İYİ Parti lideri Meral Akşener 28 Mayıs seçimlerinden bu yana sürdürdüğü sessizliğini bozduğu 26 Ağustos Afyonkarahisar mitinginde 31 Mart yerel seçimlerine ayrı gireceklerini ilan etti. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, MHP lideri Devlet Bahçeli, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu ismen sayarak bütün parti liderlerine de seçime ayrı girilmesi için meydan okuyan Akşener şehir özelliklerine göre işbirliği yapabilecekleri, bununsa
Bir dönem CHP Genel Başkanlığı da yapmış olan Altan Öymen, T24’te Cansu Çamlıbel’e “AKP’nin kuruluşundan sonra tek adam sistemi bize de sirayet etti” dedi. Bu hem Deniz Baykal dem de Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelen bir eleştiri. Ama daha çok Kılıçdaroğlu’nun 28 Mayıs seçim yenilgisi ardından istifa çağrılarına direnmesi ve CHP’ye “yeni bir hikâye” gerektiği söylemlerine parti
“Türkiye ile İngiltere arasında yapılan yasa dışı göçmen anlaşmasından İngiltere açıklama yapmasa haberimiz bile olmayacaktı. Türkiye’yi sığınmacı deposu haline getirdiler. Bakınız hem anlaşmanın hem de bizde kurulacak Mükemmeliyet Merkezi’nin İngiltere tarafından duyurulması son derece vahim ve sorunlu. Para karşılığı Türkiye’nin sığınmacı deposu haline getirilmesi gerçekten de utanç verici.” Bu sözler CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na
Mayıs seçimlerinin kaybedilmesinin ardından iç çatışmalarla boğuşan muhalefet kanadının yerel seçimler için ne tür stratejiler belirleyeceği hem CHP hem de İYİ Parti’de tartışmaları körükledi. İYİ Parti’de yerel seçimler için AK Parti ve MHP ile ittifak yapılabileceği olasılığı değerlendirilirken; CHP içindeki “değişim” tartışmalarında ön plana çıkan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun liderlik adaylığı ile belediye
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın açıkladığı son enflasyon raporuyla TCMB’nin “uzun zaman sonra nihayet asli görevini hatırlamış göründüğünü söyledi. Kılıçdaroğlu, Erkan’ın açıkladığı yüzde 58’lik yıl sonu enflasyon beklentisini ise yüzde 70 öngören analizlerin altında olmasına rağmen daha gerçekçi bulduğunu buna karşı özellikle “kademelendirme” ve Kur korumalı Mevduat (KKM) gibi
CHP Genel Merkezinde sinirler iyiden iyiye bozuk görülüyor. Buna en açık kanıt, protestoculara destek vermek için gittikleri Akbelen’deki halleri oldu. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu hem toplumdaki çevreci tepkiyi siyaseten değerlendirmek hem de dikkatleri İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu etrafındaki kümeleşmeden dağıtmak için genişçe bir heyetle kesimin yapıldığı bölgeye gitti. Ancak gerekli hazırlık ve senaryo çalışması yapılmadan
2023 seçimleri, muhalif seçmen gruplarının siyasetten parça parça kopmasıyla anılacak bir seçim olarak tarihe geçecek gibi duruyor. Değişim söylemlerine rağmen gidişata “tesir edebilme” duygusunu hızla yitiren muhalif seçmende “apati,” yani siyasi ilgisizlik, her gün artıyor. Muhalefet partileri bu kopuşu durduramazsa 2024 seçimlerine 2019’dan çok daha dezavantajlı bir durumda girecekleri kesin gibi. 2023 seçimlerinin bir kader
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 24 Temmuz’daki kabine toplantısı ardından yaptığı konuşmanın hemen başında, konuya verdiği önemin işareti olarak ufuktaki yerel seçimlere değindi. 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerinde elde ettiğimiz başarıyı 31 Mart 2024 mahalli idareler seçimleriyle tahkim etmek istiyoruz” dedi; “İnşallah bu tarihî fırsatın heba olmasına izin vermeyeceğiz.” Erdoğan fırsat sözünü çok sık kullanmaz. Bu
Benzine 2 lira zam geldi. Ama bir CHP’ye bakalım bugün neler olmuş. İlaca yüzde 30 zam geldi. Gelecekti zaten, biz bir CHP’ye bakalım; Ekrem İmamoğlu, Kemal Kılıçdaroğlu’nu devirecek mi? Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Birleşik Arap Emirlikleri’yle 51 milyar dolarlık yatırım anlaşmasından söz ediyor, ama anlaşmanın ayrıntıları için Muhammed bin Zeyid’in ağzının içine bakıyoruz. Adamlar neyi kaça
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun son Habertürk yayınında gazeteci Mehmet Akif Ersoy’a söylediklerini izlerken “Yok artık, bu kadar da değil” dedim. İnanılacak gibi değildi. CHP Genel Başkanı, seçime birkaç gün kala Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ ile gizli bir protokol imzaladığını kabul ediyordu. Bu protokole göre biri İçişleri Bakanlığı (iddiaya göre diğerleri eğitim ve kültür)