Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) içindeki değişim tartışmaları sürerken Merkez Yönetim Kurulu toplantısı ardından konuşan parti sözcüsü Faik Öztrak, kongre tarihinin Parti Meclisi tarafından il ve ilçe kongreleri yapıldıktan sonra belirleneceğini belirterek Ekim ayına kadar kurultay tartışmalarını erteledi. Değişim talebini dile getiren İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun görüşmelerinin ardından
Ekonominin gidişi açısından kritik hafta çünkü hem işveren ve yatırımcılar hem de çalışanlar ve küçük işletmelerin gözü aynı tarihte: 22 Haziran. İki önemli gelişme gözleniyor. Biri asgari ücret komisyonunun bugün, 19 Haziran’da yapacağı toplantı sonrası, önümüzdeki hafta başlayacak Kurban Bayramı ve birleştirilen tatil öncesinde açıklaması beklenen karar. Diğeri de 22 Haziran Merkez Bankası Para Politikası
Seçimlerin ardından Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) içinde yükselen “değişim” talebi ile birlikte yerel seçimler öncesinde başlayan kurultay sürecinde CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na rakip olabilecek genel başkan adayları parti içinde ana gündem maddesini oluşturuyor. CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, değişim tartışmasını gündeme getiren ve genel başkan adaylığı için ismi geçen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile
Emin olun, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ola ki 28 Mayıs seçimlerini yitirseydi, bugün onu neredeyse Mehdi mertebesine çıkaran siyasetçilerin, yorumcuların bir kısmı “Biz demiştik” diye ona hücuma başlayacaklardı. Ve yine emin olun ki öyle bir durumda, bugün CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na “Düşene bir tekme de benden” hıncıyla vuranların bir kısmı onu “İkinci Kemal” manşetleriyle bir laik
Bu ülkenin bölünmeleri, arzuları, hayalleri ve bütün bunlara bir biçimde bağlı oy verme biçimleri seküler-muhafazakâr çatışmasına sıkıştırılamayacak kadar karmaşık. Bu karmaşıklığı siyaset basit ve anlaşılır kimliklere ve/veya çıkarlara indirgeyip oradan bir dil kuruyor çoğu zaman. O karmaşık arzu, hayal ve çıkarlara sahip gerçek insanlara seçmen adı verip, sonra onu bir toplamın içindeki bir rakama indirgeyip
Zamanında ünlü bilim insanı Albert Einstein aynı şeyleri tekrarlayıp farklı sonuçlar beklemeye “insanity-cinnet” demiş; en hafifinden “saçmalamak” olarak geçiyor sözlüklerde. CHP’nin açmazını ise bunun bir adım ötesine götürebiliriz: Aynı kişilerle aynı şeyleri tekrarlayıp farklı sonuçlar beklemek olarak tanımlayabiliriz. Bakın, CHP’nin 6 Haziran’da yapılan MYK toplantısında Kemal Kılıçdaroğlu’nun başta kalıp kalmayacağını belirleyecek kurultayın sonbaharda yapılması hedefi
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 28’inci dönemi bugün açılıyor. CHP’nin zaten hasar görmüş TBMM Grubunun başında Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu bulunmuyor. Keza Millet İttifakı içindeki stratejik ortağı İYİ Parti lideri Meral Akşener de grubunun başında olamayacak. İYİ Parti 2018’deki milletvekili sayısında kaldı. CHP’nin net milletvekili sayısındaysa düşüş var. Zaten Kılıçdaroğlu CHP listesinden seçime giren DEVA, Gelecek,
20 Nisan 1653 yılında İngiliz iç savaşlarının muzaffer komutanı, Cumhuriyetçi ve Kral 1. Charles’ın idamını en güçlü şekilde destekleyen siyasetçi Oliver Cromwell, seçim yapmamak için her mazereti gündeme getiren, seçim kararı alınmasına rağmen işleri yokuşa süren Parlamento’ya giderek istifa etmemekte direnen üyelere hitap etmişti. Ardından da askerleriyle milletvekillerini Meclis’ten çıkarıp seçimleri yaptırmıştı. Cromwell’in tarihe geçen
14 Mayıs milletvekili seçimleri ve 28 Mayıs ikinci tur Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin Cumhur ittifakı lehine sonuçlanmasının ardından muhalefet cephesinde iç hesaplaşma başladı. Partiler kurultay süreçlerine girerken meclis grupları bu hafta itibariyle oluşacak. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın üçüncü kez cumhurbaşkanı seçilmesi ve Cumhur İttifakı’nın meclis çoğunluğunu elde etmesinin ardından muhalefetin nasıl hareket edeceği, yönetim değişikliği olup olmayacağı,
Recep Tayyip Erdoğan’ın kazandığı cumhurbaşkanlığı seçimi sonuçları hayırlı olsun. İkinci turda bir kazanan var ama bu her iki adayın da birinci turda kaybetmiş, seçilememiş oldukları gerçeğini değiştirmiyor. Kaybettiği halde kazanma gerçeği 85 milyonluk halkın siyasilere karşı her zaman kaybetmeye mahkûm, kendi kendini yönetme hakkının ise bir yanılgı olduğunu altını çizerek tescil ediyor. Demokrasi mi, seçim