Türkiye, CHP Grup Başkan Vekili Özgür Özel’in 12 Ocak’ta yaptığı açıklamalarla bir kez daha ‘trolleri konuşmaya başladı. CHP’nin geçen yıl Kemal Kılıçdaroğlu tarafından duyurulan bir troll raporu da mevcut. Ancak bu sefer seçim güvenliği açısından hükümet çizgizindeki troller, ya da sosyal medyada kullanılan şekliyle “Aktroller” daha önemli. Büyük olasılıkla biliyorsunuzdur ama yine de tanımlayalım; “Troller,
Marmaris bir yıl sonra tüm Türkiye’nin gözü önünde tekrar alevler altında kaldı. Ve yine gazetecilerin, bölge halkının, siyasilerin müdahalenin yetersiz olduğu iddiaları resmi makamlarca reddedildi, Tarım ve Orman Bakanı öğlen saatlerinde yangının büyük ölçüde kontrol altına alındığını açıkladı, halen müdahale sürüyordu. Orman Genel Müdürlüğü yangının 200 hektarı etkilediğini belirtirken, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Gürün 1028
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın sağlığı üzerine söylentiler Twitter üzerinden açılan bir etiketle başladı. Kısa sürede etrafı sardı. Etiket tam da AK Parti’nin 2002’de seçim kazanıp tek başına iktidara geldiği 3 kasımda açılmıştı, bu zamanlama da dikkat çekiciydi.Kısa sürede Cumhurbaşkanının sağlığı konusundaki ağırdan en ağıra dek iddialar, etkisi sosyal medyayı aşacak şekilde etrafı sardı. Sadece yerli değil
Nereden başlasak? Hayaller Joe Biden iken, gerçeklerin “Taliban üst düzeyi” olması ihtimalinden mi? Taliban liderinin adını yazmamışlar prompter metnine, biz söyleyelim: Mevlevi Hibatullah Akhundzada. 1961 Kandahar doğumlu. Bütün fetvalar ve ölüm fermanlarından o sorumlu. Geleceğiz birazdan.Yoksa Erdoğan’ın Kanal-D, CNN Türk ortak yayınında Afganistan ve Suriye’den gelen sığınmacıların o kadar da sorun olmadığını, muhalefetin abarttığını söylediği,
Tartışma internet üzerinden televizyon yayıncılığı yapan MedyaScope sitesinin Amerikan Chrest Vakfı’ndan yayıncılık desteği aldığının haber olmasıyla başladı. MedyaScope kurucusu, gazeteci Ruşen Çakır, bunu zaten kuruluştan bu yana internet sitesinin künyesinde saydam bir şekilde duyurduklarını, yıllardır her şeyin yasal sınırlar içinde yapıldığını söylediyse dinletemedi. Sedat Peker videolarıyla yıllardır baş tacı ettikleri kimi gazeteciler nedeniyle hasar alan,
Şu yaz sıcağında konuştuklarımız ve konuşmak istemediklerimiz gerçekten Türkiye’nin gündeminin ne kadar dağılmış olduğunu gösteriyor. Bir de konuşmamızı istedikleri ve konuşmamızı istemedikleri var. Her birine dokunalım. Konuştuklarımız arasında “Ne olacak bu kovitin hali?” var. Hemen hemen herkes emin kovit salgınının turizm bayramına dönen Kurban Bayramı sonrasında patlama yapacağından. Geçen sene, 2020’de de öyle olmuş, Kurban
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 15 Temmuz darbe girişiminin beşinci yılı münasebetiyle TBMM’de yaptığı konuşmada bir kez daha Cemaat tarafından “aldatılmış” olduklarından söz etti. Fethullah Gülen Cemaati, Adalet ve Kalkınma Partisi’ni (AK Parti) “dinin kutsiyetiyle” aldatmış, henüz bilmediğimiz bir vaatle kandırmış, böylece devlet içinde yasadışı örgütlenmesini geliştirmişti. Adeta devlet, AK Parti’nin siyaset kurtları tarafından değil de saf
B-planının mafyacılıktan siyasi muhalifliğe terfi edip bir yerlerden iltica almak olduğu anlaşılan Sedat Peker’in dahi dilinde olan bir masal var. Türkiye’de siyaseti daha Cumhuriyet öncesinden esir almış bir ikiyüzlülük bu. “Kendisi iyi de çevresi kötü” masalı.Başta kim varsa onu doğrudan hedef almak istemeyen, hala baştakinden bir çıkar gözetenlerin en büyük sığınağı bu söylem. Peker de
Anayasamızda hala yazılı olan laik, demokratik, sosyal hukuk devletinde yeri olmayan helallik konusuna girmeden önce Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın hangi hatanın eşiğinde olduğunu söyleyeyim.Cumhurbaşkanı dün, 14 Mayıs’ta, 17 Mayıs Pazartesi’den itibaren “normalleşmenin” başlayacağını söyledi. Sıradaki hata bu olacak.Buna göre 16 Mayıs’ta yani yarın hastalığın bulaşma oranının günde 5 binin altına ineceğinden emin olması lazım. Öyle ya