Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, aldığı siyasi kararlarda keskin değişiklikler yapma konusunda benzersiz cesarete sahip bir siyasetçi. Bazıları gerçek bir ideolojisi olmadan sadece siyasi olarak uygun bulduğu adımları attığını söylese de Erdoğan, öne çıkan dış politika konularında gittikçe daha isabetli pozisyon almaya başladı. Çünkü ne kadar eleştirirse eleştirsin, ister kendi çıkarına uygun düştüğü, isterse ülkenin geleceği
Rusya’da komünist yönetim yıkılmadan önce Moskova’da diplomat olarak görev yaptım. O dönemde, Sovyet yetkilileri ile masaya oturan herkesin bildiği bir kural vardı. Bu da Sovyet tarafının, daima; “Bizim olan her şey bizimdir. Sizin olanlar ise müzakereye tâbidir” anlayışıyla hareket edeceğini bilerek tutum almak gerekliliğiydi.İronik bir şekilde, Biden-Erdoğan görüşmesinde, ABD tarafı, yukarıda belirttiğim Sovyet müzakere anlayışla
Dış politika ve güvenlik konularında dünyanın en etkili tartışma zemini olan Münih Güvenlik Konferansı’nın (MSC) 14-16 Şubat tarihleri arasında yapılacak 2020 yılı toplantısının konusu “Westlessness – Batısızlık” olarak saptandı. Bu yeni ve aslına bakarsanız zihin açıcı bir kavram. Münih Güvenlik Konferansının Başkanlığını yürüten Alman emekli Büyükelçi Wolfgang Ischinger, konferansın yine “Batısızlık” başlığını taşıyan raporunda “Batı