yapılacak COP28 zirvesinin bu acil çağrının yapılabilmesi ve hayata geçirilebilmesi için bir fırsat ya da imkân olabilecek mi?

COP28’de ülkeler, küresel ısınmayı 1,5 derece ile sınırlamak için önümüzdeki on yılda ihtiyaç duyulan toplu emisyon azaltım seviyesini sağlayan tüm sera gazlarını kapsayan ekonomi çapındaki hedefleri benimsemeyi kabul edebilecek mi?

Enerji, gıda, arazi kullanımı ve şehirler dahil olmak üzere iklim kriziyle mücadele etmek, dünyanın üretim ve tüketim biçiminden, dünyadaki her sektörün dönüştürülmesini gerektirecek küresel enerji sistemlerini değiştirmek de aynı ölçüde önemli.

Daha da yaşamsal olanı, iklim değişikliğinin giderek ciddileşen etkilerine karşı ülkelerin dayanıklılığı yaratmak, zayıf olanları güçlendirmek, özellikle de dünyanın en savunmasız, yoksul ülkelerine yeşil iklim finansmanı sağlamak.

Ne yazık ki, Dubai’deki toplantı daha yapılmadan- ilk elden duyumlarıma dayanarak söyleyebilirim ki- COP28 yine daha önce bir önceki toplantının yapıldığı Şarm el-Şeyh’de olduğu gibi havanda su dövmekten öteye gidemeyecek.

Fosil yakıtlar hâlâ gündemde

Temiz enerji deyince, mümkün olduğu kadar karbon emisyonlarından arındırılmış, çevreyi en az kirleten enerjileri anlıyoruz. Rüzgâr, güneş, jeotermal, biyokütle, yeşil hidrojen, yakıt hücresi gibi. Hidro ve nükleer de dahil edilebilir. Elbette ki petrol, doğal gaz ve kömür gibi fosil yakıtlara kıyasla bunlar daha temiz ama yenilenebilir enerjilerin tamamen temiz olduğunu, çevreye ve sağlığa zarar vermediğini söylemek de mümkün değil.

Bugün enerji üretimi (özellikle fosil yakıtların yakılması) tek başına küresel sera gazi emisyonlarının yaklaşık dörtte üçünü oluşturuyor. Sadece iklim değişikliğinin en büyük etkeni değil, aynı zamanda fosil yakıtların ve biyokütlenin yakılmasının insan sağlığına da büyük bir maliyeti var.

Bu kadar laf salatası içinde şu rakamları kafamıza çakarsak gerçekte neler olduğunu: Fosil yakıtlar bugün küresel enerji karışımının yaklaşık yüzde 80’ini (yüzde 26 kömür, 23 doğal gaz ve 29 petrol) oluşturuyor.

Petrolcüler direniyor

Elbette son on yılda hem yenilenebilir enerjinin elektrik üretimindeki payını arttırmada hem de daha fazla parayı bu alana sevk etmekle önemli ilerlemeler kaydettik. Ama ağzımızla kuş tutsak görünür gelecekte bu bileşimi yeşil enerji lehine köklü bir şekilde değiştirmemiz ne yazık ki mümkün görünmüyor.

Fosil yakıtların geleceği konusunda Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) ve Petrol İhracatçısı Ülkeler Örgütü (OPEC) arasında ciddi bir gelecek öngörüsü tartışması yaşanıyor. IEA fosil yakıt talep düşüşünün ve “yenilenebilirin” yükselişinin yakın zamanda olacağını ileri sürerken OPEC ve uluslararası petrol şirketleri (özellikle Exxon Mobil ve Chevron gibi yakın zamanda rakip petrol şirketlerini satın alanlar) IEA’yı siyasi güdülerle hareket etmekle, fosil yakıtlar aleyhine belli bir ideolojik gündemin parçası olmakla suçluyorlar.

Bunu, Fucayra’da konuşmacı olduğum bir toplantıda OPEC Genel Sekreteri Haitham al-Ghais’in ağzından bizzat duydum. Hhais daha da ileri gidip IEA’yı fosil yakıtlara yatırımı torpillemekle itham ediyordu.

Enerjinin jeopolitiği değişiyor mu?

Hem de nasıl. Geleneksel kaynaklar üzerindeki rekabet, boru hatlarının ve uluslararası stratejik geçiş yollarının korunması temelli jeopolitika, şimdi yenilenebilir enerjiyi, kritik mineralleri, elektrik iletim şebekelerini hesaba katacak şekilde yeniden tanımlanıyor.

Hatta ekonomi, iklim değişikliği, teknoloji, yatırım ve ticaret konularının bile önüne geçti jeopolitik kaygılar, krizler. 2022’de Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesiyle enerji sorunu patlak verdi. Sadece doğal gaz fiyatları sekiz kat arttı, enerji enflasyonu yaratarak, sonrasında dengeyi yeniden bulmuş olsa da. Faiz oranlarında son 40 yılın en hızlı yükselişini yaşadık; 2024 sonuna kadar da faizlerde aşağıya doğru düşüş beklenmiyor.

Ancak yeni çatışmaların patlak vermesiyle, mevcutların da uzamasıyla birlikte, ilk petrol ambargosunun üzerinden tam 50 yıl geçtikten sonra Ortadoğu gibi enerji üretiminin yoğunlaştığı kritik bir bölgede küresel enerji sistemine (ve ötesine) yönelik yeni kaygılar ortaya çıkıyor. Özellikle Gazze’deki sıcak çatışmalar İran’a sıçrarsa enerji dünyasının işi çok zorlaşacak, dünya piyasaları görülmedik ölçüde dalgalanacak.

