Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın sağlığı üzerine söylentiler Twitter üzerinden açılan bir etiketle başladı. Kısa sürede etrafı sardı. Etiket tam da AK Parti’nin 2002’de seçim kazanıp tek başına iktidara geldiği 3 kasımda açılmıştı, bu zamanlama da dikkat çekiciydi.Kısa sürede Cumhurbaşkanının sağlığı konusundaki ağırdan en ağıra dek iddialar, etkisi sosyal medyayı aşacak şekilde etrafı sardı. Sadece yerli değil
Nereden başlasak? Hayaller Joe Biden iken, gerçeklerin “Taliban üst düzeyi” olması ihtimalinden mi? Taliban liderinin adını yazmamışlar prompter metnine, biz söyleyelim: Mevlevi Hibatullah Akhundzada. 1961 Kandahar doğumlu. Bütün fetvalar ve ölüm fermanlarından o sorumlu. Geleceğiz birazdan.Yoksa Erdoğan’ın Kanal-D, CNN Türk ortak yayınında Afganistan ve Suriye’den gelen sığınmacıların o kadar da sorun olmadığını, muhalefetin abarttığını söylediği,
Tartışma internet üzerinden televizyon yayıncılığı yapan MedyaScope sitesinin Amerikan Chrest Vakfı’ndan yayıncılık desteği aldığının haber olmasıyla başladı. MedyaScope kurucusu, gazeteci Ruşen Çakır, bunu zaten kuruluştan bu yana internet sitesinin künyesinde saydam bir şekilde duyurduklarını, yıllardır her şeyin yasal sınırlar içinde yapıldığını söylediyse dinletemedi. Sedat Peker videolarıyla yıllardır baş tacı ettikleri kimi gazeteciler nedeniyle hasar alan,
Şu yaz sıcağında konuştuklarımız ve konuşmak istemediklerimiz gerçekten Türkiye’nin gündeminin ne kadar dağılmış olduğunu gösteriyor. Bir de konuşmamızı istedikleri ve konuşmamızı istemedikleri var. Her birine dokunalım. Konuştuklarımız arasında “Ne olacak bu kovitin hali?” var. Hemen hemen herkes emin kovit salgınının turizm bayramına dönen Kurban Bayramı sonrasında patlama yapacağından. Geçen sene, 2020’de de öyle olmuş, Kurban
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 15 Temmuz darbe girişiminin beşinci yılı münasebetiyle TBMM’de yaptığı konuşmada bir kez daha Cemaat tarafından “aldatılmış” olduklarından söz etti. Fethullah Gülen Cemaati, Adalet ve Kalkınma Partisi’ni (AK Parti) “dinin kutsiyetiyle” aldatmış, henüz bilmediğimiz bir vaatle kandırmış, böylece devlet içinde yasadışı örgütlenmesini geliştirmişti. Adeta devlet, AK Parti’nin siyaset kurtları tarafından değil de saf
B-planının mafyacılıktan siyasi muhalifliğe terfi edip bir yerlerden iltica almak olduğu anlaşılan Sedat Peker’in dahi dilinde olan bir masal var. Türkiye’de siyaseti daha Cumhuriyet öncesinden esir almış bir ikiyüzlülük bu. “Kendisi iyi de çevresi kötü” masalı.Başta kim varsa onu doğrudan hedef almak istemeyen, hala baştakinden bir çıkar gözetenlerin en büyük sığınağı bu söylem. Peker de
Anayasamızda hala yazılı olan laik, demokratik, sosyal hukuk devletinde yeri olmayan helallik konusuna girmeden önce Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın hangi hatanın eşiğinde olduğunu söyleyeyim.Cumhurbaşkanı dün, 14 Mayıs’ta, 17 Mayıs Pazartesi’den itibaren “normalleşmenin” başlayacağını söyledi. Sıradaki hata bu olacak.Buna göre 16 Mayıs’ta yani yarın hastalığın bulaşma oranının günde 5 binin altına ineceğinden emin olması lazım. Öyle ya
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan dün, 29 Mart’ta hükümetinin kovit salgınıyla mücadelede maalesef gerilemesini kabul etmek mecburiyetinde kaldı. Salgın, 29 Mart konuşmasında Erdoğan’ın verdiği bilgiye göre, nüfusun yüzde 80’inin yaşadığı 58 il “çok yüksek yüksek risk” düzeyine vurdu. Aylardır kendi açıkladığı önlemleri AK Parti il ve ilçe kongrelerindeki kucak kucağa görüntülerle ihlal edilmesiyle övünen Erdoğan dün canlı
Bir kere görüntüye göre Erdoğan topa sağ ayağının dışıyla vuruyor. Trabzon efsanelerinden Ünal Karaman’ın* imza vuruşu. Yani Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ilgili attığı övgü tweetinde her “büyük” takımdan bir futbolcuyu anarak bir “denge siyaseti” gütmüş ama Ünal vuruşunu gösterdikten sonra Trabzonspor’un (da) bir oyuncusuna ayrıca yer vermesine gerek dahi yoktu. Trabzonlular zaten