Yetkin Report

  • English
  • Siyaset
  • Ekonomi
  • Hafıza Kartı
  • Hayat
  • Yazarlar
  • Arşiv
  • İletişim

Ankara: yeni soğuk savaş yeni ittifaklar getirebilir

Yazar: Murat Yetkin / 14 Nisan 2022, Perşembe / Oda: Siyaset
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın sözcüsü İbrahim Kalın’ın “yeni soğuk savaş dönemine girdik” açıklaması Türkiye’nin dış ve savunma politikasında muhtemel bölgesel ve tematik ittifaklara işaret ederken, iç politikada yeni demokrasi ve hukuk sorunları akla getiriyor. (Foto: Twitter/Kalın)

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın sözcüsü İbrahim Kalın 13 Nisan’da Twitter üzerinden birbiri ardına iki yayın yaptı. Bu yayınların en önemli kısmı Türkiye’nin de “Yeni bir soğuk savaş dönemine girdik” saptaması yapmasıdır. Bu saptamaya bağlı olarak “bölgesel ittifaklar” dahil, “yeni dengeler kurulacak” saptaması da önemlidir, birazdan yakından bakacağız. Ancak bu açıklamayla Türkiye’nin -güvenlik ve savunma boyutu dahil- dış politikasında son dönemdeki manevralardan daha kapsamlı bir değişikliğe hazırlandığını söyleyebiliriz.
Çünkü, ilk olarak Kalın, Erdoğan’ın sadece sözcüsü değil, Güvenlik ve Dış Politikalar Baş Danışmanı ve bana sorarsanız Batı demokrasilerinde gördüğümüz türden, gerçek anlamda tek danışmanı. Erdoğan Kabinesinin ve Milli Güvenlik Kurulunun üyesi. Erdoğan’ın bazı ülke liderleriyle görüşmelerine, tercümana da gerek duymadan yanında sadece Kalın ile girdiği biliniyor.
İkincisi, bu açıklama ne bir polemik üzerine ne herhangi bir iç veya dış politika çıkışına cevap olarak yapıldı. Türkiye adına bir manifesto olarak okumamız mümkün.
Üçüncüsü, Rusya’nın Ukrayna istilasını genişletme eğilimi gösterdiği bir sırada yapıldı.

Karşılıklı hatalar, güç dengesi, çıkar hesapları

Kalın’ın “soğuk savaşa girdik, dengeler değişecek” açıklamasının ayrıntılarına. Saptamaları cümle alıp tahlil etmeye çalışacağım:
1- “Ukrayna krizi derinleşerek devam ediyor.”
Ankara’ya göre, soğuk savaş dönemine Ukrayna krizinin derinleşmesiyle girilmiştir. Krizin Türkiye’nin de kolaylaştırma çabalarına rağmen kısa sürede kontrol altına alınabileceği umutlarının kalmadığını, ya da çok zayıfladığı saptamasının yapıldığını çıkarabiliriz. Nitekim ikinci cümlede bu karamsarlığın neden ve sonuçları özetlenmiş.
2 –“Karşılıklı hatalar, yeni güç dengesi arayışları ve kısa vadeli çıkar hesapları, orta-uzun vadede büyük stratejik kayıplara ve insani dramlara neden olacak.”
Ankara Ukrayna Krizinin derinleşmesini sayılan üç nedene bağlıyor. Suçlanan sadece Rusya ve Ukrayna değildir; ABD, AB, Türkiye’nin karar ortağı olduğu NATO ve Çin bu resme dahildir. Zaten orta-uzun vadede stratejik kayıplar ve insani dramlardan” söz edilmesi, çatışmanın küresel boyuta, belki de nükleer silahların kullanılması ihtimaline işaret ediyor. Son günlerde yönetim değişikliğine sahne olan Pakistan’ın da bir nükleer güç olduğunu unutmayalım.
3- “Yeni bir soğuk savaş dönemine girdik. Bu savaşın etkileri on yıllar sürecek.”

Yeni soğuk savaş ittifakları

4- “Gıda ve enerji güvenliğinden, jeopolitik dinamiklere ve bölgesel ittifaklara kadar her alanda yeni dengeler kurulacak.”
Yeni ittifaklar bahsi bu cümlede önümüze geliyor. Burada Türkiye’nin NATO ittifakından çıkmasının kast edilmediği açık. Rusya giderek artan ve arttıkça Çin’in desteğine mecbur kalacak bir siyasi-askeri hareket hattı izlerken Türkiye’nin Batı ittifakından kopması ihtimali görülmüyor. Rusya’nın bütün uyarılarına karşı İsveç ve Finlandiya’nın da NATO üyeliği başvurusuna hazırlandığı bir dönemdeyiz. Üyelik için Türkiye’nin de oyu gerekiyor örneğin.
Ancak Kalın’ın açıklamasında tematik ittifaklar üzerine kurulu muhtemel dengelerin de izleri var. Bunun anlamı, bir konuda anlaştığınız ülke veya ülkelerle her konuda anlaşmanızın gerekmeyeceği olabilir. Gıda ve enerji güvenliği özellikle sayılmış örneğin. Türkiye’nin bu konuda Rusya’ya bağımlılıktan kurtulup net tahıl ve enerji ihracatçısına dönüşen ABD ve Kanada’ya bağımlı hale gelmesi ağır bir stratejik hata olur. Buna su kaynakları ile Covid-19 salgınıyla ortaya çıkan ilaç, aşı ve diğer tıbbi malzeme bağımlılıklarını da katmak mümkün.

