DİSK Genel Başkanı
Türkiye’de asgari ücret uzunca bir süredir Aralık aylarının en önemli gündem maddesi. Ancak son yıllarda, özellikle yüksek enflasyonlu bir döneme geçmemizle birlikte asgari ücret yılın sadece son aylarında değil yıl boyunca süren bir tartışma haline geldi. Bunun nedeni asgari ücrete dair hükümet çevrelerinin bile kabul ettiği acı bir gerçeğe dayanıyor. Bir istisna olması gereken asgari
2020 yılında DİSK’in 16’ncı Genel Kurulu “Emeğin Türkiye’sini ve Emeğin Dünyasını” kurma iddiası ile toplanmıştı. Bu iddia zaman zaman “çok büyük bir iddia” olarak görüldü ve gerçekçi bulunmadı. Ancak önce Covid-19 salgını, ardından Ukrayna Krizine sahne olan 2022 yılının dünyasına ve Türkiye’sine baktığımızda bugün çok daha emin olarak söyleyebilirim ki memleketin, insanlığın ve hatta dünyanın
Kıdem tazminatı Türkiye işçi sınıfının 90 yıla yakın bir süredir sahip olduğu en köklü haklarından birisidir. Dünyada da en yaygın işçi haklarının başında gelir. Sermaye ve iktidarlar yarım yüzyıla yakın bir süredir işçi sınıfının kıdem tazminatı hakkını ortadan kaldırma düşü ile yaşıyor.İşçi sınıfının kıdem tazminatı kazanımına yönelik bugüne kadarki en büyük darbe, 12 Eylül cuntasının
Salgın kuşkusuz tıbbi bir tablodur. Ve başta koruyucu-önleyici sağlığın gerekleri yerine getirilerek, yayılması engellenerek mücadelede başarılı olunabilir. Ancak hem bilimsel veriler hem de dünya deneyimleri göstermektedir ki Covid-19 salgını sadece tıbbi tablo olarak yaşanmamakta; ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasal olarak hayatın her boyutunu sarsmaktadır. Covid-19 salgınından sağlık açısından en çok etkilenenler 65 yaş üstü insanlar