

Yüzler gülüyor ama içlerinde fırtınalar kopuyor. Özel’in İmamoğlu ve Yavaş’la görüşmesinden uzlaşı çıkmadı. Savcılığın İstanbul’da “kent uzlaşısı” gerekçesiyle açtığı soruşturmanın hedefi ise yine İmamoğlu. (Foto: CHP)
CHP’ye soruşturmalar dizisinde 10 Şubat’ta 2023 Kurultayının “şaibeli” olduğu iddiasıyla açılan soruşturma vardı. 11 Şubat’ta CHP’liler güne İstanbul’da bazı ilçelerin başkan yardımcıları ile belediye meclisi üyelerinin gözaltına alınmasıyla uyandı. Gerekçe, İstanbul’da CHP’nin kazandığı 31 Mart 2024 yerel seçimleri öncesi konuşulan “Kent Uzlaşısı” yoluyla PKK’nın yerel yönetimlere sızdığı iddiasıydı. Hedef bir kez daha İstanbul Büyükşehir belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu gibi görünüyordu.
Hükümet bir yandan DEM Parti temsilcilerini Abdullah Öcalan ile görüştürüp diğer yandan Irak Kürdistan Bölgesel Yönetiminin nabzını tutmak için Erbil’e yolcu ederek PKK’yı uzlaşma yoluyla silah bırakmaya ikna etmeye çalışıyor. Aynı anda yargı 2024 yerel seçimlerindeki “kent uzlaşması” uygulamasını suç olarak gösteriyor.
CHP’li Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanıp yerine kayyım atanması da aynı çerçevede görülmeli. Beşiktaş’ın tutuklanan CHP’li Belediye Başkanı Rıza Akpolat hakkındaki yolsuzluk iddialarının bir şekilde Özer ile ve Diyarbakır’da ticari ve siyasi bağlantıları bulunan müteahhitle irtibatlanması da rastlantı değil.
Soruşturmaların ortak hedefi
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının CHP Kurultayına açtığı soruşturmanın gizli hedefi de İmamoğlu’dur. “Para karşılığı oy kullanma” suçlaması ile kastedilen, İmamoğlu’nu destekleyen kimi çevrelerin Kemal Kılıçdaroğlu yerine özgür Özel’i seçtirmek için delegeleri maddi çıkarla etkilediği iddiasıdır.
Soruşturma, bir CHP üyesinin CHP Bursa İl Başkanı aleyhinde para karşılığı Kılıçdaroğlu aleyhine oy kullandığı ihbarıyla Ocak 2024’te açılmış ama basına yansıtılması 13 ay sonra Şubat 2025’te tam da CHP yönetimin cumhurbaşkanlığı stratejisi belirleyeceği 10 Şubat günü olmuştur. Bir gece önce Özel, İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş arasındaki toplantıda Yavaş’ın cumhurbaşkanlığı adaylığı ön seçimine katılmayacağı belli olmuş, böylece İmamoğlu tek başına önseçim adayı olarak kalmıştır. Zamanlama manidardır.
Soruşturmaların bir hedefi 2024 seçimlerinden -22 yıldır ilk kez AK Parti’yi geçerek- birinci parti çıkan CHP yönetimini kendisini savunmak dışında iş yapamaz hale getirmekse, diğeri de doğrudan İmamoğlu’dur.
CHP’yi karıştırmanın dayanılmaz kolaylığı
Bu noktada bir nefes alalım: Bu görünümü yansıtırken amaç ister yolsuzluklar ister terörizm olsun suç ve suçlunun üzerine gidilmemesi değildir. Amaç bu soruşturmaların siyasi mücadelenin aygıtı olarak kullanılmasına dikkat çekmektir.
Erdoğan ve AK Parti açısından bakıldığında, CHP’yi içeriden karıştırarak zayıflatmaya çalışmak, soruşturmalar dizisinin de yardımıyla hiç olmadığı kadar kolaylaşmış görünmektedir.
Bunun önemli bir nedeni CHP’nin 2023 seçim yenilgisi ardından faturanın Kılıçdaroğlu’na kesildiği bir 4-5 Kasım 2023 Kurultayı ile Genel Başkanını seçim yoluyla değiştirip Özel’i seçmesidir. Kılıçdaroğlu cephesi bunu kabullenememiş, Özel cephesi ise kaybedenleri yönetim kademelerinden bütünüyle tasfiye etme çabasına girerek parti içi kutuplaşmayı tırmandırmıştır. Parti içi muhalif kişi ve grupların tek hedefi CHP’nin iktidar olmasından çok Özel’in ve onu seçtirdiğine inandıkları İmamoğlu’nu devirmeye dönüşmüştür.
Erdoğan ve AK Parti’nin CHP’de intikam duygularıyla köpürmüş bu kutuplaşmayı kullanma kolaylığı gerçekten dayanılmaz ölçüde kolaylaşmış durumdadır.
Bir iki kişinin damarına basmak, onların topa girmesini sağlamak yetmekte ve artmaktadır.
CHP’deki fetret görüntüsü
Özel, CHP’yi kronik “küçük olsun, benim olsun” hastalığından kurtarmak, parti örgütünü iktidar hedefi ile yeniden inşa etmek istiyorsa, işe daha kapsayıcı olmakla başlaması için zaman geldi de geçiyor bile. Bir de artık Kılıçdaroğlu’nun düştüğü hataya düşüp CHP’yi açık ara birinci gösteren anketlere güvenme gibi bir kötü alışkanlığı var CHP’yi yönetenlerin.
CHP’ye verilen oyların ciddi bir kısmının CHP politikalarını çok beğendikleri için değil, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın politikalarını beğenmedikleri için verildiğini görmezden geliyorlar ki bunun da bir sonu olabilir.
CHP bu gidişle ülkenin en uzun süren ekonomik krizine rağmen ikinci defa seçim kaybederek dünya siyasi tarihine geçebilir.