Gece gündüz Türkiye Müzik sanat kitap yemek sinema: Müzik ve sanat festivallerinden kitaplara, arkeolojiden yemek kültürüne, sinemadan sokaklara dek Türkiye’nin zenginliklerine dair yazılar.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Dünya Gazetesi yazı işleri ekibi ile bir araya geldiği toplantıda, iktidara geldiklerinde izleyecekleri enerji politikası hakkında ipuçları verdi ancak daha kapsamlı açıklamalara ihtiyaç var. Şanlıurfa ziyareti sırasında bölgenin taşlık arazisi üzerinde güneş kollektörlerinden elektrik üreterek çiftçilere ücretsiz satma vaadi her ne kadar Cumhurbaşkanı tarafından “yapılamaz” olarak nitelense de, Kılıçdaroğlu’nun güneş
Türkiye’nin gündemi çok yoğun, belki pek çoğunuzun takip etmeye fırsatı olmadı ama yurtdışında fikir ve fikri yayma özgürlüğü konusunda muazzam tartışmalar yaşanıyor. Internet’te Neil Young ve Spotify kelimelerini aratırsanız konunun ne kadar dallanıp budaklandığını rahatlıkla görebilirsiniz. Normalde en önemli konular bile birkaç gün içinde unutulurken internet alemi yaklaşık bir haftadır konuyu hararetle tartışıyor. Bence de
Altı siyasi parti, CHP, İYİ Parti, DEVA Partisi, Gelecek Partisi, Saadet Partisi ve Demokrat Parti bir araya gelip bir Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Önerisi hazırladı; ve içindeki maddelerden birisi, YÖK’ü kaldırıp üniversiteleri özerk hale getirmek. Ben bu öneriyi büyük bir memnuniyetle karşıladım. Pek çok kişi ise bunun olacağına inanmıyor. Bazıları ise “partiler önerilerinin altını doldursunlar” diyorlar.
İstanbul’a kar yağdı ve Türkiye ikiye bölündü. Ama olan İstanbulluya oldu. Zira olağandışı kar yağışına karşı belediye de hükümet de yetersiz kaldı. Kar mağduru vatandaşların görüntüleri üstüne bir de Ekrem İmamoğlu’nun yediği balık gelince ortalık karıştı. Tam bu tartışmaların ortasında, içine düştüğümüz kar bir yana, Türkiye korkunç bir algı savaşının ortasında buldu kendini. Biz de,
Olması kaçınılmaz olan oluyor. Sağlık Bakanlığının eksiklikler ve hatalarla dolu veri sistemi bile vaka sayılarının ve ölümlerin arttığını gösteriyor. Hani şu Bakan Farherttin Koca’nın yüreğini “Covid-19 bitiyor” umuduyla dolduran omikron varyantıyla ilgili olanlar…İnsan göstere göstere gelen bu Omikron dalgasının ve korkarım daha da artacak olan ölümler karşısında salgını yönetmekle sorumlu olanların geç de olsa bir
Selin UğurtaşUtku Perktaş Durumun ne kadar kötü olduğunu defalarca kez tekrarlamanın lüzumu yok. Havanın tuhaflaştığını, buzulların hızla eridiğini, böceklerin Dünya’dan kaybolduğunu zaten biliyoruz. Çocukların, çocuklarımızın ve onların çocuklarının yükselen denizlerle, yok olan kıyı şehirlerinin hikayeleriyle, afetler ve orman yangınlarıyla mücadele edeceğini de biliyoruz. Bu yazıyı okuyan, iklim krizine, bu tür haberlere duyarlı bir birey olarak,
Türkiye gene gençleri konuşuyor. Gençlik hakkında ise gene hatalı bir tartışmanın esiriyiz. Gençler hakkında herkesin söyleyecek bir şeyleri var. İçinde bolca eleştiri, bolca büyük sıfat geçen, epik, lirik, isyankâr, arabesk, devrimci, muhafazakâr, her türden yazı yazıldı. Gençler övüldü, gençlere kızıldı, gençler gaza getirildi.Gençler hakkında gençler hariç herkes bir şeyler söyledi, gençlerin sesleri gene arka planda
Madem YÖK’ün kaldırılmasını konuşuyoruz; başarılı ülkelere bir bakalım; acaba onlar üniversitelerini nasıl yönetiyorlar? Ne kadar kaynak ayırıyorlar? Uluslararası üniversite sıralamalarına, mesela THE’ye göre, ilk 100’de en çok üniversitesi olan ülke, 39 üniversite ile Amerika. Onu 11 üniversite ile İngiltere ve 10 üniversite ile Çin izliyorlar. OECD ülkeleri içinde, Kanada (6), Hollanda (8), Avustralya (7) ilk
Geçtiğimiz yıl hem dünyada hem ülkemizde önemli çevre felaketleri yaşadık. Türkiye’de tarihinin en büyük orman yangınları, artan sıcaklıklar nedeniyle geçtiğimiz yıl deneyimlendi. Bunun yanı sıra can alan seller, kuraklığın sonucu yok olan göl ve gölcüklerimiz aslında gözümüzün önünde olan ama bir türlü farkında olmadığımız çevresel kayıplar olarak kayıtlara geçti. Dünya ekonomik forumu küresel riskleri sıraladığında,