Dünyada ifade özgürlüğü nedeniyle rezil olmadığımız bir Çin kalmıştı, Instagram yasağı sayesinde onu da olduğumuzu Ekonomim gazetesinde Maruf Buzcugil’in yazısından öğrendik. Çin’de de Instagram yasak ama Komünist Parti yönetimi üniversitelilerin dünyaya açık olması bakımından VPN üzerinden bağlanmalarına göz yumuyormuş. Bir grup gazeteciyle Çin’den yeni dönen meslektaşımız, “Bizleri kendi sosyal medya hesaplarına eklemek isteyen bu görevli
Yazıya başladığımda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu iktidarı borç haczi tehdidiyle mali baskı uygulayarak “kötü yönetiminin” acısını belediyelerden çıkarmakla eleştiriyordu. Ben de o sırada Milli İstihbarat Teşkilatının (MİT) 1 Ağustos’ta başarıyla ev sahipliği yaptığı ABD-Rusya-Almanya uzlaşmasıyla takas edilen kişilerin özelliklerini okuyordum. Okudukça da dezenformasyon suçlamasının muhalefeti baskı yöntemleriyle bastırmak isteyen yönetimlerin elinde silaha dönüştüğünü
Son birkaç gündür Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın aldığı tek iyi haber MİT’in ABD-Rusya-Almanya arasında bağladığı, son zamanların en kapsamlı insan takası oldu. 31 Temmuz’da Hamas lideri İsmail Haniye’nin öldürülmesinden başlayarak hem aldığı haberler hem de aldığı kararların tamamı Ankara’da işlerin iyi gitmediğinin kanıtı gibi. Erdoğan idaresinin canını sıkan kararların ikisi Anayasa Mahkemesi’nden geldi. İlki Can Atalay’ın
Anayasa Mahkemesi (AYM) Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı bünyesinde kurulan Stratejik İletişim ve Kriz Yönetimi Dairesi Başkanlığı’nın “her tür manipülasyon ve dezenformasyona karşı faaliyette bulunma” yetkisini Anayasaya aykırı bularak iptal etti. Anayasa Mahkemesi 27 Aralık 2023’te İletişim Başkanlığı Teşkilatı Hakkında düzenlenen 66 numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin bazı maddelerini iptal etti. 2 Ağustos’ta Resmi Gazete’de yayımlanan gerekçeli kararda, AYM,
Hürriyet internet sitesinde okudum: AK Parti yeni bir iletişim stratejisi üzerinde çalışıyormuş. Ne yalan söyleyeyim iletişim stratejisi deyince aklımdan bir an acaba Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve AK Parti yöneticilerinin medyaya bakışlarını nihayet değiştirmeye mi karar verdikleri sorusu geçti. Acaba Cumhurbaşkanlığı ve AK Parti kapıları artık eleştirel soru soran gazetecilere de açılacak mıydı? Acaba Cumhurbaşkanı İletişim
AK Parti’nin hala TBMM Komisyonuna resmen sunmadığı 9’uncu Yargı Paketinde yer alacağı söylenen “etki ajanlığı” maddesiyle İngiltere’nin Ruanda’ya göndereceği sığınmacıların turist kisvesiyle Türkiye’ye aktarılacağı iddiaları arasında ne alaka olduğunu sorabilirsiniz. Tutarsızlık alakası var. Etki ajanlığı ve tutarsızlık Etki ajanlığı iktidardaki Cumhur İttifakının özellikle MHP kanadının çok üzerinde durduğu konu. MHP lideri Devlet Bahçeli’ye kalsa, Osman
Dün, 2 Nisan’da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın seçim yenilgisi muhasebesi için topladığı AK Parti Merkez Yönetim Kurulu (MYK) sonrasında, AK Parti dönemindeki medya uygulamalarına alışanları dahi şaşırtan “bir ilke” tanık oldu haberciler. AK Parti medya birimlerinden ilişkide oldukları haber merkezlerine gönderilen, deyim yerindeyse bir korsan bildiriyle MYK’da görüşülenlerin “perde arkası” veriliyordu. Bu metinde Erdoğan’ın konuşmasında yenilgiyi
Cumhurbaşkanlşığı İletişim Başkanlığı, ABD Kongresi’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İsveç’in NATO üyeliği ile ilgili onayına inanmadığı, F-16’lar hakkında karar almak için Cumhurbaşkanı kararının ıslak imzalı aslını görmek istediği iddiasını yalanladı. New York Times gazetesinden Edward Wong’un 26 Ocak tarihli haberine göre ABD Kongresi yetkilileri, Türkiye’ye F-16 satışına onay vermeden önce belgeleri görmek istedi. Habere göre
Birgün gazetesinin Pazar eki “Felaketle geldi, rezaletle bitti” başlığını atmış. Ben “Gelen gideni aratmasın” dileğimi kayda geçireyim. Felaket Kahramanmaraş-Hatay depremleriydi, rezalet ise Türkiye futbol kupasının “Bir avuç dolar için” Suudi Arabistan’da oynamaya kalkıp Atatürk duvarına çarpılması ve Türkiye’nin cümle aleme rezil edilmesi. Doğrusu ben Suudi Arabistan’daki futbol rezaletine 2023’ün son rezaleti derken dahi tereddütle yazıyorum:
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan TBMM’ye 2024’ün de zor geçeceğini söylemişti. Türk dış politikasındaki mevcut sorunlara İran da eklenmiş olabilir. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 11 Kasım’da Riyad’daki İslam ülkeleri ortak zirvesi dönüşünde İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin 28 Kasım’da Türkiye’ye geleceğini, Gazze Krizi üzerine birlikte nelerin yapılabileceğini konuşacaklarını söylemişti. Ancak 28 Kasım’da Reisi gelmedi. Gelmeyişi üzerine ne Tahran
- 1
- 2