Ekonominin gidişi açısından kritik hafta çünkü hem işveren ve yatırımcılar hem de çalışanlar ve küçük işletmelerin gözü aynı tarihte: 22 Haziran. İki önemli gelişme gözleniyor. Biri asgari ücret komisyonunun bugün, 19 Haziran’da yapacağı toplantı sonrası, önümüzdeki hafta başlayacak Kurban Bayramı ve birleştirilen tatil öncesinde açıklaması beklenen karar. Diğeri de 22 Haziran Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun (PPK) yeni Başkan Hafize Gaye Erkan başkanlığında yapacağı ilk toplantıda politika faizini yüzde 8,5’ta tutup tutmayacağı, ya da beklentiler uyarınca ne kadar artıracağı kararı.
Politikanın gidişatı için de bu hafta önemli; daha çok da muhalefetin seyri bakımından. CHP içindeki gelişmelerde bu hafta yapılacak MYK hem de ona bağlı olarak 22 Haziran’da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yapması beklenen açıklamalarla keskin bir dönüş beklenebilir. Ayrıca 24-25 Haziran’da yapılacak İYİ Parti Kurultayında partinin bundan sonra izleyeceği hareket hattı ve CHP’yle yeniden işbirliğine gidip gitmeyeceği.
İki konuya da yakından bakalım.
Önce ekonomi.
Kamu bankaları Şimşek’te mi?
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in geçen hafta TÜSİAD ve bankacılarla yaptığı toplantıda iş dünyasının Şimşek’ten bilgi alma beklentisinin pek yerine gelmediği anlaşılıyor. Önemli bir sanayici Şimşek’in daha toplantı başlarken kendilerini dinleyeceğini söylemesinden henüz hükümetin elinde tamamlanmış bir program olmadığını anladıklarını söyledi. Sanayi ve ticaret yatırımcılarının talepleri ne Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ne de AK Parti ekonomi kurmayları açısından gayet net biliniyor çünkü: enflasyonla mücadele, rasyonel (akılcı) ve “itibarı yüksek” bir ekonomik program ve öngörülebilir uygulama.
Buna rağmen TÜSİAD “rasyonel zemine dönüş” vadeden Şimşek’e tam destek açıklamış durumda, beklenti yüksek.
Beklenti yüksek ama sanayi ve finans dünyasında kimse Erdoğan’ın Şimşek’in elini ne kadar serbest bırakacağından emin değil.
Şimşek’in (Erdoğan’ın ifadesiyle) “Merkez Bankası’yla birlikte atacağı” adımların, kamu bankalarını ne kadar kapsayacağının, BBDK Başkanlığına önceki TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu’nu getirmesiyle soru işaretlerini artırdığı anlaşılıyor.
Ancak hem iç hem dış yatırımcıların şu anda asıl dikkatleri 22 Haziran’daki PPK toplantısında.
22 Haziran: faiz ve döviz kuru
Merkez Bankasının politika faizi aylardır yüzde 8,5 ama gerçek faiz bunun çok üzerinde; bankalar yüzde 30 civarında kredi faiz uyguluyor. ABD doları haftaya 23 lira 60 kuruştan başladı ve geçtiğimiz hafta boyunca bunun değişmemesi de kamu kaynaklarından piyasaya döviz aktarımı yapılmasına bağlanıyor.
Bir beklenti anketi yapan Reuters haber ajansı PPK’nın faizi yüzde 12,5 ila 30’a kadar çıkarabileceği yanıtları almış; ortalaması yüzde 20. Faizdeki artışın döviz kurunu da etkileyeceği ortada. Ama ne kadar? Türk lirasının daha da değer kaybetmesinde fayda gören kesimlerin başında ihracatçılar; özellikle tekstilciler var. Öte yandan üretim için gereken ithalat, döviz artışından daha da olumsuz etkilenecek. Kritik bir dengenin gözetilmesi gerekiyor. O nedenle gözler 22 Haziran toplantısında.
Asgari ücrette 500 dolar tartışması
Seçim sürecinde önceki Çalışma Bakanı Vedat Bilgin’in ağzından çıkan 500 dolar eşdeğeri asgari ücret vaadi hem Erdoğan’ı hem de AK Parti’nin yeni Çalışma Bakanı Vedat Işıkhan’ı zor durumda bırakıyor.
Bir yandan Türkiye’de artık istisna olmaktan çıkıp kural haline gelen asgari ücretli çalışanlar kendilerini hiç değilse bu yolla enflasyon ve hayat pahalılığına karşı bir nebze olsun koruma beklentisine girdi. Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu da buna karşı, Türk lirası ile kazanıp dolara endeksli ücret ödeme endişesine giren küçük ve orta ölçekli işletmeler de.
Türk lirasının daha değer kaybından yana olan Türkiye İhracatçılar Meclisi ise asgari ücretin 300 ile 400 dolar eşdeğerinden fazla olmamasını istiyor.
Gerek faiz gerek asgari ücret gerekse enflasyon ve hayat pahalılığı tartışmalarını belirleyecek bir başka etken de 31 Mart 2024 yerel seçimleri olacak. Erdoğan’ın özellikle yılbaşından itibaren, özellikle İstanbul ve Ankara büyükşehir belediye başkanlıklarını CHP’nin elinden almak için kesenin ağzını açmak isteyeceği sır değil. Ama o zamana dek kesenin durumu ne olacak? Bilinmeyen o.
Politika, CHP, İmamoğlu
İBB Başkanı İmamoğlu’nun, geçen hafta Ankara’da CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşüp İstanbul’a döndükten sonra yaptığı açıklamalarda şöyle bir cümle var:
“Genel Başkanımızın umuyorum ki bayram öncesi yapacağı bazı aktarımlar sonrasında belki farklı bir ortam, farklı bir buluşma ya da benim de bireysel olarak kamuoyunu bilgilendireceğim taraflar olacaktır.”
Bu açıklama, İmamoğlu’nun Kılıçdaroğlu’ndan olağanüstü kurultay talebinde bulunduğu yolunda (yalanlanmayan) haberlerle birlikte okunduğunda 22 Haziran’da 4 yıllık icraatını anlatması öngörülen toplantıdaki konuşmasını öne çıkarıyor. İmamoğlu’nun geçtiğimiz günlerde İstanbul’daki bazı önemli iş çevreleriyle fikir alışverişinde bulunduğu da biliniyor.
Bu arada Kılıçdaroğlu’na olağanüstü kurultay önerisinde bulunanların İmamoğlu ve onunla birlikte davranan siyasilerle sınırlı olmadığını da belirtelim; yani bu öneri sadece İmamoğlu’na ait değil.
Yani gözler Kılıçdaroğlu’nun CHP İl Başkanları, MYK ve belki Parti Meclisi üyeleriyle yapacağı görüşmeler sonrası kendisinin ya da Parti Sözcüsü Faik Öztrak’ın yapacağı açıklamalarda olacak. Ve ona göre 22 Haziran’da İmamoğlu’nun ne söyleyeceğinde.
Hareketli bir haftaya giriyoruz.