Yazar, Yönetici
Almanya’daki 23 Şubat seçimlerinin sonuçları matematik ve teknik yanıyla pek şaşırtıcı olmadı. Alman kamuoyu araştırmalarında yaklaşık olarak öngördüğü gibi, Hristiyan Demokrat CDU/CSU Birlik Partileri 208 milletvekiliyle birinci, Almanya İçin Alternatif AfD 151 milletvekiliyle ikinci, Sosyal Demokrat SPD 120 milletvekiliyle üçüncü ve Yeşiller 87 milletvekiliyle dördüncü sıraya yerleşti. Radikal sol Die Linke ise 63 milletvekiliyle beşinci
Almanya seçimlerinin Alman halkının seçimleri olmaktan çıkıp uluslararası ve jeopolitik bir boyut kazandığı artık dünya medyasına düşen haberler nedeniyle de yakından biliniyor. Bunun en kesin belirtisi Amerika Birleşik Devletleri’nden geldi. Önce Elon Musk bir “x” iletisiyle Almanya’daki yerleşik politik partileri ve Başbakan Olaf Sholz gibi politikacıları eleştirdi. Seçimleri radikal sağ olarak nitelenen “Almanya İçin Alternatif”
23 Şubat’ta Almanya’da yapılacak olan seçimlerin ülkenin daha önce yaşadığı seçimlere pek benzemediği ve benzemeyeceği giderek açıklık kazanıyor. Çünkü İkinci Dünya Savaşının bittiği 1945 yılından bu yana Almanya’nın yerleşik düzeni ilk kez radikal sağ “Almanya İçin Alternatif” (AfD) partisince tartışma konusu yapılıyor. Sadece ekonomik düzeni değil, Almanya’nın içinde yer olduğu Batı ittifak düzeni ve itici
Angela Merkel, Almanya başbakanlık görevini 2021’de bıraktıktan üç yıl sonra “Der Spiegel” dergisine çarpıcı bir demeç verdi. Spiegel dergisinin Olaf Scholz başkanlığındaki koalisyonun bozulması konusunda ne düşündüğünü sorması üzerine, “Doğaçlama düşüncem: işte erkekler oldu” diye bir karşılık verdi. Merkel’e göre, erkekler işleri kişiselleştiriyordu ve politikada engel olunması gereken bir şeydi. Görünürde Angela Merkel’in “Spiegel” dergisiyle
Almanya Cumhurbaşkanı Franz-Walter Steinmeier 22-24 Nisan tarihleri arasında Türkiye’ye gelmesi gerek resmî gezi programının niteliği gerekse gezinin denk düştüğü konjonktür bakımından özel bir önem taşıyor. Yirmili yaşlarından beri beyaz saçlı koyu bir FC Schalke 04 taraftarı ve bir Rolling Stones hayranı olmasıyla ünlü bir isim Steinmeier. Politik yaşamına Alman sosyal demokrat partisi SPD’de başlamıştı. Eski
“Muteferriqa” projesinin filizlenmesi, üzerinde düşünülmesi ve olgunlaşması yaklaşık iki yıl sürmüş. Girişimin finansmanı, takımın kurulması, projenin geliştirilmesi ve uygulanma aşamasına geçilmesi ise yaklaşık beş yıl sürmüş. “Muteferriqa” sadece bir teknolojik atılım değil. Gerçekleşmesindeki başarının ilginç yanı mühendisler, bilgisayarcılar, yapay zekâ uzmanlarıyla tarihçi ve toplum bilimcilerin takım olarak birlikte çalışmayı bilmeleri ve başarmalarında yatmaktadır. Anlaşıldığı gibi,
Angela Merkel, uzun süre önce politikadaki son seçimini yapmış ve 2021 genel seçimlerinde aday olmayacağını açıklamıştı. Her ne kadar doğrudan katılmasa da 26 Eylül 2021 Pazar günü yapılacak genel seçimler, 2005 yılından beri Almanya’yı yöneten Merkel’in politik mirasının da oylanacağı bir yoklama niteliğini taşıyacak.Son kamuoyu araştırmalarına göre sosyal demokrat SPD adayı Olaf Scholz önde görünmektedir.
Almanya’da 13 Mart 2021 pazar günü Baden-Württenberg ve Rheinland-Pfalz eyaletlerinde yapılan yerel seçimler hiç beklenmedik sonuçlar doğurdu. Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) kayıplara uğradı. Yeşiller Partisi seçimin galibi oldu. Doğal olarak, kamuoyunda Yeşillerin artık ülkeyi yönetecek bir güç haline geldiği konuşulup yazılmaya başlandı. Bu sonuç, Almanya’da 26 Eylül’de yapılacak olan genel seçimler bakımından özel bir
21. yüzyıl genel olarak dünyanın, özel olarak da Doğu Akdeniz ve Batı Asya jeopolitik dengelerinin hızlı bir değişimine tanıklık etmektedir. Türkiye ise Doğu Akdeniz ve Batı Asya coğrafyasının ayrılmaz bir parçası olarak bu değişimden en çok etkilenen ve etkilenecek ülkelerin arasında yer almaktadır.Türkiye ve Türkler Doğu Akdeniz’in üstünlük savaşlarında yeni bir unsur değildir ve çok
Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Fransa için hırslı ve katı bir Doğu Akdeniz politikası başlatması ve bu politikanın da Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki hak ve çıkarlarına ters bir yöne doğru evrilmesi sadece Türkiye’de değil bütün dünyada dikkatleri üzerinde topladı. Macron’un bu politikası güncel yanıyla Türkiye’de çeşitli yorumlara konu olmakta. Ancak Türk kamuoyunun Fransa’nın bu yeni politikası karşısında bir
- 1
- 2