Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Cumhur İttifakı müttefiki MHP lideri Devlet Bahçeli bugün son dört ayda 6’ıncı defa baş başa görüşecekler. Buna (can kaybı resmî açıklamayla 46 bini geçen) 6 Şubat Kahramanmaraş depremi ardından deprem bölgesine birlikte gidişleri dahil değil. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığı sonrası ve Erdoğan’ın 14 Mayıs’ta erken seçime gidilecek şekilde 10 Mart’ta Meclis’i feshetmesi öncesinde bu görüşmenin gündeminde ortak seçim kampanyasının bulunması sürpriz değil. Bu çerçevede Millet İttifakı içinde yaşanan son gelişmelerin ele alınması da… Neticede İYİ Parti lideri Meral Akşener 3 Mart günü Altılı Masayı bırakmasıyla iktidar cephesinde gözlenen sevinci 6 Mart günü Masaya tekrar katılmasıyla Cumhur İttifakının kursağında bıraktı.
Üstelik CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığına tam destek vererek.
Bu duruma AK Parti’den daha sert tepki MHP’den geldi. Bahçeli 7 Mart günü TBMM Grubuna hitabında Akşener’e ağır sözlerle yüklendi. Millet İttifakı dağılmış olsa bundan en büyük faydayı İYİ Parti’ye giden seçmenin bir kısmının geri döneceğini hesap ediyordu MHP.
İktidar medyasının sevinci
Akşener’in üç gün önce Masayı bırakması ekonomik kriz üzerine deprem felaketiyle hasar görmüş Cumhur İttifakına ilaç gibi gelmişti. Bu sevinci iktidar medyasındaki ani heyecan yükselmesinde görmek mümkündü.
Gazeteci Ferhat Boratav, yandaş ekranlarda, yine aynı merkezden ilham aldığı izlenimi veren aynı haber başlığını yorumlamaya çalışan somurtuk çehreleri Twitter mesajında iyi yakaladı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın her şeye rağmen açık farkla kazanacağını anlatmaya çalışırken kendi söylediklerine inanmıyor izlenimi veriyorlardı.
Yıllardır iktidarın her yaptığını gözü kapalı alkışlayan, ya da “Neme lazım” diyerek başka tarafa bakan meslektaşların bir kısmı şimdiden yavaş yavaş çark etmeye başladı bile; ibret verici çark etmeler yakındır. Bunu söylerken muhalefetin gönüllü sözcülüğüne soyunan meslektaşları da anmadan geçmeyelim. Akşener’in 3 Mart çıkışı üzerine bütün eski defterleri saldırgan üslupla açma sırasına giren meslektaşlara en açık yanıtı veren de Kılıçdaroğlu oldu 7 Mart CHP meclis grubuna hitabında. Onların da “dönüş sevinci” önceki sözleriyle tutarsız görünüyor, yapmacık duruyordu.
Kılıçdaroğlu, Akşener, HDP
Kılıçdaroğlu’nun Millet İttifakı tarafından Cumhurbaşkanı adayı gösterilmesi ardından CHP Meclis Grubuna ilk hitabıydı. Ama aynı zamanda o kürsüden son konuşması, veda konuşması olduğunu da söyledi. İşte o konuşmada diğer Altılı Masa üyelerini dostlarını da adeta CHP’lilere emanet edip, onlara kötü söz söylenmemesini isterken Akşener’e özel bir yer ayırdı. “Hiç tanımamışsınız” diye yanıt verdi; “Arada ülkücü damarı tutar. Merttir. Müteşekkirim.”
Bu sözlere birkaç saat sonra HaberTürk’te Fatih Altaylı’ya konuk olan Akşener, Kılıçdaroğlu’nun seçimi kazanmasına güveninin tam olduğunu ve var güçle çalışacaklarını söyleyerek karşılık verdi. Kritik bir konu olan (ve seçimde anahtar rol oynayacak) HDP’yle ilişkiler konusunda da tutumunu yumuşattı: HDP Masaya katılamaz, ya da -seçimi kazanırlarsa- bakanlık alamazdı ama Cumhurbaşkanı Adayı Kılıçdaroğlu HDP’yle görüşebilirdi.
Bu sözler Kılıçdaroğlu’nun adaylığına olumlu bakan ama kendisini partilerine davet eden HDP Eş Başkanı Mithat Sancar ve Kılıçdaroğlu’nun tutumuna göre aday çıkarmayabileceklerini 7 Mart’taki Meclis Grubunda söyleyen diğer Eş Başkan Pervin Buldan karşısında Masanın elini rahatlattı. Bu arada 3 günlük krizin CHP’nin TİP ve Sol Parti (Sosyalist Güç Birliği) ile temas kurmasına yaradığını da kaydetmek gerekiyor.
Muhalefetin en büyük riski
Kılıçdaroğlu’nun 7 Mart’ta Meclis Grubuna son hitabı ne anlama geliyordu?
Öncelikle, Meclis Grup kürsüsüne son defa çıkıyorum demekle seçimi kazanacağına güvenini dile getiriyordu. Cumhurbaşkanı seçilirse (ya da seçilemezse) CHP Grup Başkanı sıfatını bırakacağına işaretti.
Peki bu bırakış CHP Genel Başkanlığından da ayrılma işareti miydi?
Kılıçdaroğlu bu sorulara Grup toplantısından sonra Meclis’teki makam odasında siyaset gazetecileriyle sohbetinde yanıt verdi. Meclis Grup toplantılarına artık sahada “çiftçilerle, esnafla” buluşarak devam edecekti. Ve hayır, şu anda CHP Genel Başkanlığından ayrılma kararı yoktu. Zaten 6 Mart’ta liderlerin imzaladığı 12 Maddelik Yol Haritasının 10’uncu maddesi, Cumhurbaşkanının siyasi parti üyeliğinin “güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş tamamlandığında” düşeceğini söylüyordu. Seçimi kazansa da bir süre CHP Genel Başkanı olarak kalacağı anlaşılıyordu.
Seçime 8 Mart itibarıyla 67 gün kaldı. AK Parti ve MHP’deki Akşener sevinci kısa sürede hayal kırıklığına dönüşse de bütün imkânlarıyla 20 küsur yıllık iktidarın devamına çalışacaklardır. Oysa muhalefetin uzlaşma sevinci “Nasıl olsa kazandık” rehavetine dönüşebilir; karşılarındaki en büyük risk de bu olabilir.