Direktör, Columbia Global Centers, İstanbul
Bilim ve iş dünyasını toplumdaki diğer baskılardan ayrı kefeye koymaya çalışsak da aslında kuantum sıçrayışı dediğimiz anlar, mutlaka özgür düşüncenin yeşermesiyle filiz buluyor. Bu hafta dünya, Pfizer ve BioNtech şirketlerince geliştirilen Covid-19 aşısının yüzde 90 etkili olduğu haberiyle çalkalandı. Bu sevindirici haberde hem dünyayı hem de Türkiye’yi yakından ilgilendiren birçok unsur bulunmaktaydı. Öncelikle 44,000 bireyde
Geçtiğimiz hafta ülkemizden bir yıldız daha kaydı. 15 Eylül’de vefat eden Suna Kıraç, Türkiye’nin yetiştirdiği müstesna bir iş insanı olmanın yanı sıra, sivil topluma can veren vizyoner bir eğitim ve kültür gönüllüsüydü. Eğitime, gençlere, kültürel birikimimize, bilime ve ülkemizin uluslararası görünürlüğüne sağladığı katkılar yaşamından sonra da meyve vermeye devam edecektir.Suna Kıraç, ilk belirtileri 1996 yılında
Sıkça duyuyoruz; ‘yerli ve milli’. İlkokuldayken hatırlıyorum, yerli malları haftası olurdu. Hatta tekerlemesi de vardı: “yerli malı kullanmalı, odur yurdumun malı.” Günümüzde de hem ‘yerli malı haftası’ hem de sorunları yerelde çözme refleksi devam ediyor.Türkiye, özellikle 1980’lerden bu yana, giderek uluslararası piyasaların parçası oldu. Hatta yerli ve milliyi savunanlar dahi, bazı ‘marka ürünleri’ yaşamlarının demirbaşı
İnsanoğlu, özellikle de Homo sapiens, adaptasyon ve yaşam becerileri yüksek bir canlı. Birkaç bin yıldır da giderek tüm gezegeni eline geçirmiş vaziyette. Doğal afetler, vahşi hayvanlar hatta salgın hastalıklar bile bu mutlak güce sekte vuramamış… Ocak ayından bu yana dalga dalga yayılarak dünyayı çevreleyen COVID-19 salgını, kendilerini dünyanın hâkimi ilan etmiş biz insanların özgüvenini de
11 yaşındaki oğlum sık sık cep telefonumdaki sosyal medya kulllanım süreme bakıp, “Anne yine rekor kırmışsın bugün” diyor ve telefonu elimden alacağını söylüyor. Normalde bir annenin çocuğuna yapacağı uyarıyı o yapıyor… Neden derseniz, COVID-19 salgını ve beraberinde getirdiği yeni sosyal izolasyon kuralları, hepimizi tam tamına sosyal medya bağımlısı yaptı da ondan… Sosyal medya, bu küresel
Biz Türkiye’de üç maymun mantığıyla hareket etmeyi pek severiz. Özellikle hükümetlerimiz o veya bu konuda, olan biteni halkından saklamaya pek meraklıdır. “Görmedim, duymadım, ağzımı da sıkı tutarım” diyerekten aile içi şiddetten hukuksuz hapis cezalarına, işkenceden insan hakkı ihlallerine on yıllar boyu “şerbetlenmiş” bir toplumuz ne de olsa… Üç maymunun kör, sağır, dilsiz olma mantığı bize
Zülfü Livaneli, Türkiye’de yıllardır süregelen hak ve adalet arayışının simgesi olmuş bir isim. Elinden sazı, kalemi, mikrofonu düşürmemiş bir sanatçı. Milyonlara mâl olmuş bir müzisyen, yazar ve siyasi aktör… Şarkıları nesiller boyu dillerden düşmeyen, kendini sürekli yenilerken bile değerlerine sadık kalan bir kültür adamı…Türkiye’de onu tanımayan yoktur, hatta komşu ülkelerde ve Avrupa ülkelerinde de oldukça