Gece gündüz Türkiye Müzik sanat kitap yemek sinema: Müzik ve sanat festivallerinden kitaplara, arkeolojiden yemek kültürüne, sinemadan sokaklara dek Türkiye’nin zenginliklerine dair yazılar.
2020’de Türkiye’de ne oldu? Bu soruya pek çok kişi “ne olmadı ki” diye cevap verecektir. Covid-19 salgını, milyonlarca insanın işsiz kalması, net döviz rezervinin negatife dönüşmesi, doların 5.9’dan 8.4 TL’ye çıkması, bir Merkez Bankası başkanının daha görevden alınması… Bütün bu olanlar büyük dalgalara ve hatta fırtınalara benzetilebilir. Dolar, enflasyon oranı, faiz gibi temel ekonomik değişkenlerin
Epey zamandır spor basınının gündelik hay huyundan uzakta olmak ne iyi bir şeymiş, şu son birkaç günde daha iyi anladım. Uzunca aradan sonra bir vesileyle sosyal medyaya futbol tarafından bakmak durumunda kalınca başıma iş aldım. “Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil” misali ve parmaklarım da eski alışkanlıklarını özlemiş olmalı ki bu satırları yazarken buldum
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan nihayet 26 Nisan akşamı, aylardır yapılması gereken sıkı tedbirlerin, kapanma tedbirlerinin alınacağını ilan etti. Kendi haline bırakılmış Covid-19 virüsünün, kendi kendisine yok olmayacağına, tersine meydanı boş buldukça yeni yeni silahlarla (varyantlar) donanıp güçlendiğine sonunda ikna olmuş olmalı. Kim bilir belki de bir danışmanı, hastanelerin haftalardır ağzına kadar dolu olduğunu, pahalı özel hastanelerde
Covid-19’dan en fazla etkilenenler arasında şüphesiz sağlık çalışanları geliyor. Toplumun sağlığını korumaya çalışan sağlık çalışanları uzun ve zorlu çalışma koşullarına ek olarak artan sağlık riski ile de karşı karşıya. Bu nedenle salgın başlar başlamaz Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) gibi kuruluşlar Covid-19’un “meslek hastalığı” olarak tanınmasını istedi, pek çok ülkede Covid-19
Türkiye paralel evrenler ülkesi. Bir yanda her gün resmi rakamlarla 350 canın kaybolup gitmesine, 50 bin-60 bin kişinin hastalanmasına yol açan bir salgın. (21 Nisan’da ölüm sayısı 362, vaka sayısı 61 bin 967’ye yükselmişti.) Dolu yoğun bakımlar, yoğun bakımda yatak olmadığı için özel hastanelerde bile koridorda sedye üzerinde “takip edilmeye” çalışılan yoğun bakımlık hastalar. Bezmiş,
Amerika Birleşik Devletleri ve Çin, iklim değişikliğiyle mücadelede hem birlikte çalışma hem de diğer ülkelerle iş birliği yapma noktasında kararlı olduklarını söylüyorlar. Her iki ülke de emisyonları azaltmaya yönelik olarak yapacakları konusunda geçtiğimiz hafta anlaştılar. Hatta ABD Başkanı Joe Biden, bu hafta Çin’in dört gözle beklediğini söylediği sanal bir iklim zirvesi düzenliyor. İklimsel olayların da
Simon Kuper, 1994’te ilk kez, 2001’de ikinci kez yayımladığı efsane kitabı “Futbol asla sadece futbol değildir”i şu günlerde yeniden piyasaya sürecek olsa ismini “Futbol aslında sadece paradır” diye değiştirir miydi bilinmez ama büyük isabet olacağına kuşku yok. Avrupa Süper Ligi projesi , yıllar önce “endüstrileşiyor” diye kaçınılmaz ve güzel bir şey gibi insanlara sunulan futbolun
Koronavirüs Covid-19 salgını felakete dönüşüyor. Sağlık Bakanlığı 19 Nisan’daki ölüm sayısını 341 olarak açıkladı. Günlük hasta sayısı ise 55 binin üzerine yerleşmiş görünüyor. Ankara’da, İstanbul’da hastanelerdeki yoğun bakım yatakları doluluk sınırına yaklaşıyor. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca bu berbat tablodan “84 milyonu” suçluyor. Hayır, sayın Bakan. Pandeminin felakete dönüşmesi siyasi nedenlere bağlı, tek sorumlusu da kötü
Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ) Çin’in Wuhan şehrinde tespit edilen nedeni bilinmeyen zatürre (pnömoni) vakaları konusunda ilk bilgi 31 Aralık 2019’da ulaştı. DSÖ Genel Direktörü Tedros Ghebreyesus, 30 Ocak 2020’de yeni koronavirüsün küresel salgınına yol açabileceği endişesiyle “halk sağlığı acil durumu” ilan etti. 11 Şubat 2020’deki basın toplantısında virüsün ismi Covid-19 olarak anons edildi. Bu toplantıda