Makine Mühendisi
1960’ta Dominik’te Trujillo diktatörlüğüne direnen Patria, Minerva ve María Teresa Mirabal’ın öldürülmesi, dünya için bir eşiğe dönüştü. Bir rejim onları susturmak istedi; fakat tam tersine, kadınlara yönelik şiddetin artık “özel alan” diye görmezden gelinemeyeceğinin başlangıcı oldu. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete karşı Uluslararası Mücadele Günü böyle doğdu. Bu satırları yazarken, annesi Minerva öldürüldüğünde üç yaşında
Brezilya’nın Belém kentinde 22 Kasım’da tamamlanan İklim Değişikliği Zirvesi COP30’un ardından yapılan resmî açıklamalarla birlikte, 2026’da COP31’in Türkiye’nin ev sahipliği ve dönem başkanlığında gerçekleştirileceği netleşti. Türkiye süreci yönetecek; Avustralya ise müzakere ortağı ve eşgüdüm katkısı sağlayacak. COP ön toplantısının (Pre-COP) Pasifik ülkelerinden birinde yapılması konusunda da uzlaşı sağlandı. Bakanlık, COP31’in Türkiye’de düzenleneceğini duyurdu ancak şehir
Türkiye’nin enerji politikası artık bir tercih değil, bir zorunlulukla karşı karşıya: kömürden çıkış. İklim krizinin derinleştiği, finansmanın daraldığı, sahada çatışmaların arttığı bir dönemde kömürün geleceği yok. Yapılması gereken, bu gerçeği kabul edip geçişi adil, planlı ve toplumsal faydayı gözeterek yönetmek. 4 Eylül’de TEPAV’ın düzenlediği toplantıda bu zorunluluk açıkça dile getirildi. Katılımcılar, Türkiye’nin yeni bir Ulusal
Siyaset, erkek-kadın rekabetinin en sert ama kapılarının en sıkı kapalı tutulduğu alanlardan biri. Erkek egemen dayanışma ağları, görünmeyen bariyerler, ekonomik ve zamansal engeller, kadınların kapının önünde bekletilmesine yol açıyor. Bu kapı, kendi kendine açılmıyor. “Kadın kotası gereksiz, kadınlar mücadele etsin” diyen erkek siyasetçiler, ilk bakışta mücadeleyi teşvik ediyormuş gibi görünse de bu söylem yüzyıllardır süren
23 Temmuz 2025’te İtalya Senatosu, Başbakan Giorgia Meloni hükümetinin hazırladığı ve kadın cinayetlerine (femminicidio) ömür boyu hapis cezası öngören yasa tasarısını oybirliğiyle kabul etti: 161 evet oyu. Ne sağdan itiraz geldi ne soldan çekince. 113 kadının öldürüldüğü bir yılın ardından Parlamento, “kadın olduğu için öldürülen” her birey adına ayağa kalktı. Bu adım sadece hukuki değil,
21 Ocak 2025 sabahının ilk saatlerinde, Bolu’nun beyaz sessizliği Kartalkaya’da bir kabusa dönüştü. Grand Kartal Otel’de çıkan yangın, 78 insanın hayatını, onlarca ailenin düzenini ve toplumun adalet duygusunu yaktı geçti; 51 de yaralı vardı. Kartalkaya yangınında uyurken, kaçmaya çalışırken ölen insanların ardından kalan sorular, her gecikmiş alarm kadar yakıcı. Yangının ilk dakikaları: sessizlik ölüm getirdi
Antalya Milletvekili Serap Yazıcı Özbudun’un ismi son olarak dokunulmazlık dosyalarıyla gündeme geldi. CHP’li 61 milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılmasını talep eden 240 dosyanın Meclis’e sunulması ardından CHP Grubuna yapılan bildirimde onun imzası vardı. Yazıcı 2023 seçimlerinde Altılı masa pazarlıkları sonucu Cumhuriyet Halk Partisinden (CHP) milletvekili seçilmişti. Prof. Dr. Serap Yazıcı Özbudun, milletvekili yeminini ettikten sonra Gelecek Partisi’ne
İranlı kadınlar, yıllardır sadece rejimin değil, savaşın, sessizliğin ve erkek egemen düzenin karşısında dimdik duruyor. 2025 Haziran’ında Ortadoğu yeniden sıcak bir savaşın eşiğindeyken, İranlı kadınlar ve kadınların mücadelesi bir kez daha tarihin en çetin sınavlarından birini veriyor. Bu satırları yazarken aklımda yalnızca onların öfkeleri değil; cesaretleri, yalnızlıkları ve inatları da var. Hem geçmişin yükünü, hem
Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) yayımladığı 2025 Cinsiyet Eşitliği Raporu (Global Gender Gap Report 2025, World Economic Forum), ülkelerin kadın-erkek eşitliği açısından nerede durduğunu yeniden gözler önüne serdi. Rapor, Türkiye için alarm veren bir tabloyu ortaya koydu. Türkiye, 148 ülke arasında 135. sırada yer alarak cinsiyet eşitliği açısından sadece küresel sıralamada yerini kaybetmekle kalmadı, Avrupa kıtasında
21 Ağustos’ta BBC haber sitesinde bir haber yayınlandı. Afganistan’da üç yıl önce kontrolü ele geçiren Taliban’ın kadınların eğitim hakkını kısıtlamasının ardından üniversiteye gitmeleri yasaklanan 19 kadın tıp öğrencisi İskoçya’ya gitmişti. Eğitimlerini burada tamamlayacaklardı. Bu haberden iki gün sonra 23 Ağustos’ta Associated Press’te bir haber daha geçti, Taliban yöneticileri Afganistan’da “erdemi teşvik etmek” amacıyla yeni bir









