Bir ülkeyi yöneten kişi, kendi iktidarını sürekli kılma umuduyla kendi halkının yabancı bankalara daha fazla borçlandırmakla, muhalefeti ise başa geçerse bu borcun altından kalkamamakla tehdit eder mi? Etmez, değil mi? Bir ülkeyi, hem de bütün yürütme gücüyle elinde tutan ve “yerli ve milli” olma iddiasındaki Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’nin dışa bağımlılığını azaltmakla övünmesi lazım. Oysa
Avrupa Birliği’nin mart zirvesinde belirtildiği gibi, 24 Haziran günü yapılan zirvesinde Türkiye-AB ilişkileri tekrar masaya yatırıldı ama sonuçlara bakılırsa belki bir arpa boyu gittik. Bakış açılarının kolay değişmediğini biliyoruz ama dünya bir yandan hızla dönerken hükümetler birçok alanda olduğu gibi bu konuda da geride kalıyorlar. Zirvede Doğu Akdeniz’deki gerilimin azalmasından duyulan memnuniyet ifade edilirken bunun
Gazete Duvar’da yayınlanan bir inceleme, kamu bankalarının ve devletin yönettiği şirketlerin hükümet yanlısı gazetelere ilan verme yoluyla nasıl para aktardığını gözler önüne serdi. Kemal Şener’in incelemesinde, sütun santim hesabıyla, yani ilanların basılı gazete sayfalarından kapladığı yüzey alanına bakılarak yapılan ölçüme göre kamu bankalarının 2020’de en çok reklam verdiği gazetenin Türkgün olduğu ortaya çıktı. Türkgün, MHP’nin
İhvan-ı Müslimin, yani Müslüman Kardeşler örgütünün faaliiyetiyle ile videolarıyla Ankara’yı sarsan Sedat Peker’in ne alakası olabileceğini soracaksınız. Ben de sordum, aldığım yanıtı da birazdan paylaşacağım. O Rabia işaretini artık daha az göreceğimiz tahminiyle birlikte. Ama daha önce 24 Nisan’da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Başkanlığında Beştepe’de yapılan “Kadına Karşı Şiddetle Mücadele İstişare Toplantısına” bakacağız. Hem iyi hem
Ahmet Davutoğlu’nun BBC Türkçe’den Ece Göksedef ve Mahmut Hamsici ile yaptığı röportajdan pek çok konuya ilişkin derin analizler çıkarılabilir. Bana göre en iddialı çıkışı, siyasetin finansmanı konusunda şeffaflık sağlayacak olan ama bir türlü meclisten çıkarılmayan yasalar üzerine ileri sürdükleri. Şöyle diyor Davutoğlu bu röportajda: “Ben bu konuda tavrımı söyledim. Daha somut adım siyasi ahlak yasasıdır,
Cumhurbaşkanı Erdoğan gençlerle Babalar Günü buluşmasında “gençlerimizin ve kızlarımızın erken evlenmesini” ve her zaman tekrarladığı gibi “en az üç çocuk” sahibi olmalarını tavsiye etti. Cumhurbaşkanının üç, bazen beş çocuk önerisi yeni değil, daha İstanbul belediye başkanı olduğu yıllarda çok çocuklu ailelere su ücretlerinin düşürülmesinden, çeşitli zamanlarda halka üç ya da beş çocuk doğurmaları tavsiyelerine, neredeyse
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı iktidara getiren kadın gücü, bu gidişle götürecek de yargısına nereden mi varıyorum?Çok neden var ama son gelişmelerden başlayalım. Erdoğan’ın kadına şiddete karşı İstanbul Sözleşmesinden çıkması ardından yeniden şirinlik yapma girişimlerinin artık kadınlar tarafından geri çevrilme aşamasına gelmesinden.22 Haziran Salı gecesi, saat 23.20, yani gecenin geç bir vakti, gece yarısı. Türkiye Kadın Dernekleri
Bir lüks otelin havuzunda, günbatımında kokteyl bardağıyla verilen, lüks arabalara binerken verilen pozlar, otomatik silahlarla verilen pozlar, özellikle lüks saatlerin gösterildiği hikayeler… Üste oturan lüks takım elbiseler, bilekte biten dar pantolonlar ve benzerleri… Bunlarla harmanlanan üst düzey siyasetçilerle verilen pozlar. Bunlar “zengin ve güçlüyüm”, “Benden korkun” ve “Her isme ulaşabilirim” mesajları aslında. Sosyal medyanın gücü belki
Bir aydır ülke gündemi yeniden yolsuzluk iddialarıyla çalkalanıyor. Çete lideri Sedat Peker’in sosyal medya yoluyla gerçekleştirdiği suç itiraflarıyla başlayan bu süreç 17 Aralık 2013’ten sonra en ses getiren yolsuzluk skandalı oldu. İtiraf videolarını milyonlar izliyor ve siyaset analistleri gün gün bu skandalın seçmen davranışına etkisini tahmin etmeye çalışıyor. Türkiye’de seçmenin yolsuzluk iddialarına tepkilerini inceleyen analistleri