Gece gündüz Türkiye Müzik sanat kitap yemek sinema: Müzik ve sanat festivallerinden kitaplara, arkeolojiden yemek kültürüne, sinemadan sokaklara dek Türkiye’nin zenginliklerine dair yazılar.
14 meslek ögrütünün bir araya gelerek oluşturduğu Medya Dayanışma Grubu, Türkiye’de gazetecilerin hakları için verdikleri tarihi mücadelenin 63. yıldönümü olan 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nde “Gazetecilik Hak ve Özgürlükler Deklarasyonu”nu açıkladı. Medya Dayanışma Grubu, gazetecilerin çalışma koşullarından dijital dönüşüme, basın özgürlüğünden mesleki haklara kadar geniş bir yelpazede gazetecilerin artık 1961 yılında elde ettikleri kazanımların çok
Her ne olursa olsun, ezici çoğunluğumuz gibi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmaktan her zaman gurur duydum, duyuyorum. Ülke içinde daha iyiye ulaşmayı amaçlayan yapıcı eleştirilere rağmen, yurtdışında ülkemizi daima yüceltmeye çalıştım. Diplomatik sahalarda, iş dünyasında, medyada ve toplumsal hayatta Türkiye’yi en iyi şekilde temsil etmenin onurunu taşıdım. Ancak, bu gurur duygusu, uluslararası arenada, özellikle Batı’da, ülkemizin
Biyoçeşitlilik, gezegenimizdeki yaşamın en karmaşık ve hayati yönlerinden biri olarak tanımlanabilir; gezegenin sağlığı için oksijen, temiz su ve besin sağlayan ekosistemlerin temel taşıdır. Ancak biyoçeşitlilik, yalnızca ekolojik bir kavram değil, aynı zamanda siyasi ve toplumsal bir meseledir. Türkiye’de 28 Aralık 2024 tarihli Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi, çevre politikalarının nasıl şekillendiğini göstermesi açısından önemlidir. Söz konusu kararname, çevre
TBMM’de kabul edilen 7537 sayılı kanun ile engelli araç alımına yeni kısıtlamalar getirildi. Düzenlemeye göre, ÖTV muafiyetli araçların satılamama süresi 5 yıldan 10 yıla çıkarıldı ve yerli katkı oranı yüzde 40 olarak belirlendi. Yazar Uğur Becerikli, Aydınlık gazetesindeki köşesinde düzenlemenin aslında kamu araçları için planlandığını, ancak Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in bunu yanlışlıkla engelli araçlarına uyguladığını
Bundan beş sene kadar önce, bir TBMM kabul resminde, o zaman İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya bir sorunu dile getirdim. “Haklısınız” dedi, “İlk fırsatta bakacağım”. Sonra bir kere makamındaki bir görüşmede -elbette başka konularda da sorular sorarken- bu sözünü hatırlattım. “Haklısınız, görüyorsunuz, iş, güç” gibi bir yanıt aldım ama olumsuz bir şekilde söylememişti. Gel zaman git
Milli İrade Platformu öncülüğünde 400’e yakın sivil toplum kuruluşunun katılımıyla düzenlenen Büyük Filistin Yürüyüşü‘nde binlerce kişi İsrail’in Gazze’deki saldırılarını protesto etmek için bir araya geldi. 1 Ocak’ta sabah namazını Ayasofya Camisi, Sultanahmet, Fatih, Süleymaniye ve Eminönü Yeni Cami’de kılan katılımcılar, daha sonra kortej halinde Galata Köprüsü’ne yürüdü. Yürüyüşe Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak,
Demokrasilerde bilinçli ve doğru seçim yapabilmenin temel koşulu, vatandaşların bilgiye özgürce ulaşabilmesidir. Bu da ancak basın özgürlüğü ve bilgilenme hakkının güvence altına alınmasıyla mümkündür. Bilgili ve bilinçli bir toplum yaratmak, yalnızca gazetecilerin sorumluluğu değil, aynı zamanda siyasi aktörlerin ve sivil toplumun ortak çabasıyla mümkün olabilir. Ancak basın özgürlüğünün kısıtlandığı bir ortamda, bireylerin demokratik haklarını tam
Suriye’deki gelişmelerin ardından yapılan ilk kamuoyu araştırmanın sonuçları AK Parti’nin oylarının yükseldiğini, CHP’nin 2023 seçimlerinin ardından yakaladığı yükselişi sürdüremediğini gösterdi. ASAL Araştırma “Türkiye Siyasi Gündem Araştırması- Aralık 2024” anketinin sonuçlarını paylaştı. 26 ilde 9-12 Aralık tarihleri arasında 18 yaş üzeri 1860 kişiyle yapılan ankette katılımcılara “bu Pazar milletvekili seçimi olsa hangi siyasi partiye oy verirsiniz”
En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim: “Bugün Türkiye’nin sorunlar listesinin dökümünü yap” derseniz en başa eğitim sorununu yerleştirirdim. Ekonomik kırılganlık, dış politika çıkmazları, teknoloji, enerji, tarım, etnik gerginlik, din tacirliği, Suriyeli mülteciler, yoksulluk, terör ve benzeri aklınıza gelebilecek tüm diğer sorunları o listede kesinlikle eğitim sorununun altına dizerdim. Niye mi? Çünkü eğitimi iyi kurgulanmamış, “nasıl
18. yüzyılda kurulan Balıklı Rum Hastanesi, 1923’te imzalanan Lozan Antlaşması sonrasında azınlık vakfı statüsünde faaliyet göstermeye devam etmiştir. Hastane, binası, arazisi ve çok sayıda gayrimenkulü ile en zengin cemaat vakıflarından biri olup, yüksek kira geliri elde etmektedir. 1991 yılında yapılan Balıklı Rum Hastanesi Vakfı (BRHV) yönetim kurulu seçiminde, seçim kurulu, adaylar ve yönetim kuruluna seçilen








