Yetkin Report

  • English
  • Siyaset
  • Ekonomi
  • Hafıza Kartı
  • Hayat
  • Yazarlar
  • Arşiv
  • İletişim

Netanyahu da gitti. Demokratik ittifak İsrail yönetiminde

Yazar: Murat Yetkin / 14 Haziran 2021, Pazartesi / Oda: Siyaset
Geçtiğimiz Mayıs ayında Gazze’de Filistinlilerin evlerinin başına yıkıldığı operasyona ABD kamuoyu dahil uluslararası tepkiler kadar İsrail içinden de tepkiler yükseldi. (Fotoğraf: Twitter / Netanyahu)


İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, kendisine karşı kurulan demokratik ittifakın baskısıyla 12 yıldır aralıksız sürdürdüğü görevini 13 Haziran itibarıyla bırakmak zorunda kaldı.
Sok dakika haberlerini okuyunca Netanyahu’nun ne tür bir siyasetçi olduğunu bütün çıplaklığıyla anlamamı sağlayan bir tablo gözümde yeniden canlandı.
Tel Aviv, Temmuz 2006. On Avrupa ülkesinden birer gazetecinin davetli olduğu bir tur için İsrail’deydim. (O zamanlar Türkiye gözü kapalı Avrupalı sayılıyordu.) 12 Temmuz sabaha karşı helikopter, uçak ve top atışı sesleriyle uyanmıştık Televizyonlar son dakika haberlerini veriyordu: İsrail, Lübnan’a girmişti. Başbakan Ehud Olmert, Hizbullah’ın attığı her füzeye karşı on füze atılması talimatı vermişti. Aklıma bir süre önce Lübnan’dayken bir taksi şoförünün sözleri gelmişti: “Mâfi İsrail, mâfi Hizbullah”. İsrail vurmasa Hizbullah kalmaz demek istiyordu.
O gün gazeteciler grubunun muhalefet liderleriyle de randevuları vardı. Muhalefette olan sağcı Likud Partisi lideri Binyamin Netanyahu ile genel merkezlerindeki makam odasında görüştük. Konu artık İsrail ordusunun Lübnan saldırısıydı. Netanyahu’nun sağ elini yumruk yapıp alt dudağını ısırarak sol elinin avucuna kuvvetle vurduğunu hatırlıyorum. “Artık işleri bitti!” dedi. Sanırım İtalyan meslektaşımız “Hizbullah’ı bitirmek o kadar kolay mı?” diye sordu. Netanyahu’nun cevabı hepimizi daha da şaşırtmıştı. Netanyahu Hizbullah’tan ya da Lübnan’dan söz etmiyordu ki, “Hükümetin işi bitti” demek istiyordu.

Acımasız bir oportünist

İsrailli sağcı lider dünyaya “İktidar koltuğunda ben mi oturuyorum, başkası mı?” merceğinden bakıyordu. Netanyahu savaşın sıcaklığının türevini alıyor, Hizbullah’ın nasıl olsa yenilemeyeceğini ve bunun da Olmert’in Kadima partisine iktidardan düşüreceğini hesaplıyordu.
Haklı çıktı. İsrail’in Lübnan harekâtı başarısızlıkla sonuçlandı; İsrail Hizbullah karşısında ilk yenilgisini aldı. Hükümet istikrarsızlık içine girdi.
2009 seçimlerinde artık merkez-sağ Kadima’nın başında bulunan Olmert’in Dışişleri Bakanı, eski Mossad ajanı Tzipi Livni, seçimleri bir milletvekili farkla kazanmasına rağmen koalisyon kuramadı. Bir taviz ve pazarlık ustası olan Netanyahu koalisyonu kurdu, başbakan oldu. İsrail’in 1948’de kuruluşundan sonra, İsrail topraklarında doğmuş olan ilk başbakandı. İsrail’in özel kuvvetler birliği Sayaret Matkal komandolarındandı. Abisi Yonathan da aynı birliğin komutanı olarak Filistinli gerillaların 1976’da Uganda’ya kaçırdıkları uçaktaki rehinelerin kurtarılması operasyonunda, Entebbe havalimanında öldürülmüştü.
Başbakan olduğunda Barack Obama ABD Başkanlığını devralalı iki ay kadar olmuştu. Keza o sırada başbakan olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Davos’ta İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’e “One minute” çıkışması üzerinden de. 2010 yılında Gazze ablukasını delmek için yol alan Mavi Marmara’ya uluslararası sularda saldırı emri verip 10 sivil Türk vatandaşının İsrail komandolarınca öldürülmesine yol açan saldırı emrini o verdi. İsrail hükümetleri her bakımdan ABD desteğine muhtaçtı. Obama’nın 2013’te, henüz Erdoğan ile Suriye nedeniyle ters düşmezden önce kendisine özür diletmiş olmasını unutmadı. Obama’yla hiç barışmadı. Ama Obama yönetiminde, Dışişleri Bakanı Hillary Clinton başta olmak üzere güçlü dostları vardı.

