Önceki gün MHP’liler AK Parti’nin HDP’ye gidip oy istemesini medyadan duyduklarını söyleyince muhalefet kulisleri şöyle bir dalgalandı. MHP lideri Bahçeli’nin 8 Kasım’da erken seçim tarihi ilan edeceğinden Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a rest çekeceğine dek iddialar siyasi kulisi sardı. Oysa Erdoğan ve Bahçeli siyasi kaderlerini iktidar ortaklığında birbirine bağlamıştı. Her ne kadar Bahçeli HDP’yi terör örgütü gibi
Fotoğrafa iyi bakın lütfen. Bu fotoğraf, seçimler yaklaştıkça AK Parti’nin siyasi fırsatçılık (oportünizm) ve çifte standardın zirvelerini zorladığının işaretlerinden yalnızca biridir. Şöyle düşünün lütfen. CHP ya da ola ki İYİ Parti’nin grup başkan vekilleri bir yasa, ya da anayasa değişikliği için HDP grup başkan vekillerini TBMM’deki odalarında ziyaret etse AK Parti ve MHP ile hükümet
Meclis kulislerinde biraz gözlem yapmak, toplantılara girip vekillerle konuşmak yetiyor: hem iktidar hem muhalefet cephesinde yeni sancılar ve yani arayışlar, yeni gelişmelere gebe. Kendi kalesine gol atan atana. Son günlerde en çok iz bırakan ve hala tartışılan iki kendi kalesine golden birisi AK Partili Mahir Ünal’ın Cumhuriyetle Arap alfabesi gitti Türkçe bitti gafıydı. En sert
DEVA Partisi lideri Ali Babacan 3 Ekim akşamı Bilkent Otel’deki yemekli basın toplantısında “Altı parti de birbirine rakip ama asıl rakip karşı tarafta” diyordu. Önemli olan “o rakibi” ki Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı kast ediyordu, “uygun bir yerde indirmek” ve yola devam etmekti. Tam o sırada CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun kamuda başörtüsü/türban kullanımı konusunda 4 Ekim’de