Türkiye ile Amerika ilişkileri F-16 krizi, İsveç’in NATO üyeliği ve ABD’nin Suriye politikası sebebiyle gergin bir seyir izlerken son 10 yılda iki ülke arasındaki ticaret hacmi yüzde 60 arttı; son bir yılda ise artış yüzde 22 oldu.
T24’ten Barçın Yınanç bugünkü yazısında, ticari ilişkilerdeki gelişmenin, Türkiye ile ABD arasındaki “siyasi askeri buzlanmanın” eritilmesini amaçladığı yorumunda bulundu.
Son 12 aylık dönemde Türkiye ABD ticaret hacminin 30,9 milyar düzeyinde gerçekleştiğini belirten Yınanç, ABD Türkiye’nin Almanya’dan sonra en büyük ikinci ihracat pazarı haline geldiğini, 40 küsur milyon dolarlık ticaret fazlasının Türkiye lehine gerçekleştiğini belirtti.
Yınanç, “Türkiye ile Amerika arasında eskiden sıkı güvenlik ve savunma bağları krizlere karşı direnç yaratır, stratejik konularda işbirliğinin gerekliliği, Türk karşıtı lobiler için pansuman görevi görürdü. Siyasi ilişkilerle ters orantıda olan ticari ilişkilerin ana aksını da zaten Türkiye’nin silah alımları oluştururdu. Şimdilerde bu etkileşim ters yönlü işlemeye başlamış gibi duruyor. Ticari ilişiler aracılığıyla iki taraf arasındaki siyasi/askeri buzlanmanın eritilmesi amaçlanıyor. Son dönemlerde siyasi havada yaşanan bozulmaya ve hatta bunun bir türlü aşılamayıp, kronikleşmesine karşın, ticari ilişkilerde yaşanan artış dikkat çekici” değerlendirmesinde bulundu.
Yınanç, yeni ekonomi yönetiminin ve “rasyonel politikalara dönüş” vaadinin yanı sıra Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ile Türkiye’ye yönelen ABD firmalarının bu tabloda etkisi olduğu görüşünde.
Yınanç şu değerlendirmede bulundu:
“Bu noktada biraz daha temkinli olmakta fayda var. Zira, yeni dönemin kilidini tam anlamıyla açacak olan, İsveç’in NATO üyeliği ile F-16 satışındaki düğümün çözümü olacak. Genel beklenti, ekimde İsveç’in NATO üyeliğinin onayını takiben F-16’ların satışının onaylanıp, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a da Washington davetinin çıkması. Ancak Ankara’nın, önce F-16 onaylansın, sonra İsveç’i onaylarız diye sıralamayı değiştirmesi şaşırtıcı olmaz. “Önce sen, hayır önce sen” inatlaşması, işdünyasının “yeni dönem” söyleminin hayat bulmasını zorlaştırabilir”
Yınanç’ın yazısının tamamını okumak için: T24 sitesi