En yakın dostu Trump idi

Bu dostlarının desteği sayesinde Filistinliler üzerine acımasızca gitti. 2016 seçimlerinde Donald Trump’ın ABD seçimlerini kazanmasına dünyada en çok sevinen lider oldu. En yakın dostu, Yahudi inancındaki damadı Jared Kushner’i Ortadoğu özel temsilcisi atayan Trump oldu. Trump’ın verdiği kayıtsız şartsız destekle sadece Batı Şeria’daki Filistin toprakları, yeni Yahudi yerleşimleriyle paramparça edilip küçülmekle kalmadı. Sadece Kudüs İsrail’in başkenti olarak tanınmakla kalmadı. “Dostu” Trump’ın açık desteği sayesinde İsrail operasyonlarında Netanyahu döneminde 4 bine yakın Filistinlinin öldürüldüğü tahmin ediliyor. (Erdoğan’ın, Türkiye’ye olmadık kötülüklerine ve kendisine açık hakaretlerine rağmen “dostum” diye hitap ettiği Trump ile, telefonlarına çıkıp kendisini Beyaz Saray’da sık sık ağırlıyor diye “huzurlu” bir ilişkisi olduğunu söylemesi, gerçekten yaman bir çelişkidir.)

Netanyahu gitti, dertler bitti mi?

Buna Biden döneminde yapılan son operasyon dahildir. Biden yönetimi de Birleşmiş Milletler’den İsrail’i kınayıp yaptırım öngören bir karar çıkmasını önceki ABD yönetimler gibi engelledi. Ancak Gazze’de Filistinlilerin evlerinin başına yıkıldığı operasyona ABD kamuoyu dahil uluslararası tepkiler kadar İsrail içinden de tepkiler yükseldi. Bir yandan hakkında yolsuzluk soruşturmaları yürütülen Netanyahu aleyhine bir ittifakın kurulmasına yol açtı.
İttifakta sağ ve sol partilerin yanı sıra ilk kez bir Arap partisi de yer aldı. Son iki yılda 4 kez seçime giden ve her seferinde pazarlık manevralarıyla başta kalmayı beceren Netanyahu’nun ittifakı bölme girişimleri başarıya ulaşmadı. Sağcı Naftali Bennet başkanlığında kurulan hükümetin en önemli vaatleri arasında hiç değilse iki yıl seçime gidilmemesi, seçimin zamanında yapılması da bulunuyor.
Görünüşte İsrail’de demokratik sistem işliyor; yani ülkeyi yönetenler demokratik yollardan değişebiliyor, ülkeyi yönetenler yargı karşısına çıkarılabiliyor örneğin. Ancak Filistinlilerin can güvenliklerinin egemenliklerinin, hak ve özgürlüklerinin her an tehdit altında olduğu bir düzenin kendi içinde çalışan bir hukuk işleyişine sahip olması o sistemi adil ve demokratik yapar mı? Sorun biraz da budur.
Her halükârda, Netanyahu iktidarının demokratik yollardan son bulması Ortadoğu dengeleri bakımından da önemli bir gelişme görülmeli. Bakalım yeni İsrail koalisyonunda Arap Ra’am Partisinin sağcı ve solcu partilerle birlikte yer alması Filistinlilerin hayatını kolaylaştıracak mı?

Yeni yazılardan haberdar olun! Lütfen aboneliğinizi güncelleyin.

İstenmeyen posta göndermiyoruz! Daha fazla bilgi için gizlilik politikamızı okuyun.

Aboneliğinizi onaylamak için gelen veya istenmeyen posta kutunuzu kontrol edin.

Etiketler: Biden, Erdoğan, Filistin, Hizbullah, Kadima, likud, Lübnan, Mavi Marmara, Murat Yetkin, Naftali Bennet, Netanyahu, Obama, Olmert, One minute, Ra'am, Sayaret Matkal, Şimon Perez, Trump, Tzipi Livni

OKUMAYA DEVAM EDİN

Çakıcı’nın tehdidine CHP’den tepki: Sizden korkmuyoruz
Erdoğan’la Putin 5 saat bunu mu konuştular?
Çölaşan ve Doğru’ya “FETÖ’cü” diyen yargı adalet mi dağıtıyor?
  • Yeni Anayasa’ya DEM Desteği İçin Üç Maddede Değişiklik Yeter mi?4 Aralık 2025
  • Fidan: Savaş Yayılıyor, Bu Korkunç Bir Şey, Ama AB Güney Kıbrıs’a Rehin3 Aralık 2025
  • Erdoğan, Bahçeli’nin “Rezalet” Çıkışını Üstüne Almadı Barzani’yi Suçladı3 Aralık 2025
  • CHP Operasyonları, Terörsüz Türkiye Sürecini Enfekte Ediyor2 Aralık 2025
  • Komisyonun Karar Toplantısı Öncesi: Barış Vicdanı Olmadan Barış Olmaz2 Aralık 2025
  • Avrupa Kururken: Su Krizinin Sessiz Siyaseti1 Aralık 2025
  • Askeri Havacılıkta Türkiye’den Bir İlk: Kızılelma Hava Hedefini Vurdu1 Aralık 2025
  • Özel CHP’ye Direniş ve İktidar Vadetti: Bu Yeninin Eskiyle Mücadelesi30 Kasım 2025
  • Karadeniz’deki Tanker Saldırılarını Ukrayna Üstlendi, Türkiye Tepkili30 Kasım 2025
  • DEM Konuştu, PKK Konuştu, AK Parti de MHP de Susuyor29 Kasım 2025
Haberler arşivinde arama yapın...

Siyaset

Ekonomi

Hafıza Kartı

Hayat

Arşiv

English

Hakkımızda

Künye

Yazarlar

Yardım

Reklam & İşbirliği

Bize Ulaşın

tbtcreative.com | UFKZDN © 2024 yetkinreport.com

Kurumsal Bilgiler     ·      Yardım     ·      Kullanıcı Sözleşmesi     ·      Yasal Çekince

TOP