Osman Kavala ve Gezi Davası mahkûmlarını hapiste tutan asli etken hukuk değildir. Hatta Anayasa ve yasalar da değildir. Öyle olsaydı zamanında Anayasa Mahkemesi (AYM) kararları, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararları uygulanırdı, alt mahkemeler tarafından iktidarın siyasi tercihleri doğrultusunda bozulmazdı, hatta belki bu dava hiç açılmazdı. Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesinin 27 Eylül’de Kavala’ya verilen ağırlaştırılmış
Yargıtay 3. Ceza Dairesi 27 Eylül’de açıkladığı kararıyla Gezi Parkı davasında Anadolu Kültür Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala’ya verilen ağırlaştırılmış müebbet ile TİP’ten milletvekili seçilen Can Atalay’la Tayfun Kahraman, Mine Özerden ve Çiğdem Mater’e verilen 18’er yıl hapis cezalarını onadı. Yargıtay, kararında Gezi Parkı protestolarının “hükümeti devirmek için planlanmış şiddet hareketi olduğuna hükmetti. Kararda yine
7 Eylül’de Gezi Davasında en hafifi 18 yıl olan cezalarla cezalandırılmış altı kişinin tutukluluklarının 500. günü doluyor. Aynı davada ömür boyu hapis ile cezalandırılan Osman Kavala ise 2132 gündür hapiste. 2013’teki İstanbul Gezi Parkı protestolarını organize ettiği iddiasıyla yargılanan, önce beraat eden ardından tekrar açılan dava ile 18 yıllık hapis cezasına çarptırılan akademisyen ve sivil