Türkiye: dışarıda ayrı, içeride ayrı

5- “Türkiye bu kritik süreçte barış, istikrar, güvenlik ve adaleti tesis etmek için dengeli tutumunu koruyacak ve çok yönlü girişimlerini sürdürecek.”
Bunun anlamı Türkiye’nin NATO içinde kalmakla beraber özerk tutumunu devam ettirmek isteyeceğidir. Savaşın yayılması halinde de Türk devletinin olabildiğince çatışma tarafı olmaktan kaçınmaya çalışacağı anlaşılıyor; Türkiye’ye bir saldırı gelmedikçe doğrusu da bu olur.
Kalın’ın açıklamalarından ilk bakışta yansımalar böyle.
Yakın zamana dek AK Parti hükümeti saflarında mevcut “İkinci Dünya savaşına girseydik On İki Adalar Türkiye’nindi” türünden yüzeysel söylem en üst düzeyde terk mi ediliyor? Ukrayna Krizi Erdoğan Kabinesine Atatürk döneminde geleceğin güvencesi görülen Montrö Sözleşmesinin değerini hatırlattığı gibi, İnönü’nün İkinci Dünya Savaşında izlediği savaştan kaçınma siyasetinin önemini de hatırlatmış görünüyor. Umalım öyledir.
Madalyonun diğer yüzünde soğuk savaşın iç siyasetteki yansımalarının daha baskıcı politikalar anlamına gelebileceğidir. Birinci soğuk savaşta, Batı demokrasileri Türkiye’deki demokrasi, hak ve özgürlüklerin kalitesiyle ancak siyasi-askeri tavizler almak için ilgilenmiştir. Bunun en somut örneği 12 Eylül 1980 askeri darbesinde ABD’nin tutumudur.
Stratejik çıkar ve önceliklerin Türkiye’deki çoğulcu demokrasinin kalitesi ile laik, sosyal hukuk devleti ilkelerini daha da geriletecek yeni baskı yöntemlerine gerekçe yapılması tehlikesi de yeni soğuk savaş saptamasıyla birlikte önümüzde duruyor.

Yeni yazılardan haberdar olun! Lütfen aboneliğinizi güncelleyin.

İstenmeyen posta göndermiyoruz! Daha fazla bilgi için gizlilik politikamızı okuyun.

Aboneliğinizi onaylamak için gelen veya istenmeyen posta kutunuzu kontrol edin.

Etiketler: Çin, covid-19, Finlandiya, İbrahim Kalın, İsveç, jeopolitik özerklik, Montrö Sözleşmesi, Murat Yetkin, NATO, nükleer silahlar, Pakistan, Rusya, soğuk savaş, strateji, Türkiye-ABD, Ukrayna, yeni Soğuk Savaş

OKUMAYA DEVAM EDİN

CHP’nin 227 bölgede belediye başkan adayları belli oldu
Kılıçdaroğlu ve Akşener’e seçmen notlarından bir kesit
Meclis’teki saldırı ve bir soru: Anayasa ve Mahkemesi rafa mı kalktı?
  • Kürt sorununa PKK’nın silahsızlandırılması yoluyla çözüm kapısındayız9 Mayıs 2025
  • Avrupa Birliği ile Türkiye’nin yeni ilişki dinamiği: güvenlik9 Mayıs 2025
  • 9 Mayıs Avrupa Günü mü, Zafer Günü mü?9 Mayıs 2025
  • Özel “Hürriyet kavgası” dedi. İmamoğlu’na yasak, Yavaş’tan cevap geldi8 Mayıs 2025
  • Merz dönemi sancılı başladı: Almanya modeli sarsılıyor7 Mayıs 2025
  • Erdoğan-Bahçeli: dört ay sonra yarım saat. İmamoğlu, PKK, ABD7 Mayıs 2025
  • Anayasa Mahkemesi Erdoğan’a bağımsız yargı ve adalet için yakarıyor6 Mayıs 2025
  • Ankara’dan PKK’ya silah bırakma ve fesih kararı için son hafta uyarısı6 Mayıs 2025
  • Erdoğan’dan Trump’a, İsrail’i ancak sen durdurursun mesajı5 Mayıs 2025
  • Onlar vuruyor, Özel büyüyor: önümüzde durursanız, göreceğiniz var5 Mayıs 2025
Haberler arşivinde arama yapın...

Siyaset

Ekonomi

Hafıza Kartı

Hayat

Arşiv

English

Hakkımızda

Künye

Yazarlar

Yardım

Reklam & İşbirliği

Bize Ulaşın

tbtcreative.com | UFKZDN © 2024 yetkinreport.com

Kurumsal Bilgiler     ·      Yardım     ·      Kullanıcı Sözleşmesi     ·      Yasal Çekince

TOP