Krizler değişim dalgasını tetikleyebilir

Enerji krizleri acı verici ancak tarih, bunun aynı zamanda bir inovasyon ve değişim dalgasını da tetikleyebileceğini gösteriyor. Temiz enerjinin dağıtımı hiçbir zaman şu anki kadar hızlı olmadı. Elektrikli araçlar, işi pompaları, yenilenebilir enerji kaynakları, verimli cihazların hepsi devasa bir şekilde büyüyor.

Küresel enerjinin geleceğinde artık sadece güneş paneli, rüzgar türbini değil yeşil hidrojen, yakıt hücreleri, küçük nukleer reaktörler, enerji depolama sistemleri de onem kazaniyor. Pahalı lityum pillerle, tedariki kısıtlı kritik metaller ile hiçbir ilgisi olmayan yeni bir teknoloji atılımı sayesinde, çelik ve beton gibi yaygın endüstriyel malzemeleri kullanarak enerji depolamak, elektrik şebekesine günün her saatinde temiz enerji sağlanması mümkün hale geliyor.

Tüm güçlüklerine karşın yeni bir temiz enerji ekonomisi ortaya çıkıyor. Enerji, iklim, finans ve sanayi politikalarının dünya çapında iç içe geçmesiyle temiz enerji üretimi yeni bir çığır açıyor. Artık enerji sektörü, üretiminden kullanımına, finansmanından yeni teknolojilere kadar geri dönülemez bir şekilde değişmeye başladı.

COP28: sonuç almak zor

Londra, Washington ve Dubai’de yaptığım görüşmelerden çıkan sonuç: Ne yazık ki, COP28’de gelişmiş ülkeler kendi aralarında yeşil iklim finansmanı sağlan(a)maması, yeterince fon tahsis edilme(me)si konusunda çatışacaklar. Özellikle ABD fosil yakıtlardan uzaklaşmak bir yana daha da arttırma yoluna girdi. Az gelişmiş ülkeler ise taahhütte bulunmadan önce kendilerine yardım edilmesini beklemeye devam edecekler. Arada Çin ve Hindistan gibi karbon emisyonunda lider ülkeler, iklim değişikliği ve temiz enerji söylemini devam ettirirken, kendileri açısından yaşamsal önemdeki enerji güvenliği hedeflerine daha güçlü vurgu yapacaklar.

Bir yandan küresel ısınma hayatlarımızı giderek daha da zorlaştırıyor, çevre ve biyoçeşitliliği tehdit ediyor diğer yandan Paris İklim Anlaşması gereği atılması gereken adımlar fosil yakıt zengini ülkelerin direnişine takılıyor. Bu ortamda COP28 toplantısında yine havanda su dövülme ihtimali yüksek.

Öte yandan bu durum, Türkiye gibi fosil yakıt kaynakları açısından yetersiz ama son yıllarda yenilenebilir enerjiye iyi yatırıp yapan ülkelere uzun dönemde yarar sağlayacağa benziyor.

Dünyada ve Türkiye’de temiz enerjinin durumunu başka bir yazıda ayrıntılı ele almak gerekiyor.

Yeni yazılardan haberdar olun! Lütfen aboneliğinizi güncelleyin.

İstenmeyen posta göndermiyoruz! Daha fazla bilgi için gizlilik politikamızı okuyun.

Aboneliğinizi onaylamak için gelen veya istenmeyen posta kutunuzu kontrol edin.

Etiketler: Birleşik Arap Emirlikleri, cop28, enerji, iklim değişikliği konferansı, mehmet öğütçü

OKUMAYA DEVAM EDİN

Avrupa seçimlerinde ulusalcı sağın yükselişi ve Türkiye
ABD Yunanistan’a İstediğini Vermedi
Yangının büyükelçisi olmak: Lübnan’ın diplomat şairi
  • Ukrayna, Suriye ve Kürt sorunu denklemlerinin eş zamanlı çözüm hamlesi16 Mayıs 2025
  • Terörsüz Türkiye: dışarıya demokrasi vaatleri, içeride baskıya devam15 Mayıs 2025
  • Suriye yaptırımları üzerine dörtlü toplantı: Erdoğan çevrimiçi katıldı14 Mayıs 2025
  • Yeni bir dönemin eşiğinde: Barış, sadece silahların susması değildir14 Mayıs 2025
  • Bir zamanlar Hacettepe Üniversitesi: sessiz direniş ve hafıza14 Mayıs 2025
  • Rusya-Ukrayna: 15 Mayıs İstanbul hala kesinleşmedi. Putin ne yapacak?13 Mayıs 2025
  • PKK’nın fesih kararı ve hükümetin yanıtlaması gereken sorular13 Mayıs 2025
  • Toplum Terörsüz Türkiye sürecinden habersiz: Araştırma12 Mayıs 2025
  • PKK kendini fesih ve silahlı mücadeleye son kararı açıkladı12 Mayıs 2025
  • Özel: Silah bırakılmasını bekliyoruz. Erdoğan: Müjdeleri alacaksınız10 Mayıs 2025
Haberler arşivinde arama yapın...

Siyaset

Ekonomi

Hafıza Kartı

Hayat

Arşiv

English

Hakkımızda

Künye

Yazarlar

Yardım

Reklam & İşbirliği

Bize Ulaşın

tbtcreative.com | UFKZDN © 2024 yetkinreport.com

Kurumsal Bilgiler     ·      Yardım     ·      Kullanıcı Sözleşmesi     ·      Yasal Çekince

TOP