Bir yandan korona yeniden canlanmış, hastaneler dolmuş, okulların açılıp açılmayacağı belli değil. Diğer yandan borsanın küçük bir kıpırdanışında, ortada ABD ile yeni bir kriz de yokken dolar yeniden 7 liraya dayanmış. Dış politikada takışmadığımız ülke sayısı giderek azalıyor. Aranızda belki “siyaset zaten her şeye müdahale ediyor, futbola da etmiştir, bunu mu konuşacağız?” diye kızanlar olacaktır.
Sizi bilmem ama ben akşamları gösterilen yeşil slaytları izlemeyi çoktan bıraktım. Bu slaytlarda gösterilen sınırlı sayıda veriden vaka sayıları diye gösterilen rakamların salgının gidişatı hakkında bir fikir vermekten uzak olduğunu geçen yazımda gerekçeleriyle anlatmıştım. Bir süre yoğun bakımlara yatış sayılarını toplayıp çıkararak salgının hızı konusunda dolaylının dolaylısı bir fikir sahibi olmaya çalıştım. Sonunda Sağlık Bakanı
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde ne erken seçim ne koalisyon olacağının söylendiğini hatırlıyorum. Bugün bu beklentilerin yanlış çıktığını görüyoruz. Muhafazakar hassasiyetlerin öncellendiği güncel ortamda bir sonraki seçimlerin de vaktinden önce olacağını beklemek artık doğaldır. Ancak bu seçimlerin mevcut partiler ve seçim kanunları çerçevesinde yürütülmesini beklememek gerekir. Dar ya da daraltılmış bölge sistemine geçiş tartışmaları şimdiden başladı.Yeni düzenlemelerde
AK Parti’nin önceki Aile Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya üzgün. Çünkü, “Ayasofya’nın zincirlerinin kırıldığı, tüm dünyanın Türkiye’yi konuştuğu tarihi bir atmosferde” kadına şiddete karşı İstanbul Sözleşmesinin gündeme getirilmesini “manidar” buluyormuş. Bir partidaşı Kaya’ya İstanbul Sözleşmesini gündeme getirenin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan olduğunu söylese iyi olur. Ve Türkiye’nin şu sıralar dünyada konuşulduğunda tek konunun Ayasofya olmadığını. Anlaşılan
AK Parti, Akit yazarı Abdurrahman Dilipak’a dava açmaya “hazırlanıyormuş”. O da demiş ki “helal olsun, biyografime yazacak bir hatıra daha”. AK Parti ne zamandan beri bu kadar titizleniyor kadın üyelerine alenen “fahişe” diyenlere dava açmakta? Dava açacaklarından da, günümüz ortamında herhangi bir savcı ya da hâkimin bu ahlâksız saldırganlara ceza vereceğinden de emin değilim, çünkü